HANDEDEN 1 AY ÖNCE
Sınıfa girdiğimde oturacak boş olan yerler vardı. Fakat birinin emir yağdırmasıyla oralara çanta koyuldu. Kim yaptı bunu?
Aslında Tolga ve Emirinde yanı boştu. Ama onların yanına oturmayı imkansızlık olarak algıladığımız için oturmamıştık.
Ama daha sonra Elif bana "Sen Emir'in yanına geç." dediğinde bende kabul ettim. Sonuçta kardeşimi o esmer p*ç kurusunun yanına bırakmaya niyetli değildim.
Tam oturacakken birinin kolumdan tutmasıyla öne doğru yalpaladım. Bu yüzden saçım başım birbirine dolandı. Ve yüzüm gözüm birbirine karıştı. Daha sonra ise oturağım sandalye ile buluştu.
Tolga bu halime gülerken ona gülme demekten dilim damağım kurumuştu. Daha sonra onun gülmesine bakakaldım. O gülerken bende gülmeye başladım.
Arka sıradan Elifin "Bırak beni be!" diye cırlama sesleri geliyordu. Ama şuan onu tınlayacak durumda değildim.
Odak noktam şu anda Tolganın gülüşündeydi. O gülünce kısılan gözleri herşeye değerdi.
Daha sonra ne düşündüğümü anlayınca gözlerimi Tolganın gülüşünden çektim.
SİMDİKİ ZAMAN
Okul çıkışı Tolga ve Emir bizimle gezmeye gitmeyi istedi. Ama biz kabul etmedik. 'Tabi iffetli kızlar böyle yapar.' diyen iç sesime ilk defa hak verdim.
Kabul etmememizin üzerine kendimi havada bulmamla çığlığı basdım. Beni kucağına alan kişinin ( daha doğrusu sırtına alan kişinin ) sarı saçlarını gördüğümde Tolga olduğunu anladım.
Bir dakika! Tolga mı!!!
"Yaa! Tolga bıraksana beni! Gelmicez işte." dedim. "Sesini kes ve bacaklarını sallamayı bırak. Herkes sana bakıyor. Daha sonra birilerini yumruklarsam olacaklardan ben sorumlu değilim." dedi.
Bir an içim kıpır kıpır olsa da bacaklarımı durdurup bu sefer Tolganın sırtına vurmaya başladım.
Tolganın yüs ifadesine bakılırsa canı acıyora benzemiyordu. Daha çok vurmaktan benim ellerim acıyordu.
Amacıma ulaşamayacağımı anladığımda vurmayı bıraktım. Tolga "Yaa! Niye durdun. Devam etsene. Masaj gibi geliyordu." deyip piç smile yaptı. Demesiyle beraber sırtına bir tane en güçlüsünden yapıştırdım.
"Kızım sen ne kadar güçlüsün ya! Eminim Elifde böyledir." deyince ben de " Birinci olarak ben senin kızın deyilim. İkinci olarak da sen ne sandın bizi oğlum. Biz küçükken kick-boksa gittik. Ve orayı altın kuşakla bitirdik." dedim.
"Hay MaşALLAH!" deyip arabanın kapısını açtı ve beni içine soktu. Ona itiraz etmedim. Çünkü itiraz etsem bile hiçbir şey olmayacağını biliyordum.
Arabayı çalıştırmayıp Emir ve Elifi beklemeye başladık. Onlarda Tolganın arabasıyla geleceklerdi.
ELİFTEN
Havaya yükselmemle birlikte çığlığı basmam, bacaklarımı sallamam ve ellerimle Emir denen esmer ( içinde yakışıklı, zengin, tatlı, playboy kelimeleri bulunur ) züppeyi dövmem bir oldu. Kısacası tepinmem.
Bunlar olduktan sonra benim altta onun üstte olduğu şekilde yere kapaklanmamız bir oldu.
"Kalksana üstümden lan, pis sapık!" dedim. "Sus be! Zaten senin yüzünden bu haldeyiz. Ne olurdu böyle tepinmeseydin üstümde. Çok mu zordu?" dedi.
"Ya sen neymişsin? Birde senin yüzünden oldu diyor. Siz teklifi sunduğunuzda biz hayır dedik. Bizi dinleseydiniz ve bizi sırtınıza almasaydınız bunların hiçbiri olmayacaktı. Yani suç bende deil sende. Acaba Hande ne yapıyo kuzum benim. Tabi o da şaşırmıştır. Canım karde-".
