Her Şey Seninle Güzel -ÖĞRETMENİM-

❄YEŞİL GÖZ❄

Size bir çok duygunun tanımını yapabilirim. Veya hangisinin ne zaman baş gösterdiğini de söyleyebilirim. Hangisinin insanı zora soktuğunu da acıklarım... ki bir duygu var... KORKU...

Bütün duygularınızı istediğiniz şekilde saklaya bilirsiniz. Fakat korkuyu saklayamazsınız siz izin vermek istemesenizde titreyen sesiniz
Parmaklarinizla oynamanız gözlerinizi kacirmaniz kanaya na kadar dudaklarinizi kemirmeniz ayağınızı ritmik şekilde sallamaniz
Gozlerinizin alev alev yandığını saklayamazsınız. Hadi bunları geçtim de ya korkularınız hayellerinize engel oluyorsa ileride yaşayacağınız pişmanlığa çorak sokuyorsa???

Neyden korkuyorsak sevmekten mi?
Kaybetmekten mi? Basaramamaktan
Mı? Veya üzülmekten mi? Korkularımız hayellerimiz en büyük
Engeli ki biz bu korkuları yenmek yerine ben korkuyorum deyip kenara çekilmeyi tercih ediyoruz. Sonrada koca bir hayal suya düşüyor. Bıraksak ceske şu korkuları da kendi hayatımızı yaşasak. Ceske özgür olsak...

Imkansiza aşık olmaktan korkma....

Kimi zaman gülmektir,
Kimi zaman sevmektir,
Kimi zaman ölmektir dünya...

Kimi zaman durmaktır,
Kimi zaman koşmaktır,
Kimi zaman kaçmaktır dünya...

Kimi zaman bulmaktır,
Kimi zaman sunmaktır,
Kimi zaman sanmaktır dünya...

Kimi zaman kanmaktır,
Kimi zaman ummaktır ,
Kimi zaman yanmaktır dünya...

Hadi git sen de,
Ardına bakma,
Hadi kaç sende,
Hiç korkma!

Mustafa cihat...

....

Her yeri kaplamış solmuş yapraklar ayağımın altında ezildikce tuhaf sesler çıkarıyorlardı. Rüzgarda estiği kadari ile ayağımın altından kurtarıyordu. Fakat havanın kasvetli bir şekilde griye boyanması yine yağmurun habercisi idi.Sesin geldiği yere doğru gitmek veya gitmemek konusunda ayaklarım ikilimde kalırken. İstemsizce sesin geldiği yere doğru ilerledim. Vücudumu  duvara yaslayarak kenardan baktım. Bir kızın boynuna sarılmış kocaman eller. Bir dakika o kız şu hep carpistigim kız beyaz teni kıpkırmızı kesilmişti. Gözlerinden yaş geliyordu. Arkadan adamın kim olduğunu göremiyordum. Adamın bağırmasıyla aynı anda gokguruldedi
"Para nerde lan!" Kız kafasını "Yok" dercesine salladı. "Siktirme lan belanı
Parayı getir öyle alırsın tozu" ne??
Bu kız uyuşturucu mu kullanıyor??
Kız artık nefes alacak hali kalmamıştı.
Peki ben ne yapmam gerekiyor? Yardım etmek mi? Yada o kızı orada öylece birakmak mı? Peki bunun vebalini nasıl öderim bırakırsam...
Yanimdaki sert ağaç sopasını yavaşça aldım. Kendimi ele verirsem her şey mafolur. Ayaklarımın ucunda ilerleyerek adamın arkasına geçtim. Kızın beni görmesi ile içindeki oluşan
Umut filizlerinin yeserdigini gözlerinden anlaşıyordu.

Korkudan kut kut atan kalbimi duymazdan gelerek sopayı adamın boynuna geçirdim. Hızla sopayı elimden attım. Kızın boynundaki elleri gevşedi. Yerinde sarsıldı tam arkasını dönüp bana bakacakken yere düştü. Kızın ciğerlerine hava dolmasıyla olduğu yere çöküp, uzun
Süre oksurdu. Bir kez daha gokguruldedi ve yağmur. Bardak bosalircasina yağmaya başladı. Kıza yaklaşıp, elimi uzattım. Elimi sıkıca tuttu ve yerden kalktı. Yağmurun daha fazla islatmamasi için koşarak eve gittik. Kapıyı hızla çalmaya başladım. "Geldim,geldim" diye seslenen annemi telaşa soktugumu anladım. Kapıyı açtı. "Kızım niye alacaklı gi-"  korkudan eli ayağı titreyen yanımdaki kızı görünce kapıyı tam açıp,"geçin hadi geçin" diyerek kenara çekildi. Kızı belinden tutup içeri geçirdim. Direk olarak benim odama geçtik. Kızı yatağıma otturdum. Üzerimdeki çantamı ve montumu çıkardım. Yanımda tuhaf bakışları ile bize bakan anneme yaklaştım. " temiz bir havlu getirir misin?" Annem bakışlarını kızdan ayırmadan çıktı. Kıza dolabımdan temiz kıyafet çıkardım. Annemde tam o sırada geldi. Elindeki havluyu alıp,
"Sonra anlatırım" diyerek annemi gönderdim.Kıza elimdeki kıyafetleri ve havluyu verdim,odadan çıktım.
Mutfakta yemek akşam yemeği yapan
Annemin yanına gittim.