~19\\Gerçekler~

422 48 0
                                    

"Kookie'm? Yoksa sen Kookie'm değil misin?"

Şaşkınca ve ne diyeceğimi bilemez bir şekilde Jimin'e bakıyordum.

"Jimin ben..."

Kendimi ona daha önceden söylemediğim için çok pişman hissediyordum.

"O Tzuyu tamam mı? Ben Jungkook'um. Senin kuzenin benim."

Araya giren Jungkook ile birlikte Momo'ya baktım.

Üzüntüyle karışık kızgınlık vardi gözlerinde.

Yine de yanıma gelip bana sarılmıştı.

"Seni aptal. O kadar sözü demek sen dedin bana. Pis kardeş. İçinde mi tuttun hepsini?"

Gülümsedim ve ona sıkıca sarıldım.

Biz kardeştik onlar kuzen...

Arkadaş değildi kimse.

Hepimiz sadece akrabalık ilişkilerini saklamak isteyen kötü kişilerdik.

Her ne kadar çok fazla başarımız olsa da.

Momo'dan ayrılıp Jimin'e baktım.

"Özür dilerim. Kuzenine olan duygularınla oynadım."

Gülümsedi.

"Sorun değil. Aksine onun asla yapmayacağı şekilde iyi davranarak beni mutlu ettin."

Jimin ile birlikte karşılıklı olarak birbirimize gülümserken Momo Jungkook'a bakarak somurttu.

"Belliydi zaten senin Tzuyu olmadığın da siz niye bu hâldesiniz?"

Jungkook gözlerini devirdi.

"Ellerimiz değdi böyle oldu işte. Biz de bilmiyoruz."

Jimin hızla Momo'ya döndü.

"Hadi elini getir de biz de yer değiştirelim. Böylelikle arkadaşlarımıza kavuşmuş oluruz."

Momo alayla elini uzattı.

"Hadi değsin de yer değiştirelim!"

Jimin onu ciddiye alıp elini uzatırken Momo kendini geriye çekti.

"Ne saçmalıyorsun sen ya? Ben gayet de Jungkook ile iyi anlaşıyordum. Değil mi Jungkook?"

Jungkook güldü.

"Aman beni araya karıştırmayın, her yerim ağrıyana kadar mağaza gezecek hâlim yok benim."

"Seni isteksiz! Her gün aynı şeyleri giyeceğine gidip alışveriş yap!"

Alayla bana baktı.

"Bunlar senin kıyafetlerin Tzuyu. Asıl sen git alışveriş yap. Dolapta hiç bir şey yok resmen."

Hep birlikte gülerken zilin çalmasıyla ayağa kalktık.

"Birilerini daha falan mı çağırdınız?"

Dediğinde Jungkook, Jimin,

"Hayır."

Diyerek karşılık verdi.

Korkuyla Jungkook'a baktım.

O da aynı şekilde bana bakıyordu.

Zil tekrar çaldığında herkes ayaktaydı.

"Şimdi ne yapacağız?"

Dedim korkarak.

"Olumsuz şeyler düşünme Tzuyu. Eminim ki kötü bir şey değil."

Kapıya birlikte gidip açtık.

Hayır, bu sefer yanılmamıştım.

Gerçekten de kurtulamayacaktık.

Çünkü hastaneden gelen adamlarla beraber polisler kapıya dayanmış 'biz kazandık' der gibi bize bakıyorlardı.

Polis olan adam Jungkook'u kolundan çekip duvara yaslarken kelepçeyi çıkarıp bileğine takmaya başlamıştı bile.

"Araba kaçakçılığı ha? Hem de bir kızdan?"

"DURUN!!"

Diye bağırıp Jungkook'u arabaya götüren polisin arkasından koşmaya başladığımda doktor beni yakalayıp boynuma bir şey batırmıştı.

Yavaş yavaş tüm vücudum uyuşurken sesimin çıktığı kadarıyla ondan özür diledim.

Sonrası da karanlık...

Peki.. Şimdi ne olacaktı bize?

.

.

.

.

.

RUH DEĞİŞİMİ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin