5. Bölüm~ "Carmen"

94 30 4
                                    


Multimedya Erida'ya ait..
Multideki şarkı: Lana Del Rey~Carmen
Dinlemenizi tavsiye ederim efendim.😌

  

"Öleceğiz biliyorsun değil mi?"

"Şu cümleyi kurmaya harcadığın enerjiyi koşmaya harcasaydın biz bunlara beş tur fark atmıştık Raven. Bak, tek başıma hayatta kalma şansım daha yüksek. Seni yem eder, topukları yağlar kaçarım."

Yine bir koşu maratonunun ortasında buluvermiştim kendimi. Şu anki durumda iki seçenek vardı. Ya bu yarışı birinci bitirip bitiş çizgisini görecektim ya da bu yaratıkların akşam yemeğini ana yemek olarak süsleyecektim.
İkinci seçenek bana ters düştüğünden, birkaç saat önce binbir zorlukla insana benzetebildiğim suratım yine çamurla kaplanmıştı. Son sürat koştuğum yetmezmiş gibi bir de Raven' a laf anlatmakla uğraşıyordum. O, öleceğimizden emindi. Ama bugün yaşadığım onca şeyden sonra ölümün benden alabileceği tek şey 'kapalıyız' yazısı olurdu.

Tam kendimi kaptırmış giderken arkamdan gelen acı dolu bağrışlarla durmak zorunda kaldım. Arkamı döndüğümde gördüklerimse hiç iç açıcı şeyler değildi. Durun özet geçeyim:
Bir türlü peşimi bırakmayan mavi kuleler,
Bu mavi kulelere yakalanmış ve tek bacağından tutularak yerçekimine meydan okuyan bir adet Raven,
Ve 'ne tür bir bokluk içindeyim' bakışları atan ben.
Çok dramatik bir sahne...

Umarım sonu da dramatik olmaz diyerek rotamı bu sefer yaratıklara çeviriyorum. Bu gün yeterince korkak tavuğu oynadım. Bruce Banner'ın sinirlendiğinde Hulk'u ortaya çıkarması gibi benim de içimdeki vahşi Lurid'i ortaya çıkarma zamanım geldi.

Kafamda tilkiler dolaşırken ben çoktan plan yapıp uygulamaya başlamıştım bile. İlk başta evden çıkmadan önce botumun içine sıkıştırdığım bıçak yerinde mi diye kontrol ettim. Bunca hengamenin içerisinde ordan fırlamaması bana ikinci bir gurur yaşattı. Eğer planım başarıyla sonuçlanırsa bu bıçak hayatımı kurtarmış olacaktı. Bir de Raven'nınkini..

Göz ucuyla yaratıklara baktığımda son sürat gelmelerinden sıradaki hedeflerinin ben olduğunu anlamıştım. Ama yinede hiçbir hareket belirtisi göstermedim. Bana en yakın oldukları zamanı kollamam gerekiyordu. Zaten birkaç büyük adımda da dibimde bitmişlerdi. Raven'la göz göze geldiğimiz o kısacık anda önce yüzü şekilden şekle girmiş, sonra kargaları andıran sesiyle bağırmayı kesip adeta uysal bir kedi rolüne bürünmüştü. Bu hareketini kurtulacak olmasının sevincine yordum. Ya da her halükarda ölecek olmanın getirdiği o boşvermişlik hissi olabilirdi.

Bana doğru uzanan kocaman bir el göz hizama girerken bıçağı çıkarıp var gücümle bastırdım. Sonuçta yaratık acıyla geri sendelemiş ve tam ayaklarımın ucuna dirseğinden itibaren kopan eli boylu boyunca serilmişti. Damar, kemik ve etrafa fışkıran kanlar.. Açıkçası hiç hoş bir görüntü değildi. Daha çok insanın içini ürperten cinstendi. Ama gözlerinizi yinede oradan alamıyordunuz.

Oyalandığımı farkedince vakit kaybetmeden çalıların arasına daldım. İleride gözüme kestirdiğim yüksekçe bir ağaca tırmandım. Buradan aşağısı net bir şekilde görünüyordu. Benim kolunu kestiğim mavi kule yerde kanlar içerisinde yatıyor, diğerleri ise onun başındaydılar. Gökyüzüne bakıp anlayamadığım şeyler söylüyorlardı. Bir çeşit dua seansını andırıyordu.

Raven'ın varlığını tamamen unutmuş gibiydiler.Kaçabileceğimiz en uygun ânı beklerken üzerinde bulunduğum ağaçtaki bütün kuşlar garip sesler çıkararak uçmaya başladılar. İlk başta aldırış etmedim. Fakat ağacın da benzer sesler çıkarmaya başlamasıyla bunun mavi kulelerin işi olduğunu düşünmeye başladım. Kurşun kalemin ortadan ikiye bölünmesi gibi bir sesti bu. Ya da baltayla kırılan odun gibi..
Jetonumdan gelen 'şlank' sesiyle birlikte ağaçta büyük bir gürültüyle yere devrilmişti. Üzerinde olan bende tabi.

EBRAKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin