Stella Hufflepuff

85 9 0
                                    

 Nereye gideceğimi biliyorum! Eğer bir Hufflepuff'san her türlü duruma karşı hazırlıklı olursun. Ve ben bu konuyu uzun uzadıya kafamda tartmıştım. Fotografik hafızamın olmasına bayılıyorum, Hogwarts'ı ezberlemem için onun fotoğrafını sadece bir kez görmem yetti. 

 Şu an Hufflepuff  ortak salonunun ilk kapısına yani yemekhanenin yanındaki fıçılara gidiyorum ancak gerçek oratak salonuma girmeye pek niyetim yok. Ben o fıçıyı değil, yemekhane tarafına en yakın olanı kullanacağım. Neden mi? Dediğim gibi ben bu konuyu enine boyuna düşünmüştüm ve en uyumlu yer orası. Sıcacık, fazlaca güneş alıyor ve eminim şen şakrak gürültüler hiç bitmiyor, ne de olsa bir yanımda ortak salon öbür yanımda son yıllarda oldukça değişmiş ev cinleri var.- Ev cinleri artık oldukça mutlular, işlerini şarkılar söyleyerek, kendi modalarından kıyafetlerle yapıyorlar, Dobby'nin ölüm yıl dönümü hariç.

Seke seke, neşeyle koridorlarda koşar adımlarla yürümeye başladım.

* * *

"Merhaba! Ben Stella!"

"Ooo, sevgili Hufflepuff'ımız gelmiş!"

"Hımm, siz cinler benim Hufflepuff olduğumu nereden biliyorsunuz bakalım?"

"Ses tonunuzdan hanımefendi, sesinizden!" diye cırladı yandaki henüz yetişkinliğe erişmemiş küçük bir ev cini. Elinde tuhaf bir oyuncak vardı.

"Ses tonumda ne varmış benim?"

"Aynı Profesör Hufflepuff gibi. Yanlış anlamayın Helga olan değil, Helga'nın kızı Fiona olan. Sesleriniz birebir aynı efendim."

"Peki sen bunu nereden  biliyorsun?"

"Eww..."

"Ah seni şapşal Jenna. Hemen pot kırdın!"

"Ah, özür dilerim efendim fakat dayanamadım!"

"Sorun değil, elinde sonunda öğrenecekti nasılsa. Merhaba Stella!"

Kızıla yakın, kahverengi saçlarıyla anneme çok benzeyen kadınla seslerimiz birebir aynıydı. Uzun boyluydu, açık teni ve yumuşak yüz hatlarıyla tam bir Hufflepuff'dı.

"Sen Fiona'sın. Değil mi?"

"Hımm, yüzyıllardır yaşıyorum ve hala otuzumdayım. Evet, evet ben senin büyük annenim tatlım. Söylesene Dare öldü mü?"

"O da mı yaşıyor?"

"Tabi ki de. Hepimiz Fio'nun özel olarak icat ettiği yemin iksirini içtik. Siz gelmeden ve size anlatacaklarımızı anlatamadan ölmemiz imkansız. Sevgili Stella, ben yaklaşık yarım saat, kırk dakika içinde toz olacağım söylesene hayalet olarak yanında kalmamı ister misin? Çünkü eğer istersen bunu senin için yapabilirim."

"Bir sorun mu var?"

"Yoo, hayır bir sorun yok. Sadece bunu senin için yapabilirim o kadar. Öbürlerine böyle bir teklifte bulunmaya fırsatım olmadı ve bu konuda biraz kararsızım..."

"Büyük anne."

"Efendim?"

"Bu kararı sen vermelisin."

"Hımm... Sen öyle diyorsan... Peki o zaman. Ben sana biraz son birkaç ayda başınıza gelenlerden bahsedeyim. "

"Mümkünse."

"Şanslısın. Harika bir hafızan var ve bu konuyu size derinlemesine anlatma görevini ben üstlendim. Şimdi sizin uzun sürede yanıtlayamayacağınız sorulardan başlayalım.

 Salazar ve Fio'nun en harika yeteneklerinden biri de kulaklarıdır, sanırsam genç hallerimiz daha önce sizi ziyaret etti ha? Ve bizi eminim sadece küçük Salazar duydu. Onun kulakları bir çeşit filtre ile çalışıyor artık, bunun nedeni ise sevgili büyük babası, Fio. Hepimiz bir takım deneyleri birbirimizin üzerinde yaptık, ana fikrimiz yeteneklerimizi kalıcı olarak artırmaktı ve bunu başardık. Büyüleri ayrıştırıp, sessizlik büyülerini delip geçerken insanı iradesi dışında yalan söylemesini sağlayan büyüleri ayrıştırabilecek filtreli kulaklar Dare'nin fikriydi. Gerçekten mükemmel bir fikirdi. Lily'nin olağan üstü gözleri ise, eh onları ben yapmıştım Dare'ye. Hugo'nun normalinden üç kat hızlı çalışan zihni -Ki bu yüzden ara ara bayılmaya devam edecek o sıralarda hızı altı kata çıkıyor ve vücudu kaldıramıyor.- Fio'nun fikriydi. Senin hafızansa Diamond'ın fikri. Kendimizde geliştirdiğimiz yetenekler sürekli karşınıza çıkmaya devamedecekler ve tahminimizce de kronolojik sırayla gerçekleşecekler.

 Gerçeği söylemek gerekirse böyle bir şeyi pek beklemiyorduk. Yani, anlaşılan yeteneklerimizi kalıcı yapmaya çalışırken anlaşılan bir şekilde genlerimize de işlemişiz. Bayılma, öksürük krizleri ve başınıza gelecek nice olayların sebebini ise şu anlık vücudunuzun kaldıramamasına bağlıyoruz. Bunun dışında sormak istediğin bir şey var mı?"

" Bu odalar niye ve bizimkisi nerede?"

"Onlar bizim bu okulda ailelerimizden -Godric, Rowena, Salazar ve Helga- gizli olarak sonradan kendimizin inşa ettiği bir çeşit çalışma odası gibi bir yer. Hepimiz kendi tarzımıza göre vesaire vesaire tasarladık, aynı zamanda rahatlama yerimiz olduğu da söylenebilir. Hiçbirimiz birbirimizin odalarını tam olarak bilmeyiz. Bu dört odanın dışında senin de bir buçuk saat sonra kesinlikle orada bulunman gereken bir de hepimizin birlikte oturup çalıştığı daha büyük bir oda var. Hemen Büyük salonun altında. Kardeşlerine Büyük Salon'un tam ortasındaki taşı bulmada yardım et, Lily zaten oradan sonrasını halledecektir. Başka?"

"Sanırım yakında tamamen benim olacak şu odayı görmeliyim ha?"

"Kesinlikle!"

ERKEN: Dört Renk Pusula Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin