Lily Gryffindor

91 8 2
                                    

 Koridor boyunca koşmaya başladım. Gerçi çok da hızlı sayılmam bu aralar, bayıldım falan... Zor anlardı, boğazım buharlaşacak gibiydi ve hala acıyor. Fakat öksürük tempomu hatırladıkça gülesim geliyor. Amma da komik öksürmüştüm o gün!

 Şaka bir yana, umarım başıma yine böyle bir şey gelmez. Ya gelirse?

 Buldum! Nuntacket, sevgili yarasam!  Onu kesinlikle yanıma almalıyım, beni taşıyabilmesi için büyütsem mi acaba? Hayır, buna zaman yok. 

 Hızla rotamı ortak salona doğru yönelttim, yatakhanedeki kafesten kızıl yarasamı çıkardım ve sağ ayağı ile sol elilimi zincirli bir tasma-kelepçe ile bağladım. Bu sayede birbirimizin başına bir şey gelirse, birbirimizi kaybetmeyeceğiz. 

***

 Kırmızılaşmaya başlayan otların karşısında dikildim. Ne yapabilirdim veya ne yapmalıydım? Stella ağlamıştı fakat ben bunu yapamazdım.

 Bir düşünelim, Gryffindor'u neler temsil ediyor? Aslan, yakut, kırmızı, kılıç, ateş... Kan kırmızısı olan ve bu kırmızıya yakın renkler taşıyan her şey Gryffindor ile bağdaştırılırdı.

 Acaba... Yok hayır olamaz. Kan olamaz değil mi? Fakat başka bir seçeneğim de yok elimde. 

"Minona Sectumsempra!" büyü icat etme konusunda gerçekten çok iyiyimdir. Hatta size küçük bir sır vereyim, bu büyüyü az önce keşfettim. 

 Parmağımın ucundan incecik bir kan yol aldı. Aşağıya doğru tuttum, damla yere düştü. Sonra klasik hikaye, nokta alevlendi, ateş çizgi halinde duvara ilerledi, duvar yavaşça açılmaya başladı.

İŞE YARADI! Keşke şu duvar biraz daha hızlı olsa. 

 Fakat her seferinde bir yerlerimi kanatacaksam bir vampire falan ihtiyacım var. Bu sefer kapı tamamen 'hayli tavan'da kaybolana dek bekledim. Ardından içeriye hafif sitresle adım attım.

 Atmaz olaydım.

 "Her girdiğinde bir yerini kanatmak zorunda değilsin kızım. Doğrudan sıvı bir madde damlasa yeter. Bu, tanecikli bir madde de olabilir, kum, toz boya..."

 "Merlin'nin ejderha çiçekleri, siz kimsiniz?"

"Atamadınız gitti şu Merlin lafını ağzınızdan, hayır yani ne buluyorsunuz şu adamda bir çözemedim yüzyıllardır... Fio bile bıktı yahu! Bendeniz, Dare Gryffindor. Sense Lily Luna Gryffindor'sun." dedi kızıl, esmer adam. Kahverengi gözlerinde hafif sinirli ama muzip bir hal vardı.

"Hımm... Bir bakalım... Hayır, asla yüzyıllardır beklediğim torunumla yarım saat içinde büyük bir trajediyle ayrılmayacağım. Biliyor musun Lily, Diamond Ravenclaw bile bazen çok saf ve aptal olabiliyor, muhtemelen bunu dediğim için öldükten sonra Dia beni tekrar öldürecek fahkat umrumda değil. Hugo'dan o şekilde, öylece ayrılması hataydı. Benim seninle biraz vakit geçirmeden ölmeye niyetim yok. Hele ki sana buranun işleyişini anlatmadan. Çıkar asanı bakayım, bir daha duyamayacaksın dediklerimi canlı canlı, bari kaydedelim."

İlginç bir büyük babam var. Bir kere çenesi hiç kapanmıyor. Asamı çıkardım. "Büyük annem kim, sorması ayıp?"

"Iıı... Bunu bilmemen senin için daha karlı olacaktır. Ona söz vermiştim de."

"Ben bu aleti hala kullanamıyorum."

"Hiç sözsüz büyü denedin mi?"

"Hayır?"

"Bak şimdi, söylediklerimi unutursan diye sesimi kaydedeceksin ve bu asa gerektiren bir büyüden geçiyor. Sesimi asana kaydetmelisin."

"Bunu gerçekten yapabilir miyiz?"

"Ah, tabii ki. Asa ustalarının sözlerini dikkate almalısın. Asaların gerçekten güçlü hafızaları vardır.  Ve sen şu an bunu kullanacaksın. Senin gibiyken bana da asa almayı daha doğrusu yapmayı reddetmişlerdi. Ben de ilk asasız öğrendim büyüyü, tabi Diamond da. Zaten aramız Ayna Olayı'na kadar sen ve Hugo gibiydi. Ve asa kullanmakta ben ve Dia da zorlanmıştık. O yüzden ikimiz sözsüz büyüyü icat ettik!"

 "Siz mi icat ettiniz?"

 "Evet! Aynı zamanda cisimlenme ve buharlaşma da bizim eserimiz. Aldatan duvarlar, anahtarlar geçitler, lavobonaki bakanlık kapısı - bu icat Dia'nın en iğrenç buluşuydu ve bu konudan ötürü hala biraz utanıyor. Şimdi aklından şu sozu geçir ve asana gözlerinle odaklan, Canetis Record. Biliyorum, pek yaratıcı değil fakat en fazla bu kadar oldu. tamam?"

"Tamam." dedim ve direktiflerine uydum. Asamın ucunda noel lambasını andıran küçük kırmızı bır nokta yanıp sönmeye başladı."

"Güzel. Şimdi bana kulak ver. Canım kızım."

ERKEN: Dört Renk Pusula Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin