1° MADALYON.
23 Haziran 2017 tarihinde yayımlanmıştır.
Okulun bitmesine yaklaşık bir buçuk ay kala başlayan son yazılılar insanı yer bitirir. 5. ders herkesi olduğu gibi beni de tedirgin eden bir kimya yazılımız vardı. Ve ders çalışmak istediğimizi söylediğimizde hocaların dediği şey; haftasonundan çıktık o zaman çalışsaydınız veya ders işlemeliyiz tarzı şeyler olunca sinirlerimiz alt üst olmuştu. Şimdi 3. teneffüsteydik ve neredeyse hepimiz ders çalışmaya çalışıyorduk. Bir soruyu daha çözerken Elif'in sesini duydum. "Özgür biz kantine gidiyoruz geliyor musun?" Diye sordu. Onu başımla reddederken onuncu sınıfın kimyasını hatta genel olarak kimyayı sevmediğimi farkettim. Elementmiş, periyodik tabloymuş, tepkimeymiş bana sıkıcı geliyordu.
Cevap anahtarına son kez bakıp kalan iki soruya tik atarken aklıma gördüğüm rüya gelmişti. İki gün oluyordu ve hala zaman zaman düşünüyordum. Ondan sonra başka rüya görmemiştim. Dürüst olmak gerekirse başka bir rüya görmek de istemiyordum.. Okulda bu konuyu düşündüğüm nadirdi. Genelde arkadaşlarım kafamı dağıtıyordu ve tabii bu haftaya özel olarak sınavlar..
Burada sevdiğim birkaç arkadaşım vardı. Elif veHazal'la oldukça yakındık. Ama büyük ihtimalle Hazal gelecek senelerde özel okula gidecekti. Tabi bu Elif'le daha çok vaktimiz olduğu anlamına geliyordu. Genel olarak sınıfımız kendi halindeydi. Sınav haftası olmasa burada bu ciddiyeti bulamazdınız. Ben büyük ihtimalle kahkaha atarak Elif'in ayakkabısını çıkarırken Hazal da bana yardım ediyor olurdu veya geyik sohbetler dönerdi. Ama şimdi herkesin derdi şu zor haftayı atlatmaktı.
1°
Okul çıkışı servisçimize seslendim, "Halil Abi ben bugün gelmiyorum, haber vereyim dedim." O da "Tamam." Diyerek servisi harekete geçirdi. Bugün servisle gitmek istememiştim, yürüyecektim. Hava güzeldi ve ben bunun tadını çıkarmak istiyordum. Birden yanıma koşarak Elif geldi. "Ben geldiiim!" Diye bağırdı. "Lan sen niye geldin? Servisin gidiyor, yetiş hemen!" Dedim. Evi okula oldukça uzaktı ve ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım. "Ya sen beni yanından kovmaya ne kadar meraklıymışsın. Bende geleceğim seninle bir yere uğramam lazım." Diye açıklama yapınca sordum "Evin uzak buraya bir daha o kadar yol yürüyeceksin. Uğrayacağın yer o kadar önemli mi?" Bıkkınlıkla ofladı "Yolumuzun üstünde gidince görürsün. Sonra açıklarım." Diyince yürümeye başladık.
Sohbet ede ede ilerlerken. Aniden bir yerde durdu. "Geldik kanka gel içeri girelim." dedi. Burası antikacı gibi bir yerdi. Eski bazı eşyalar ve kitaplar vardı. O kadar tanıdık geldi ki.. Ama tam olarak ne zaman gördüğümü şuan kestiremiyordum.
Elif açıklama yaptı "Babam buradaki bir adamın eski eşyaları iyi tamir ettiğini söyledi. Pikapı bozulmuş." Lafını kestim. "Pikap dediğin şey plak çalan alete deniyordu değil mi?" Diyince "Aynen kardeşim. Babam önceden vermiş buraya, benim almamı istedi. Sen de etrafa bakınabilirsin senin seveceğin tarzda bir sürü şey var burada." Dedi. Mırıldanarak "Pekala bir bakalım." Dedim.
Haklıydı burda çok güzel şeyler vardı. Ve hepsi de benim seveceğim tarzdandı. Ama pahalı olmalılardı. Biraz daha küçük şeylere bakmaya karar verdim. Buradan bir şey satın almak istiyordum.
Kolyelerin olduğu küçük kısma göz gezdirdim, madalyon, saat şeklinde kolyeler vardı. Ne arasam bulabileceğim minik bir kısımdı.
Bakmaya devam ederken gördüğüm şeyle gözlerimi hiç açamayacağım kadar çok açtım. Her şey şimdi netleşmişti. Burayı nereden bildiğimi hatırlamıştım. Burası- "Hoşgeldiniz küçük hanımefendiler. Nasıl yardımcı olabilirim?" Sorusuyla birlikte arkamı döndüm. Ve karşımdaki adamı gördüğüm an sanki daha çok şaşırabilecekmişim gibi şaşırdım.
Toparlayacak olursam; Burası rüyamda gördüğüm antikacıydı, az önce gördüğüm madalyon rüyadakiyle tıpa tıp aynıydı, bende çok garip hisler uyandırıyordu ve bu adam rüyamda dilenciyle konuşan adamdı.
Ağzım beş karış açılmıştı. Ve gerçekten ne düşüneceğimi, ne tepki vereceğimi şaşırmıştım! Halimi gören Elif toparlamaya çalışarak adama cevap verdi. Kulaklarım uğulduyordu. Ne söylediklerini dahi algılayamıyordum. Onların ne hakkında konuştuklarını bilmezken, tekrar arkama döndüm. Madalyon hala orda duruyordu. Elimi yavaşça uzatıp işaret parmağımla dokununca sanki vücudumdan içeri garip bir elektrik akımı yayılmıştı. Acı verici değildi. Hatta sanırım fiziki bile değildi. Ama hissettiğim bir şeyler vardı. Parmağımı üzerinden yavaşça çekip elime aldım. Ve avucumun içindeki madalyona birkaç saniye baktım..
Onu satın alacaktım.. Niye bilmiyordum ve hiçbir anlam yükleyemiyordum ama hem cidden güzeldi hem de benim uğurlu kolyem gibi bir şey olsun istiyordum. Arkamı döndüğümde biraz ilerde koltuklarda oturan Elif ve adamı gördüm. Ve yavaşça yanlarına gittim.
Elif beni görünce "Öyle çok dalmıştın ki seni ordan ayırmaya çalışmadım bile." Diyip yalandan olduğunu anlayabileceğim bir şekilde kıkırdadı.
Az önceki halimden endişelenmiş olmalıydı. Normalde gayet konuşkan bir şekilde, bana selam veren birine cevap verir, güler oynardım. Tabiki şimdi yaptıklarım onu tedirgin etmişti. Ama bir yabancının yanında her şey normalmiş gibi davranıyordu.
Rahatlatıcı görünmeye çalışarak gülümsedim. "Ya, hım evet." Dedim. "Bir madalyon gördüm ve ilgimi çekti." Elimdeki madalyonu gösterdim. "Çok güzel satın almak istiyorum" diyince adam gülümsedi. "Tabi efendim buyrun oturun lütfen." Türkçesi oldukça akıcıydı ve gerçekten çok kibar konuşuyordu.
Oturduk ve biraz sohbet ettik. Adam eskilerden bahsederken madalyon hakkında soru sormak istiyordum fakat sabretmeliydim. Dikkat çekmek istemiyordum. En sonunda fiyatını sorduktan sonra, ki bu çok tuzlu bir fiyat değildi, adama bunu nerden bulduğunu sormaya karar verdim.
"Bu şey biraz eski görünüyor." Boğazımı temizleyip "Acaba bunu nerden buldunuz?" Diye sordum. Adam gülümsedi "Aslına bakarsanız bunu bana bir beyefendi sattı. Değerinin çok yüksek olduğunu belirtmişti ama oluşturulduğu metalin ne tür bir metal olduğunu dahi çözemedim." Çenesini kaşıdı. "Gerçekten garip ama sağlam bir metal.. Eminim size çok yakışacak." Deyip yaşlı yüzünü gererek gülümsedi. İsmi Emin olan bu yaşlı adamın bahsettiği kişi rüyamda gördüğüm dilenci olmalıydı. Ama emin değildim. Bu konu hakkında aklımda fazlaca soru işareti vardı...
Madalyon boynumda eski antikacıdan ayrılırken kendimi garip hissediyordum..
Merhaba ilk bölümlerin kısalığı sizi sıkmamak için.. Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin! Yıldızı parlatıp desteklerseniz ne mutlu! Gelecek bölümde görüşmek üzere!
Hoşçakalın. :')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TILSIM
FantasySadece güç sahibi kimselerin kullanabileceği bir nesne, barış ve huzur sağlayabilir. Bu huzur ortamının oluşmasını engelleyen yalnızca tek sebep vardır. 'Gücü elde edenler her zaman yalnızca iyilerden oluşmaz..'