Yorgunca gülümseyerek kafamı salladım."Tabi ki Sehun-ah. O anlattığın vampirlerden bile olsan seni yine de severim." Bunu drmemle histerik bir kahkaha patlattı. bir anda gözleri kararıp etrafında damarlar çıkmaya başladı. Ağzıda aynı yırtıcı bir hayvan gibiydi ve dişleri sivriydi.
"Buna sevindim Jongin-ah!" Dedi ve ışık hızıyla boğazıma yapıştı.
----------------------------
-4.bölüm-
Sehun,o günden sonra her gün düzenli olarak kanımı içmeye başladı. İlk o gece korksamda ona olan aşkımdan -en azından öyle sanıyordum- kabullendim.
Fakat ben de onun gibi olmak istiyordum. Oysa beni engelliyor ve her bu konuyu açtığımda düz bir yere yasılıyarak ya da yatırarak boğazıma yapışıyordu.
İşte böyle 2 ay boyunca geçindik ama köy halkı bazı bilgiler edinmişlerdi hatta durun bilgi edinmişler değil zaten biliyorlarmış! Hatta bu tür konularla ilgili bir konsey bile varmış. Ben bunu yeni fark ettim.
-Flashback-
"Bu davetinizin sebebi nedir Vali Jung? Önemli olduğunu varsayıyorum." Dedim sert bir şekilde. Sehun'um ve benim güzel anlar yaşamamızı engellemişti,sinirliydim.
Vali,derin bir iç çekip koltuğuna oturdu."Çok kötü bir durumdayız Bay Kim. Hem de çok kötü." Rahatsız olmuştum."Ne oldu?" Sesimden merakım belli olmuştu.
Koltuğunda doğruldu ve masasına doğru eğildi. Yüz ifadesi hem korkmuş hem de cesurcaydı." Hiç vampir adlı bir yaratık olduğunu duydunuz mu Bay Kim?" Kalbim bir anda hızlandı. Korkuyordum."E-evet. Bir kaç yerde görmüş ve duymuştum ama annelerin çocuklarını korkutmak için uydurulmuş bir hikayedir bu Vali Jung." Evet Jongin. Güzel yalan.
Valinin yüzünde yarım bir gülümseme oluştu."Hayır Bay Kim. Hayır. Bu bir gerçek ve şuan köyümüzde bizi öldürmek için saklanıyorlar. Şu son bir kaç aydır olan vakalarda bu yüzdendi fakat halka bunu söyleyemeyiz. İşte sizi çağırma nedenim ise bize yardım etmeniz. Bizim tamı tamına 100 yıldır kurulu olan bir konseyimiz var fakat bu konseyde sadece belirli kişiler var. Sizin büyük büyük büyük dediniz Kim Na Tae'de bu konseyin başlarındandı. Yani sizde bu konseyde oluyorsunuz." Derin bir nefes aldı Vali." O pis yaratıkları öldürmeliyiz Bay Kim. Yoksa hepimiz heba olacağız. Bu akşam köyün meydanının orda sizi bekleyeceğim. Konsey toplantısı yapmalı ve plan kurmalıyız ama sizi uyarıyorum şimdi eve gidin ve bahçenizdeki Meşe ağaçlarından bir dalını kesyirip kazık haline getirin. Akşamları dikkatli olmalısınız. Bu kazıkları eğer size saldıranların kalbine saplarsanız ölürler. Her daim yanınızda taşımanızda fayda var çünkü hâlâ gündüzleri dışarı çıkıp çıkmadıklarını öğrenemedik. Şimdi gidebilirsiniz." Dedi ve tekrar koltuğuna yaslandı. Bende sessizce kalktım ve oradan çıktım.
-End of the flashback-
"Kalbin çok hızlı atıyor Jongin-ah. Rahatla biraz. Yoksa kanını içerken canın acıyacak."dedi başını boynumdan kaldırarak. Dudaklarının kenarından kendi kanım akıyordu ve ben ifadesizce ona bakıyordum.
Kucağımdan kalktı ve dudaklarını silip yanıma oturdu. Bir yandan da boynumu bir bezle sarmaya çalışıyordu. Bitirdiğimde ona döndüm. Onu uyarmalayıydım. Ona aşıktım-en azından böyle sanıyordum.
"Sana bir şey söylemeliyim Sehin-ah."
İşte bu da en büyük pişmanlıklarımdandı...