4. Bölüm

226 6 10
                                    

"Hey."

Hemen arkama döndüm.

Burada ne arıyordu?

Burası benim cennetimdi ve sadece bana aitti.

Şuana kadar.

Gözlerimi devirdim, "Beni korkuttun." ve önüme döndüm.

"Beni fark ettiğini sanmıştım."

"Burada ne arıyorsun Alex?" sesim sinirli çıkmıştı çünkü sinirliydim. Benim gizli dünyamı keşfetmişti üstelik beni takip ederek. Kendini ne sanıyordu?!

"Buranın sana ait olduğunu bilmiyordum." dedi omuz silkerek. Sanırım sesimdeki kızgınlığı fark etmişti.

Gözlerimi kısarak hiçbir şey söylemeden gözlerinin içine bakıyordum.

"Sadece haklı olduğunu söylemek için ders çıkışında yanına gelmek istemiştim ama bir anda hızlı adımlarla gittiğini görünce seni yakalamaya çalıştım." dedi yanıma, kurumuş yaprakların üstüne oturarak.

"Biz buna takip etmek diyoruz."

"Bir bakıma evet." dedi pis pis sırıtarak.

Ah, gerçekten harika! Okulun ilk günü başıma gelmeyen kalmıyor, kafamı dinlemek için buraya geliyorum ve maalesef korudan gelen bir ayı beni rahatsız ediyor.

"Evet, haklıyım, biliyorum. Bitti mi? Bittiyse gidebilirsin."

Bir anda şaşkınlıktan neye uğradığını şaşırdı.

"Neden bu kadar asabisin?"

"Asabi değilim. Sadece sinirlerim bozuk ve burası benim rahatlama yerim, buraya insanlardan uzaklaşmak için geliyorum ve biri gelince mantıken insanlardan uzaklaşamıyorum bu yüzden burada tek başıma olmak ve rahatsız edilmemek istiyorum."

Tanrım, sanırım nefes almadan kurduğum en uzun cümle buydu.

İç çekti, "Anladım. Seni rahatsız etmek istemezdim. Kusura bakma." oturduğu yerden ağır ağır kalktı ve elleriyle pantolonunu silkeledi.

Biraz kaba davranmıştım sanırım. Benimle konuşmak için bu kadar zahmete giren biri için haksızlık etmiştim, üstelik sinirimin bozulma sebebi o değildi.

Benden birkaç adım uzaklaştıktan sonra arkama döndüm,

"Özür dilerim. Dediğim gibi sinirlerim bozuk, seninle ilgili değil."

Olduğu yerde durdu ve omzunun üstünden bana baktı. Yavaşça yanıma geldi ve eski yerine oturdu.

Biliyorum, aslında sinirimi bozucak bir şey yaşanmamıştı ama yine de arada bana böyle gelirlerdi. Brad yüzünden olsun veya annem yüzünden olsun hep kafamda düşüncelerle dolaşmaktan bazen onları içimde tutamazdım ve o siniri dışarı vururdum.

"Biraz rahatlamalısın, yoksa sonun Happy Tree Friends'deki Flippy gibi olur."

Güldüm, "Sende mi onu izliyorsun?"

"Tabiiki, en sevdiğim korkunç çizgi film."

"Korkmalı mıyım?"

Gülümsedi, "Sen karar ver."

Ona bakıp gülümsedikten sonra, Trueness'a bakarak düşüncelere daldım.

Benden ses çıkmadığını görünce, "Burası gerçekten güzelmiş." Dedi

"Güzel kelimesi az bile."

"Bu göl okula ismini veren Gillette Gölü değil mi?"

"Ta kendisi."

TruenessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin