6. Bölüm

15 1 0
                                    

  2  Ay Sonra...

  Rüya gibi bir iki ay geçirdim. Bundan beş yıl önce bana hayatımın bu noktaya geleceğini söyleselerdi inanmazdım. Nereden başlasam bilemiyorum. Öncelikle artık kendi evimizdeyiz. Evimizdeyiz diyorum çünkü Ceren ile aynı eve çıktık. Kısa bir özet geçiyorum. Özlem hanım halimize acıyarak bize burs vereceğini söyledi. Başta itiraz etsek de bizi dinlemedi tabi. Haliyle beni de işten çıkardı. Şimdi dinlenip derslerime odaklanmamı ileride bu meslekte zaten yorulacağımı söyledi. Bu burs olayından sonra bizde kendi evimize çıkmaya karar verdik ve şu an kendi evimizdeyiz. Şirin güvenilir bir apartmanın 2. Katında bir ev bulduk kendimize. 2 oda bir salon evimiz. Nezih bir semtte bütçemize baya uygun bir ev. Bu evi de biraz özlem hanımın ricası ile tuttuk desem yalan olmaz.

Sinan bu iki ay içerisinde benimle arkadaş olmaya çalıştı. O gıcık ego yığını adam benimle konuşurken cümlelerini seçer oldu. O gün ben bayılmadan önce gayet kedi köpek gibi dalaşıyorduk. Ne olduysa ben bayıldıktan sonra oldu. Tabi hala atışmalarımız var beyefendi çok taviz vermiyor. Ama bana önceki gibi değil. Biraz daha ılımlı desem daha uygun olur sanki.

"Açelya ben yemekleri hallettim sayılır sana zahmet sende fırından ekmek alsan olur mu?"

"Tabi hemen gider gelirim."

"Çekmeceden alabilirsin paramızı."

"Tamam hadi görüşürüz."

Ceren ile bu süre içerisinde baya yakın olduk. Ne desem kardeş gibi. Bu geçtiğimiz zor süreç bizi yakınlaştırdı. Kimseyi hayatıma bu kadar yakın almam derken hayatımın tam merkezine oturan biri oldu.

  Çekmeceden parayı alıp spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirip deri ceketimi giyerek dışarıya çıktım. Kış bastırmıştı. Daha bot alamamıştım. Ama şimdilik idare ediyorum.

   Apartmandan çıkıp iki sokak aşağımızda olan yolunu ezberlediğim fırına kısa bir sürede vardım. İki ekmek alıp geri dönmeye başladım.

"Bu o kız değil mi?"

"Ona benziyor."

"Yok yok o baksana aynı kıyafetler."

"Evet tanıdım şimdi o."

   Arkamda duyduğum sesler hiç hoşuma gitmedi. Ayrıca bu seslerin tanıdık olması da hoşuma gitmedi. Daha fazla kendimi merakta bırakmadan yavaşça arkamı dönüp baktım. Bunlar onlar. İyide bunlar beni nasıl tanıdı. Sarhoş herifler. Hani insanlar sarhoş olduklarında hiçbir şey hatırlamazlardı. Bunu kim söylediyse yalan. Bu adamlar beni hatırlıyor. Lanet olsun.

"Bizi hatırladın mı yaramaz kız?"

"Ne diyorsunuz sizi tanımıyorum."

En iyisi tanımıyormuş gibi yapmak. Yani şu an en mantıklı fikir bu gibi geliyor. Ah hadi ama gündüz gündüz bana ne yapabilirler ki.

"Yaramaz olduğun kadar da yalancısın demek."

"Sizi tanımıyorum ve iyi günler."

"Hop yaramaz kız bekle bakalım bu o kadar kolay değil."


Yine yeniden koşmaya başladım. Çünkü bu adamlar beni tutmaya çalıştılar. Belli ki saçma sapan intikam hırsına büründüler. Ve eğer ben bu sefer onlara yakalanırsam kurtuluşum olamayabilir.

  Bu koşma işinde antrenmanlı olduğum için baya hızlanmışım. Biraz ilerledikten sonra arkamı kontrol ettim. Adamlar hala peşimdeler. Tam önüme bakıp koşmaya devam edicekken sol tarafımda bir acı hissettim. Acı sol tarafımı bir anda ele geçirdi. Ne olduğunu anlayamadan kendimi bir anda havada buldum. Ve sırtımın yere çarpmasıyla acı bütün vücuduma yayıldı. Galiba bana bir şey çarptı.


  MERHABA. Sizden bir ricam var. Lütfen bölümü okuyanlar vote ve yorum yapabilirler mi? Bu bölüm biraz kısa oldu biliyorum ama bir daha ki bölüme bomba gibi bir senaryo düşünüyorum o yüzden bölünsün istemedim. Hepinizi öpüyorum. Kendinize iyi bakın bu sıcak havalarda..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

VAZGEÇTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin