@siyahinsonperdesi İthaf ediyorum...
Medya "batu & kumsal"
Karanlıkta oturduğum yatağın üzerinde önüm de duran küçük papatya'ya bakıyordum. Söylediği kelimler kulağımda yankı yapıyordu.
"Papatya kalpli kız, kalbini kelebekler öpsün"
Bazen ne hissettiğimi ne düşündüğümü bilemez hale geliyordum. Yada bu adamın yanında bütün hayatı işlevlerimi unutup sadece anı yaşamak geliyordu. Yatağın üzerinde ki papatyayı alıp yanımdaki komidinin çekmecesine koydum.
Yonganın altına sokuldum. Bir şeyler düşünmek uykuma engel oluyordu.
Bugün bana kızıp,dinlemeden çekip
Gitmesi gözlerimin içine bakarak bana "Yalancı" demesi ki ben yalan söylemeyi bile beceremeyen kız. Öğretmenime nasıl yalan söyleye bilirim. Gittikçe ben de o adam gibi ruh hakim dengesiz bir hal alıyordu.
....Gözlerimi açtığımda üzerimde olmayan yoganın verdiği üşüme duygusu ile kenara toplanmış yorgani
Uyuşmuş ellerime rağmen yorgani üzerime çektim. Kafamı bencereye doğru çevirdim. Günün doğmasından saatin tahmin ettigimde erken uyanmanın verdiği huysuzlukla yavaşta yataktan kalktım. Lavobaya geçtim. Herkes hala uyurken odama geçip üzerimi degistirdim. Poşetin içerisine siyah bir şal koydum. Telefonumu yanıma alıp,dışarıya çıktım. Sonbahar rüzgarının yüzüme çarpaması ile derin bir nefes aldım.
Pazar günleri kurs olmadığı için bugün babamın yanına gidecektim.Yolda ilerken sabahın erken saatinde çıkardığı seslerle tuhaf şekilde huzur verirken başımı kaldırıp gökyüzünde
Uçuşan kuşlara baktım. Gökyüzünde
Koca bir çember oluşturan kuşlar avazı çıktıkları kadar otusuyorlardiMezarlığa girdigim andan beri her zaman olduğu gibi kalbim hızlı hızlı
Çarpıyordu.Beyaz mermer üzerindeki yazıyı kabullenmek hiçte kolay olmamıştı.
Isminin üzerinde parmaklarimi gezdirdim.Mithat akyel
Öleli bugün tam tamına yedi yıl olmuştu. Daha ben onbir yaşında iken umut ise daha bir yaşındaydı. Hiç bir şeyden haberi olmayan umut taziye günü annemin kucağında tavana bakarak gülümsüyordu. O gün anneme neden umutun güldüğünü sorduğum zaman meleklerin onunla oyun oynadığını söylerdi. O zaman küçükte olsam farkındaydım işte babamın öldüğünü
Farkındaydım. Iste o an hayatın ilk gerçek yüzü ile karşılaştım.Ölüm...
Kaybediş...Hayatımda ilk defa o an küçük kalbimle neyin ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bazen umutun babamın nasıl biri olduğunu sorduğu zaman o an sanki dilim lâl oluyordu konuşamıyor gibi oluyordum.
Siyah salin bir tarafını sağ omzuma attip, mermerin kenarına oturup,toprağın üzerindeki otları temizledim. Bir yandan da konuşurdum.
"Babam! Koskaca yedi yıl oldu seni kaybedeli bak küçük kızında artık büyüdü. Kalbinde buyutemedigin kızın yaşadığı her gün hayattan bir şey daha öğrendi. Baba bir sığınaktır kızı için yaşamın fırtılarından yıpratıcı gerçeklerinden canını acıtan bütün her şeyden uzaklaşmak istediği zaman sığınabileceği sesiz ve güvenli bir liman gibidir. Kızı hangi yaşta olursa olsun çaresizlik içinde boğulurken dahi elini uzati verirse babasına babasının elini tutacağını bilir asla bırakmayacıgınıda... kalbimden ugurlamaya dahi cürret edemediğim tek limanım sensin baba! Biliyor musun baba? Şu aralar sanki yaşamadığım şeyler yaşıyor gibiyim. Sanki kalbim varlığını hissetirmek istercesine çarpıyor."
Gözyaşlarım aktikca hıckırıklarımda artıyordu.
"Senden sonra yagmuru bir kez daha sevmez oldum baba! Yere düşen her damla sanki senin öldüğünü bağırır gibi düşüyordu. Zaten nefret ediyordum biraz daha nefret eder oldum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey Seninle Güzel -ÖĞRETMENİM-
RandomKahrolsun, bu karanlıklar! Bu mesafeler Bu zaman Ben seni istiyorum Ya seninle yaşamak Ya da sende yok olmak... Biliyor musun sevgilim? Ben seni sevdim. Bir insan hayatında ne kadar güzel ve ne kadar çok sevebiliyorsa o kadar sevdim... Bu da benim...