Sesimi kesen şey esmer bombanın dudaklarıyla dudaklarımı örtmesiydi.
Daha önceden bir kere öpmüştü beni ama ben karşılık vermemiştim. Bu sefer canım karşılık vermek istiyordu. Acaba karşılık versem benim o altına giren kızlardan olduğumu düşünür müydü?
Dudağımı ısırmasıyla karşılık ver demek istediğini anladım. Ve bende karşılık verdim ve bunun ne kadar güzel bir his olduğunu anladım.
Ve bir de anladım ki bu Emirin beni yeni susturma yöntemiydi.
Ayrıldığımızda ikimiz de nefes nefeseydik. Utancımdan başımı önüme eğdim. Ama Emir baş parmağıyla yüzümü yüzüyle aynı hizaya getirmeye çalıştı. (Aramızdaki çok olmasada boy farkı)
Daha sonra "Benden utanma, ben Handeden beni sevdiğini öğrendim. O kızı dövdüğün gün de sana seni sevdiğimi söyleyecektim. Fakat sinirden ağlayıp gittin. Sadece seni kıskandırmak istemiştim." dedi.
Ben şok! Ben iptal! (Yazarlarınızdan espiri ; Bizde BİM 😁)
Cevap vermek yerine ona sıkı sıkı sarıldım. O da anlamış olacak ki bana sarıldı.
Hemen kurallarını sıralamaya başladı;
" 1- Yanımdan ayrılma.
2- Başka bir erkekle konuşma.
3- Başka bir erkekle bakışma.
4- Benden habersiz hiçbir yere gitme..." dedi.Daha devam edecekken dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Ve devam etmesini engelledim. Ancak o benim küçük masum öpücüğümü tutup öpüşmeye çevirdi.
Ayrıldıktan sonra tek kelime bile etmeden elimi tutup yürümeye başladı. Ellerimize baktığımda ne kadar da yakıştığımızı bir kez daha anladım.
O kadar hızlı gidiyordu ki benim 3 adımım onun 1 adımıyla eş değerdi.
"Neden bu kadar hızlı gidiyoruz ve nereye gidiyoruz?" dedim. "Hande ve Tolganın yanına gidiyoruz. Onları çok beklettik. Malum öpüs-" elimi onun ağzına koyarak konuşmasını engelledim.
Eğer bu hareketi dudağımla yapsaydım beni geç kalsak bile öperdi. "Yaa! Ama neden dudağınla yapmadın ki bunu?" dedi. Piç smile yaparak önden yürüdüm ve arabada ne göreyim?
HANDEDEN
Arabada Emir ve Elifi beklerken çantamın içinden şortumu çıkardım. Ve "Tolga gözünü kapatsana şortumu giycem." dedim. "Tamam ama sonuçlarına katlanırsın." dedi.
Ne olduğunu anlamadım ve sustum. Arkaya geçip kendimle cebelleşmeye başladım.
Sonunda giymeyi başardığımda camdan bana bakmaya çalışan Emiri ve onu engellemeye çalışan Elifi gördüm.
5 dakika sonra yola koyulduk. İlk önce bizim eve gidip birşeyler hazırladık. Daha sonra ise piknkik alanına gittik.
Arkadaşlar bölüm bu kadar geciktiği için özür dilerim. Biliyorsunuz ki yaz tatili ilerledikçe sıcaklar da artıyor. Sıcaklardan dolayı pek fazla yazamıyorum. Aslında biraz da üşeniyorum desem yalan olmaz.
Hali hazırda 3 bölümüm var yazılamayı bekleyen fakat yazan yok. İnşallah kısa süre içinde yeni bölümler de gelir.
Ha unutmadan söyliyeyim. Karnenizde ne aldığınızı yorumlarda yazarsanız sevinirim. Biz ne aldık peki?
1. Yazar (Merve=ben) = Takdir aldım.
2. Yazar (Elif Naz) = 2 puanla takdiri kaçırdı. Teşekkür aldı.Neyse bu bölümün sonuna geldik. Başka zaman görüşmek üzere.
İthaf isteyenler yorum yapabilirler...