"Kızım kalk hadi"
Annemin sesi ile rüyalarımdan elimi eteğimi çekip,yarı ölü durumumdan ayrılıp,fani dünyaya bir kez daha ğözlerimi açtım. Uykusuzluktan gözlerimi aralamam ile tekrar kapatmam bir oldu. Dün ğece yaşananlar bir film şeridi gibi gözümün önüne geldi. Gözlerimi hızla acıp,yataktan kalktım. Annem çoktan odadan çıkmıştı.Lavobodan çıkıp,formamı giyereken hala uykusuzluğun verdiği uyuşukluk ike yavaş yavaş giyiniyordum. Elimi arakaya atıp,fermuramı çekerken içeriye annem hızla girdi. Sanırım hala uyuduğumu düşünüyordu ki çatık kaşaları beni yatakta göremeyince şaşırdı. Ve bana döndü...
Elindeki bez ile elini kurulurken bir yandan da konuşuyordu.
"Dün bekledim bekledim gelmedin?"Anneme cevap verecek kadar güçüm yoktu. Aynada saçlarımı tararken arada bir gözlerimi kapatıyordum.
"Hep bu saate mi geleceksin?"
Annem bu sefer sert sesi ile devam etmeyi tercih ederken sandalenin üzerindeki hırkamı üzerime geçirdim.
"Kime diyorum ben?"
Elindeki bezi sertce masama bıraktı.
Cantamı omzuma takıp annemi es gecerek odadan cıktım."Meyra!"
Sen hiç avazın kadar susarak agladın mı anne? Diyebilmek cok isterdim. Yaşadığım şeyleri bazen dile getirmek öyle canımı yakıyor ki... Helede bunu kimseye söyleyememek ne mutluğumu ne de hüznümü kendi içimde yaşaya yaşaya kendi içimde kayboluyorum... pelkide bazı duyguları anlatacak kelime yapmamışlar susmak zorunda kalıyorum. Aslında susmak mesele degil. Susar insan. Başka çaresi yoksa susar. Haksız olduğu için susar bazende haksızlık karşısında susar. Cok konuşmuştur vaktinde o yüzden susar. Ya da hep susar. Söyleyeceği şeyler içinden boğazına kadar yükselmişse istediği için degil mecbur kaldığı için susuyorsa o zaman susmak ızdırapların en büyüğü olur.
Diline kadar gelen ve dışarı cıkmayan söz en acı zehir gibi ruhunu yavaş yavaş çürütür...Kapıyı sertçe açtım. Onun o esmer tenine özenle yerleştirilmiş olduğunu düşündüğüm yeşil gözleri ile burun buruna geldim. Bunun burda ne işi vardı? Çatık kaşlarımla doruğa baktım.
"Bu kim meyra?"
Sinirli olan annem öfeksini daha fazla belli ederek konuştu. Annemeden halliçe bende doruğa öfke ile konuştum."Arkadaşım!"
Doruk gözlermin içine bakarken annme konuştu.
"Meyra'ya ödev notlarını verecektim de müsadeniz olursa"
Annem biraz daha sakin sesi ile konuştu.
"Tabi çoçuğum tabi" Deyip içeriye geçti. Doruğun motoronun önüne doğru yürüdüm. O da arkamdan gelirken gözlerimi yerden ayırmıyordum. Önüme uzatılan zarf ile kafamı kaldırıp,doruğa baktım.
"Çakı verdi dün için"
Elindeki zarfı utanğaclıkla mı diyeyim yaptığım şeyin verdiği vicdan sızı ile bilinmez titreterek aldım.
"Sağol"
Deri ceketinin üzerine bağladığı kolu ile bana baktı.
"Ayağın nasıl oldu?"
Sarğısını çıkartmıştım. Ve düne göre gayet iyiydim. Bir de annemden bunu için azar işitemezdim. Yürümemde her ne kadar da zedeleyerek yüresemde belli etmemeye çalışmamda cabazı zaten..."İyi"
Diyerek bir kaç adım geriye gittim. Üzerimde hissetiğim bakışlar ile başımı kapının önünde konuşan kadınların bize baktığını fark ettim."Gitsen iyi olacak"
Doruğun bakışlarıda kadınlara kaydı.
Gözlerini devirerek kollarını cözüp,motoruna bindi. Gitti.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey Seninle Güzel -ÖĞRETMENİM-
AcakKahrolsun, bu karanlıklar! Bu mesafeler Bu zaman Ben seni istiyorum Ya seninle yaşamak Ya da sende yok olmak... Biliyor musun sevgilim? Ben seni sevdim. Bir insan hayatında ne kadar güzel ve ne kadar çok sevebiliyorsa o kadar sevdim... Bu da benim...