Tam merdivenlere gelmişken ayağım kaydı. Gözlerimi kapatmış düşmemi beklerken iki çift kol beni hayvan gibi kendine çekti. Yine dengemi sağlayamayınca Sarp'ın üstüne düştüm. "Yerde olmamıza sinirlenmiş gözüküyorsun. Alışırsın alışırsın..." diyerek muzurca sırıttım.
Sarp bana hala öfkeyle bakarken ben sırıtıyordum. Yere düşmek o kadar da kötü bir şey değildi bence. "Üstümden kalkmayı düşünüyor musun kız çocuğu?" diyerek beni kenara itti. Dediği şeye somurtup "Afedersin." diyebildim sadece.
Alnımdan yere bir damla kan damlayınca Sarp iç çekip "Küçük bir kız çocuğusun işte bir pansuman yapıcaktım şu düştüğümüz hale bak." dedi. "Ben kendim evde de yapabilirim." diyerek tekrar merdivenlere yöneldim. Ama Sarp beni yine bırakmayarak kolumdan odaya çekiştirdi. Masanın önünde ki sandalyeyi göstererek "Otur."dedi.
Usulca oturarak gazlı bez ve tentürdiyotu getirmesini bekledim. Yanıma gelip bir anda bastırınca çığlık attım. "Ya hayvan mısın? Yavaş olsana, bırak ben kendim yaparım." diyerek elinden tentürdiyotlu bezi aldım.
Her ne kadar görmesem de sızlayan yerlere yavaş yavaş dokundurmuştum. Tentürdiyotlu bezle işim bitince elimde tutup Sarp'a baktım, o da bana bakıyordu. Aklıma gelen bir anlık fikirle sinsice sırıttım. Anlamaz gözlerle bana bakarken elimde ki tentürdiyotlu bezi Sarp'ın yüzüne fırlatıp, kaçtım.
Arkamdan bağırıyordu ama pek anlayamıyordum. Evden çıkınca bizim site olduğuna iyice karar vermiştim. Arkama dönüp tekrar Sarp'ın evine baktım, camdan bana bakıyordu. Anlaşılan bu son görüşmemiz değildi.
***********
Eve geldiğimden bu yana Çisil'e olanları anlatmaya çalışıp, bir de azar işitiyordum. En son dayanamayarak duşa girdim. Tamam ben de arkadaşımı bir gece yarısı kaybedip, sabah eve erkek tişörtüyle geldiğini görsem azarlardım. Ama çok ta üstüne gitmezdim. Sanırım..
Duştan çıktıktan sonra odama gittim ve üzerimi değiştirdim. Tekrar lavaboya dönüp ıslak saçlarımı taradım ve hafif nemli kalacak şekilde kuruttum.
Mutfağa indiğimde Çisil su içiyordu. Buzdolabının kapağını açıp içinden; peynir, domates, biber çıkarttım ve ekmeklikte ki iki dilim ekmeği alıp kendime sandviç yaptım. Hazırladığım sandviçi yerken Çisil yanıma geldi ve ekmeğimin altından koparıp ağzına attı.
"Hey! Ben yemeğimi paylaşmayı sevmem!" Çisil bir süre sonra kaşlarını çattı, "Neredeydin bir gecenin yarısı?" diye sordu. Dudaklarımı bir süre dişledikten sonra "Hiiiçç." dedim. Tek kaşını kaldırdı "Bir şey olmuş belli. Kız yoksa Kerem'le.. Ayyy! O yüzden mi sen erkek tişörtüyle geldin?"
Gözlerimi kocaman açmış Çisil'i dinliyordum. Yediğim sandviç bile boğazımda kalmıştı. "Ne diyorsun Çisil! Anlatıcam ama beni düzgün bir şekilde sözümü kesmeden dinliceksin."
Sonunda Çisil beni doğru düzgün dinlemiş, anlamıştı. Yarın okulların ikinci dönemi başlıyordu. Bu yüzden pek mutsuzdum. Okulu oldum olası sevmemiştim. Ha bu arada Sarp'ın evi tam karşımızdaydı. Mutsuz olmak için bir sebep daha.
*************
"İnanamıyorum Çisil kalk geç kalmışız." diyerek evde diz altı çorabımın tekini arıyordum. Sonunda yastığımın altında bulmuştum. Bir yandan sevinç gösterileri yaparken bir yandan giymeye çalışıyordum.
Okul kıyafetim; V yaka beyaz bir tişört altına Yüksel bel siyah ve yeşil tonlarında pileli bir etekti. Eteğin boyu standarttı bu yüzden kalçamın 3 parmak kadar aşağısında bitiyordu. Daha şubat ayında olduğumuz için üstüme bir de hırka almayı ihmal etmedim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionDolunay... Dolunay'ın altındaki adam, Sarp Bertan. Gece Ay'a ortaklık ederken benim âşık olduğum adam; uçurumun kenarında, dolunayın altında beni göğüs kafesine gömüp kalbine sakladı. Yıldızlar üzerimize düşerken, Dolunay bizim için o gece birkez...