9 Kahraman doktor Ülkü Türk Bõrü

507 5 0
                                    

Kadın doğum servisiyle işimiz bitmişti paşamın isteği ile nöroloji servisine gittik. Hayatıma yön verecek olan kadınla o gün tanıştımDoç.Dr. Ülkü Türk Börü. Galiba şansım bana da gülüyordu.
“Doç. Dr. Ülkü Türk Börü ikinci hayatımın kahramanı, elinde sihirli değneği ile dolaşan sadece doktor olduğu için değil, tüm fikirleri konuşmalarıyla etrafımda sert bir duvar ören yıkılmamayı gösteren bir bayandı. Şimdi bile Doç. Dr. Ülkü Türk Börü’yü gördüğümde psikolojik bir destek almış gibi hissettiğim nörolojinin kraliçesi diye hitap ettiğim insandı. Bu kitap sayesinde de buradan ona teşekkürlerimi kendisi bilmese de bana bırakıtları için teşekkür ederim. İyi ki Rabbim onu benim karşıma çıkarmış.”
Ülkü Hanım bana baktı gözlerimin içine içine sanki içimi görüyormuş gibi. “Neyin var” dedi sert bir şekilde. Ben konuşamadım bir şey vardı bu doktorda diyordum içimden. Paşam anlatmaya başladı.
Bir tarafı uyuşuyor, sonra düşüp bayılıyor ve bir süre hafızasını kaybediyor dedi. Tamam, al bunları yaptır dedi ve arkasını döndü. Biz birbirimize bakacaktık ki başka hastayı içeri aldı. Sonra sırasıyla EEG, uyku EEG’si, Beyin MR ve bir sürü kan tahlili verdi. Tabii bunları yaptırmak günlerce sürdü. Bu sırada sürekli nöbet geçiriyorum. Nöbetlerim çoğalıyor evden dışarı hatta yataktan bile çıkmak istemiyordum. Kimseyle görüşmek konuşmak dahi istemiyordum.
Tahlillerin sonuçlarını topladık Ülkü Hanım’ın kapısını tekrar çaldık. Konuşmamıza izin vermeden anlatmaya başladı.
Senin;
X kromozomundaki çekinik bir gen ile taşınan bir tür kanın pıhtılaşamaması hastalığın var.
Bu bozukluk zamanla beyninde yer edinmiş ve burada hafıza merkezinin üstünde bir lezyon oluşturmuş.
Tüm bunlara bağlı epileptik nöbetler geçiriyorsun
Ne bunlar neydi?
Biz tam soru soracaktık izin bile vermeden ameliyat olamazsın hafıza merkezinde hafızanı kaybedersin tamam mı dedi.
Biz raporları aldığımız gibi Avrupa yakasında özel bir nöroloji kliniğine gittik. Bizi saatlerce dinledi gülümseyerek, ameliyat dedi. Tekrar tahliller bir sürü makinalar MR’lar EEG’ler giden tonlarca param zamanım hepsi boşa gitti. Günler sonra Ülkü Hanıma tekrar gittik. Hiç özel klinikten bahsetmedik. İlaç yazdı Lamictal 50 mg eve geldim. Bana sanırım iyi gelmedi birkaç gün sonra cildimde döküntüler başladı. Ateşlendim, baş ağrısı oluştu. Ülkü Hanımın isteği üzerine psikiyatri yede gitmeye başladım. Tuzla’da bir psikiyatriste gittik.Oda bana lustral 50mg verdi. Artık yataktan hiç çıkmıyordum. Ülkü Hanım lev-end 50mg la değiştirdi. Psikiyatristim paxera 100mg sonra lustral 50mg verdi.
Evimin içinde çocuklarımı özler hale gelmiştim. Yataktan kalktığımda yoruluyor ya da uykum geliyor saatlerce uyuyordum. Bu haftalarca devam etti. Ülkü Hanıma ne kadar gittik ya da psikiyatriste kaç kere gittim kendime geldiğimde dört ay geçmişti. Günler haftalar aylar geçmişti ama ben farkında bile değildim. O günlerde aklımı kaybetmiş gibi dolaşıyordum. Aynı zamanda da etrafımda kimse kalmamıştı. Beni hiç bırakmaz dediğim dostlarımın bile nasıl vebalı gibi kaçtıklarını bilirim. Lakin onlara çok ta görmüyorum çünkü epilepsi gerçekten de doğru düzgün anlatılmıyor.
Ben biraz epilepsiden bahsetmek istiyorum bir epilepsi hastası olarak;

Benim HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin