Sandaliyeyi çekip karşıma birisi oturduğunda içime tanıdık bir his doldu. Kim olduğunu görmek için kafamı içkimden kaldırdım.
'WHAT THE FUCK?!?'
"Beni özledin mi Jongin-ah?
---------------
"Hah, özlemişmiyim? Güldürme beni Sehun. Unuttun mu hiçbir şey hissetmiyorum! Bunu sen istemiştin." Onunla kekelemeden konustuğuma şükretmiştim. Gercekten şaşkındım 36 yıldan sonra tekrar karşıma çıktı ve dur bir dakika onun saçları kahverengi mi? Sarı değil miydi?
"Ne düşüyorsun Jongin-ah?" Dedi alaylı bir şekilde. Yüzünden eğlendiği belli oluyordu." Kai" diye düzelttim.
Bir kahkaha patlattı. " Ahhhh, evet. Nam-ı değer Kai." Tekrar kahkaha attı. Kahkahası kulağıma korkutucu gelmişti." Nam-ını çok duydum Jongin-ah. Gerçekten çok yol kat etmişsin." Alaycı bir gülümseme kondurdum yüzüme. Şuan kendimi son derecede sıkıyordum." Hangi rüzgar attı seni buraya YARATICIM."
"Eyyyyy. Jongin-ah hâlâ bana kızgın mısın? Bak geri döndüm. Sahibin geri döndü ve sana güzel şeyler yaşatacak." Deyip göz kırptı. İçimde bir şeylerin kıpırdandığını hissettim. Güney bölgemde de bir hareketlenme(alt bölge:D)hissediyordum." O tren çoktan gitti bile Sehun." Güldü ve sandaliyesinden kalkıp tam dibime oturdu. Serin nefesini tam kulağımda hissediyordum.
Yavaşça enseme ıslak öpücükler kondurup elini erkekliğime kaydırdı. Değişik şekiller çizerek okşuyordu.
Tamam itiraf ediyorum bunlar nefesimi kesti.
Güçsüz bir kahkaha attım." Şu işede bakın. Yaratıcım bana cilve yapıyor!"
Nefesini,ensemde öptüğü yere üfledi. Titremiştim. "Aynen öyle Jongin-ah. Eski günlerdeki gibi, hah?" Elimi sertleşmiş erkekliģimden çekip elimin üzerine koydu. Elimi de biraz okşadıktan sonra elimi kendi erkekliğine koydu." Bunu istiyorsun Jongin-ah. Biliyorum. Beni istiyorsun." Kafamı ona döndürdüm dudaklarımızın arasında mesafeler vardı ve ikimizde birbirimizin dudaklarına bakıyorduk.
Titrek nefesimi dudaklarıma dogru verdim. Şuanda ne bardaki yüksek sesi, ne de sarhoşluktan önüne gelenlr yiyisen insanları. Sadece Sehun.
"Kai" diye düzelttim." Ve..istiyorum."
Dudaklarına yapıştım.