Verilen siparişi sahibine verdikten sonra mutfağa girdim ve telefonumu çantamdan çıkarıp saate baktım. 10 dakika sonra çıkacaktım. Önlüğümü çıkarttım ve astıktan sonra oturup telefonumla uğraşmaya başladım. Komik bir videoya gülerken bir ses geldi. "Hanımefendi" Kafamı kaldırdım. "Evet buyurun." "Mesai saatleri içerisinde telefon ile uğraşmak yasak." "Affedersiniz. Siz kimsiniz?" "Ben buranın yeni sahibiyim ve görüyorum ki bazı çalışanları kovmam gerekecek." "7 dakika kaldı çıkacağım zaten." "Ama hâlâ mesai saatlerindesiniz." "Peki." "Diyeceğin başka bir şey yok mu?" "Ne gibi?" "Özür dilemek gibi." "Özür dilerim." "Bu da çok kuru oldu ama seni affedeceğim." Saate baktım. "Beş dakikam kaldı." "O zaman beş dakika daha çalış." Buradan uzaklaştığında arkasından öylece baktım. Kim bu ukala? Neden benim patronum? Telefonuma baktım. 4 dakika. "Çabuk geçecek gibi." Uzakta gülerek eski patronumuzla konuşan yeni patronuma baktım. Ben ona bakınca bana baktı. Daha sonra saatine baktı ve eski patronum ile beraber dışarı çıktılar. Benim de çıkma zamanım gelince dışarı çıktım ve Jin'i beklemeye başladım. "Mesain bitti."Kafamı çevirdim" "Evet" "Hemen eve mi gideceksin?" "Evet." "Bırakmamı ister misin?" "Hayır teşekkürler. Erkek arkadaşım gelecek." "Aa öyle mi? Peki." Kafamı yan tarafa çevirdim. "Kendisi de geldi zaten." Ona gülümseyip hemen arabaya bindim. "Kim o aşkım?" "Yeni patronumuz." "Peki." Eve geldiğimizde ben yorulduğum için hemen kendimi koltuğa attım. "Çok mu yoruldun?" "Evet." "Sana yemek yapmamı ister misin?" "Çok iyi olur. Çok açım." "Sana çalışma diyorum. Ben ikimize de bakarım." "Sana yük olmak istemiyorum." "Bana yük olmuyorsun!" "İyide neden bağırıyorsun şimdi?" "Evlenince de mi böyle davranacaksın?" "Evet! Evlenince çalışmam gerek" "Hayır. Ben size bakacağım." "Bize?" "Sen ve çocuğumuz." "Hayır sana yük olmak istemiyorum." Elindeki tencereyi sertçe bırakıp salona geldi. "Evlenince yük gibi bir şey olmayacak! Sen benim karım ben senin kocan olacağım. Birbirimize yük olmayacağız. Bugün gördüğüm şeyden sonra orada çalışmanı istemiyorum!" "Bugün ne gördün Jin!" "Patronunla nede güzel konuşuyordun! Çalışmayacaksın o kadar" "Çalışacağım Jin. Hayatımı senin istediğin hale çevireceğimi sanıyorsan yanılıyorsun Jin! Erkeksin diye bir üstünlüğün yok!" "Çevirmeyecek misin? Şaka mı bu? Yakında evleniyoruz biz!" "Evet. Bu neyi değiştirir?" "Seni değiştirdiği belli! Neden böyle davranıyorsun?" "Neden mi? Hayatıma karıştığın için Jin." "Hayatına karışmaya hakkım var ama" "Hayır bu hakkı sana kim verdi?" "Ne demek kim verdi? Ben senin sevgilinim. Sana karışabilirim." "Haykır. Karışamazsın." Öylece yüzüme baktı. "Karışamaz mıyım?" "Hayır." Bana bir bakış atıp yukarıya çıktı. Biraz öylece bekledim ve peşinden yukarı çıktım. Odasına öylece daldım ve koşup Jin'e sarıldım. "Özür dilerim. Bana karışabilirsin ama çalışmalıyım. En azından evlenene kadar." "Bende özür dilerim ama şu an uygun bir zaman değil. Yani benim için uygun ama senin için olmayabilir." Ayrıldığımızda yarı çıplak olduğunu gördüm. 'Ay! Çok pardon ben hemen çıkarım." Gözümü kapatıp giderken kafamı kapıya çarptım. "Haera!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİE
RastgeleBiri tarafından kandırıldı sonuçta . Şuan ona yük olan biri vardı peki o başka birine yük olacak mı?