4

32 6 0
                                    

O hafta mı ertesi hafta mı tekrar yaşadım aynı sahneyi kayda alınmış bir bant gibi replikleri ezberlemiş bir tiyatro sahnesi gibi. Bilmiyordum beynim ezberlemişti bu sahneyi sevdiği bir şiir gibi. Paşamın baskısı ile hastaneye gittik. Hastane serüvenimle birlikte nöbetlerim çoğaldı. Önce kalp dediler. Anlatmaya çalıştım ama dinlemediler. Bir sürü doktor tek tek gelip üç tüp kanı biri dört tüp biri alıyor inceliyordu. Günler geçiyor ben bitiyordum, eriyordu bedenim. Evet, kalbimde bırakıyordu beni, paşam kızlarım birkaç kişiden başka çevremde kimsem kalmamıştı. Daha çok erken değimliydi. Bir sürü makinalar testler her gün biraz daha tükendiğimi hissediyordum. Umut istiyordum yaşamak için ayakta kalabilmek için. Bedenim de beni bırakıyordu hafızam zaten bırakmış oyun oynuyordu.
Kitap yazmaya karar verdiğimde sizlere epilepsi nöbetlerimi anlatmaktı. Bunun benim için ne kadar zor olduğunu bilemezsin. Karşında kimlerin okuyacağını bilmeden sırlarını, eksiklerini, hayal kırıklarını, ağladığım, yıkıldığım anılarımı yazmak.
Hastane sürecimden bahsedeyim;
Hastanede saatler günler geçiyor ama ilerleme kaydedemiyordum. Kalpten vazgeçtiklerinde bu sefer kadın hastalıkları dediler. Kadın doğum odalarının bu kadar zor olacağını o gün öğrendim. İki kızımı da sezaryen le doğum yapmıştım hamileliklerim zordu. Ama doğumlarım kolay olmuştu. Ne kadar doğumlar sonrası şanssız da olsam.

Benim HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin