PROFESÖR GRİM

278 20 6
                                    

NABER ? Şu an saate bakıyorum ve

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

NABER ? Şu an saate bakıyorum ve ... - aa, ne kadar da büyük tesadüf; aman Allah'ım saat 12.00 ! TEKNİK OLARAK ŞU AN CUMA GÜNÜNDEYİZ! Doğru tahmin, veya değil - her neyse yazarınızın dün çok canı sıkılıyordu, evet. Akşam akşam aklına dahiyane bir fikir geldi ( niye gece yarısı yayımlamayayım ki? o da cuma günü!) ve annem karşı komşuya geçer geçmez evde yanlızlıktan faydalanıp konuşma bölümümü yarım saat hazırlayıp bölümü tamamladım! ( ALKIŞA GEREK YOK BEN Bİ HARİKALIK ABİDESİYİM VE BUNU BİDİĞİM HALDE BİLMİYORMUŞ GİBİ YAPACAĞIM) 

-GICIK PROFESÖR İSTEYEN?

--TABİKİ DE BEN!

"Sizin burada ne işiniz var?"

"Uzun hikaye. Kahvaltıda anlatırız Stella. "

"Sizin saatten haberiniz yok galiba. Derse on dakika kaldı."

" Ne? Hiçbiriniz bizi hatırlamadı mı?"

" Lily tüm Gryffindor birinci sınıflar aç şu an. Bilmem anlatabildim mi?"

" Bizim yüzümüzden mi? "

" Oh hadi ama, başka ne için olabilirler ki? "

Üç çocuk kütüphaneden çıktılar. Hugo ve Lily'nin gözleri alev kırmızısı bir anka kuşunun tüylerini andırıyordu. " Neden gözleriniz kan çanağına dönmüş halde? "

" Derste anlatırız. "

" Ders Sihir Tarihi. "

" Ee? "

" James veya Albus veya Rose veya Ted veya Victoria veya ..."

"Son veyaya ekleyebileceğin aileden kimse kalmadı Stella."

" Ha tamam o zamaman, size Profesör Grim diye birinden hiç bahsetmedi mi? "

" Hadi canım, o korkunç adam Sihir Tarihi öğretmeni mi? "

" Hugo, gerçekten dehşet verici bir öğretmen olduğunu duymuştum ama sen sanki duymanın ötesine geçmiş gibisin? "

Hugo çoktan dün geceye dalmıştı bile.
***
Hugo gözlerini belli belirsiz aralamıştı, saat dört- beş civarı olmalıydı. Lily çoktan hafif hafif, uykusunda mırıldanıyordu. Zaten hep böyle olurdu, uyurken yeni uykuya daldıysa çıt çıkarmaz, ortalarda mırıldanmaya başlar, tatlı mı tatlı uykusunun doruklarındaykense genelde kendi mırıldanış sesleriyle uyanmak zorunda kalırdı. Hugo yavaşça kafasını kaldırdı fakat ona bakan kırış kırış olmuş bir surattan ziyade beklediği annesinin kızgın suratıydı. Çirkin surat konuştu,

" Burada ne işiniz var sizin? "

" Bir kitabı araştırırken uyuya kalmışız efendim."

" Bir kitabı ha?"

***

" İnanın bana hayatımın en zor bir saatiydi. Adam daha çok gecenin bir saati kütüphanede olmamıza değil de uyuya kaldığımıza kızmış daha doğrusu kıl olmuş gibi bir hali vardı. "

" Ders fazla zor geçecek yani? "

" Fazla zor, biraz eksik kaldı galiba."

Üç çocuk derse geç kaldıklarını bile bile usulca sınıfa girdi.

Hoşçakalın!

ERKEN: Dört Renk Pusula Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin