Geçmiş
Sonbahar yapraklarını yeni yeni döküyordu.Rüzgarda kumral dalgalı saçlarım dans edercesine uçuşuyordu. Her düşen yaprağı yakalamaya çalışıyordum. Her yere düşen yaprak benim için önemliydi. Bazıları umudu,bazıları mutluluğu,bazıları hüznü ,bazılarıysa aşkı temsil ediyordu. Gözlerimin içi mutluluktan parlıyordu. Doğa manzaralarına bayılırdım, kitap okumaya,bir ağacın altında oturup düşüncelerimi tüm benliğimle kağıda dökmeye. ..İnsanların hayatlarını gözlemlerdim onları gözlemlerken şunu farkettim herkes farklıydı. Duyguları,düşünceleri, yaşam tarzları, görüş açıları, seçenekleri, ruh halleri. ..Sonra evleri gözlemlerim hep o evlerden birinde mutluluk varken diğerinde hüznün izleri vardır.O kapıdan içeri girdiğiniz zaman eriyen mumun damlaları damlamaya başlar.O hüznün nerden geldiğini merak edersiniz anlatılsada yaşamadığınız için olaylara sönük kalırsınız.
Gözlemlerimi not edip ,kumdan kaleler yaparım kendime en sonunda da bunlar tüm duygular, düşünceler,hayaller ve birçok şey bir kitapta toplandığın da işte o zaman "zirvede "hissederim kendimi.
Elime kağıt kalemi aldığımda orta sondum bıraktığımda ise lise iki . Bazen hayallerinizden, hayallerimizden vazgeçmek zorunda kalırız. Bazı olaylar sanki bizden çok önemliymiş gibi bizi sarsar. En değer verdiğimiz şeyler bir balon misali gökyüzünde süzülür ,süzülür ve uçar gider.Siz öylece arkasından bakarsınız oysa ki o daha birkaç saniye önce elinizdeydi.
Ben tüm bu gözlemlerimi,saf duygularımı, düşüncelerimi, hayallerimi kağıda döküp sonlandırmışken ve umutla sonbahar yapraklarına birkez daha gülümseyerek bakarken annemin "Hayır " diye bağırmasıyla gri şapkamı balkon masasına bırakıp eve koşarak girmiştim. O "Hayır "kelimesinde acı vardı, geçmişin izleri ,geçmişte yaşadığı mutluluklar, güzel günler en önemlisi de çocukluğu vardı.
"Anne iyi misin?"diyecektim fakat televizyondan gelen ses beni engelledi. Cümlelerim ağzımda doldu o an yutkunmak bile acı veriyordu. Sadece annem bayılmadan önce söylediğim cümle "ölemezsin anneanne beni,bizi bırakamazsın "Gözyaşlarım görmemi engelliyordu. Annem koltuğa yığılıp kalmıştı. Merdivenlerden koşar adımlarla çıkarak telefonu elime alıp babamı aradım.
Durumdan haberi vardı polis olduğu için trafik kazası haberi çoktan gelmişti.Babam bana sakin olmam gerektiğini ve bizi hastaneye götürecek adam gelesiye kadar da annemin yanında durmamı söyledi. Annemi ayıltmaya çalışsam da ayılmadı.
Anneannem eline kalemi otuzlu yaşların da almış ve hayal gücü kimsenin geçemeyeceği kadar derindi. Beş kitap çıkarmıştı,bunun yanı sıra yazdığı sayfalar ,sözleri katmazsak tabi...Bugün söyleyişi için İstanbul'dan ayrılıp Bursa'ya gidecekti ve anneannemi götüren araç tırla çarpıştı. Tırda ki adam iyi ama anneannem ve şoför kurtulamadı.
Ellerim şuan o kadar soğuktu ki oda sıcak olmasına rağmen soğuktu. Bembeyaz olan ev biranda karanlıklaştı. Adının Kenan olduğunu daha önceden öğrendiğim adam bizi almaya geldi.Annemin omzunun altına girip taşımaya çalıştık ama kendinde olmadığı için ağırlığını bize veriyordu.
Yol boyunca ağladım,hastanede sürekli annemin yanındaydım. Elini tutarak onu sakinleştirmeye çalıştım fakat benim ilham kaynağım elimden gitmişti. Birdaha da kitap yazmak için elime kalemi almadım. O sıra üzüntülü ruh haline bürünmüş, sürekli acıklı filmler izlemiştim. Anneannemin cenazesi kalabalıktı, insanlar onu seviyordu ama bunlar biryere kadar önemliydi. Bu dünyadan birdaha açmayacak çiçek misali birdaha donmemek üzere gitmişti. Bu süreçte Ufuk'la görüşmedim, telefonlarına bile çıkmadım .
Bir akşam telefonumu çok fazla çaldırınca açmak zorunda kaldım ve bana dediği cümle "senin sorunun ne? "Oldu.
İyi misin? Bile demedi .Bazı insanlar cidden çok bencildiler. Sırf kendilerini düşünüyorlardı. Onun bomboş cümleleri oda da yankılanırken "Biliyor musun Ufuk senin boş cümlelerini dinleyecek havamda değilim birde umrum da değilsin "deyip telefonu kapamıştım.Yanlış tercih yaptığımı anlayıp iki sene değer verdiğim insandan vazgecmiştim. Beril ' ın dediği cümle canımı yaksada onun nasıl bir karaktere sahip olduğunu bildiğimden etkisi kısa sürmüştü. İçimden geçeni yapıcaktım buda birkaç cümle aslında özetlersek
Bazı insanların okunduktan sonra kaybolup giden kitap gibi yok olması gerek,Arkamıza bakmadan bizi üzen herşeyden vazgeçmek gerek.Beynimizin bir köşesinde geçmişimizin izleri çırpınsada onları virüsmüs gibi yok etmek gerek.En önemlisi de ne biliyor musunuz?
Geleceğe bakıp,mutlu olmak gerek...Ufuk medyada🌸
![](https://img.wattpad.com/cover/91268077-288-k78627.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutkulu Şizofreni
Mystery / ThrillerOkyonusu dinliyordum. Kumun içinde bir yüz gördüm ama onu elime aldığımda elimden kayboldu. " Uyandır beni hayatımı canlandırmak istiyorum"