2.Bölüm

44 8 4
                                    




O yaşadığım ve bir türlü anlam veremediğim saçma olaydan sonra günlerim her zamankinden biraz farklıydı. Önceden sadece okul ve ev arası olan hayatıma şimdilerde bir yenisi daha eklendi. HASTANE.. Küçükken yaşıtlarım oyunlar oynarken ben hiçbirine katılmazdım korkardım çünkü. Eğer onları da sever oyunlar oynar hayatıma dahil edersem beni bırakmalarından korktum hep. Şimdi de öyle hayatımda hiç yakın arkadaşım yok. Çok acınası bir durum farkındayım ama elimden gelmiyor. Birine güvenmek kolay olmuyor benim için hiçbir zamanda olmayacak.

Saate baktığımda 8'e geliyordu kalkıp kahvaltı hazırlamalıydım malum ev arkadaşlarımın gözü benim üzerimde. Yataktan gerinerek (ki en sevdiğim şeydir) kalkıp banyoya gittim ılık bir duşun ardından saçlarımı kurutarak odama geçtim. Çok şükür ki kimse benimle aynı odayı paylaşmak istemediği için yalnız kalabilmiştim odamda. Dolabımın karşısına geçerek hiç düşünmeden havaların soğumasını da göz önünde bulundurarak siyah pantolonumu ve beyaz tişörtümü aldım çabucak onları giydim ve yıllar önce çok beğenerek zorla alabildiğim kot ceketimi giydim. Saçlarımı balık sırtı örerek odamdan çıktım.

Mutfakta kızlar için dolaptan kahvaltılıkları çıkardım. Üçüne de birer yumurta haşladım. Hepsi hazır olduğuna göre artık evden çıksam iyi olurdu çünkü derse çok az bir zaman kalmıştı.Özel bir üniversitede Tıp Fakültesinde 3.sınıf öğrencisiyim. Küçükken hayalini kurduğum mesleğe çok yakınım. Normalde stajlar son sınıfta olur ama benim çalışmam mecburiyetten olduğu için kendi alanımda çalışmak istedim ve sonuç yine özel bir hastanede kendi imkanlarımla çalışmaya başladım.


Evden çıktıktan sonra durağa kadar koşar adımlarla ilerledim otobüs yirmi dakika kadar sonra gelmişti.Dolu olan otobüse rağmen güç bela kendime tutunacak bir yer bulmuştum. Zorlu geçen yolculuk sonucu okulun oraya geldiğimizi görerek düğmeye bastım. Yine üstün bir çaba sarf ederek inmeyi başardıktan sonra gerçekten koşmaya başladım çünkü derse 5 dakika kalmıştı ve benim en son isteyeceğim şey derse geç kalmaktı. Eğer derse geç kalırsam hoca her geç kalana yaptığı gibi beni de dersinden bırakırdı. Bunu olmasını istemediğimden dolayı var gücümle koşmaya devam ettim. 4 dakika ve ben daha yeni okuldan içeri girebildim. İnşallah bu hızla düşüp kendimi rezil etmem. 3 dakika.. Yapabilirim sonuçta binadan içeri girdim. Evet binadan içeri girdiğim halde koşmaya devam ettiğim için insanların ezici ve bir o kadar da meraklı bakışları altında kalmıştım ama umrunda değil. 2 dakika.. Olacak olacak dersin olduğu kata geldim bile. Veee bu kadar koşmaya sınıfa girmiştim. Sonuç 1 dakika kala bitiş çizgisine varan ben şampiyon edasıyla kimseyi umursamadan yerime geçip oturdum. Hocada zaten tam vaktinde sınıfa girmişti.

Bütün bir günümü okulda geçirdim. Derslerden sonra kütüphaneye giderek orada dersleri tekrar ettim anladığıma emin olana kadar çalıştım. Anladığıma emin olduğumda ise saat epey geç olmuştu. Siyah deri sırt çantama kitap ve defterlerimi koyduktan sonra kütüphaneden çıktım. Okuldan çıkıp durağa doğru yürürken havanın güzel olmasından dolayı yürümeye karar verdim. Biraz uzun sürebilirdi ama kimin umurunda. Nasılsa evde beni merak edip telaşlanıcak kimseler yok. Sonbahar rüzgarının tenime değişiyle ürperen minik tüycüklerim diken diken olmaya başlamışlardı.


Esen havaya rağmen yürümekte ısrarcıydım. Yol uzun olduğu için kulaklığı takmaya karar verdim. Ve en sevdiğim şarkıyı açıp oynat tuşuna bastım. Bir saat süren yolculuğum sonucunda eve varabilmiştim. Kulaklığımı çıkarıp çantama koyarken çantamdan da anahtarlarımı çıkarıp giriş kapısını açmaya çalıştım. Lanet kapı bir türlü açılmamakta ısrar ediyor. Oturduğumuz apartman çok eski bir apartman. İstanbul'un ara sokaklarında ki konumu hiçte tekin değil.Buna rağmen burada oturmaya mecburum başka kapım olmadığı için. Ben hala anahtarlarla boğuşurken bir ses geldi.


VAZGEÇTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin