4 kafadar

Asrın

Gözlerimi açmamla etrafıma salak salak bakındım. Burasıda neresiydi?. Acaba kaçırılmışmıydım? Fidye için miydi tüm bunlar? Aklımdaki sorular Aslı'nın "Ezgi nerdesin, saklambaç oynamıyoruz kardeşim" diyip içten bir nefes vermişti. Ve iki sn sonra karanlık birden kayboldu ve Aslı'nın sesini duydum " knk allah aşkına dolabımda ne işin var? Yani genelde uyuyanlar kendini yerde bulur, sen giysi dolabındasın." Ben daha ağzımı açamadan aklına bir şey gelmiş gibi konuşmaya başladı." Yoksa sen uyur gezer misin?" Karşılıklı bakıştık sonra bu yarışa döndü sanki gözünü kırpan karşı tarafın gözlerine bir daha bakamıycak gibiydi. En sonunda gözlerimi kaçırdım. Kendimi suçlu gibi hissediyordum. Ama neden? İşte bunun cevabını öğrene bilmek için düşünmeye ihtiyacım vardı."Ben bu dolaba nasıl girdim beğğğ?"Diye kendi kendime sorup duruyordum.Baya dalmışken Aslının"Ezgi kanka daha ne kadar dolabımın içinde durucaksın?"sorusuyla kendime geldim"kalk hadi kalk okula gitçez daha okulun 2.gününden kalmayalım?  Salakmışım gibi bakıp konuşmaya başladı "Bu nasıl bi sorudur ya okulun ikinci gününden kalınır mı?Sabah sabah senin beyin error vermiş," diyerek lafını sonlandırdı bu kız ne kadarda çok konuşuyordu böyle. Ve Aslı'nın annesinin seslenmesiyle kahvaltının hazır olduğunu öğrendik. Benim gözler yemek lafını duyar duymaz parlamaya başladı. Rutin işlerimizi halledip, aşağıya indik. Ben masaya oturur oturmaz kapı çaldı ve iyi günümde olan birisi olarak kapıyı açmaya ben gittim kendi isteğimle . Keşke gitmez olaydım. Karşımda sırıtan  bir adet çişimsu. Açıklıyorum: hayatım boyunca kendimi zorlasamda hiç sevemediğim kız. Çok havalıydı,kısacası barbie kızlardandı(ben senin bildiğin kızlardan değilim ayol). Evet sabah sabah Aslı'nın kapısının önünde bir çişimsu görüyoruz...Kızın adı normalde çisimsuydu ama ben ona çişimsu demeyi tercih ediyordum. "Ne var çişimsu sabahın köründe biz okula gidecekken ne var yani ne var bu kadar acil anlamdım ki?" Mümkünmüş gibi daha çok sırıtarak "annem kek yapmıştı, sizede getireyim dedim" dediği an gözlerim elindeki keklere kaydı oofff bide çukalatalıydılar. En sevdiğim. Açlık kafama vurmuştu herhalde.Kekleri aldım ve müsait olmadığımızı yoksa onu içeriye almaktan mutlu olacağımızı zırvaladım. Kekleri masaya koyup kimin geldiğinden bahsettim. Masaya oturup elimi simide uzatmıştım ki telefon çalmaya başladı benimki olmaması umuduyla Aslıya baktım ve " knk telefonun çalıyo" dedim. aslıysa kafasını iki yana sallıyarak, " knk senin zil sesin bu" dedi bende sürünerek masadan kalktım. Ve telefonuma doğru  koştum elime aldığımda ismine bakmadan açtım tam sövmeye hazırlanıyordum ki karşı taraftaki ağlama sesi beni bitirdi. Asrın ağlıyordu. Kaç yıllık kardeşim hiçbir şey söylemeden ağlıyordu. Ben sadece susmuştum " sahile gel hiçbir şey sorma, gelince konuşuruz " dedi. Hemen telefonu kapatıp, kahvaltı yapan Aslı'nın yanına gidip " knk Buse aradı okula gitmeden önce kahvaltı yapalım dedi, hem konuşmuş oluruz diye düşündüm dedi.ne dersin" diyip kaş göz işareti yaptım. Anlamadı ve kahvaltısına devam ederken " knk doydum zaten ne kahvaltısı" dedi. Bende kaş göz işareti yapmaya devam ettim. Kaşları çatıldı ve sen ne ayaksın bakışı attı ve bende annesine çaktırmamak için "bize ihtiyacı varmış" dedim oda tamam o zaman diyerek annesini öptü.o an tek düşündüğüm köşeli jeton.Dışarı çıktığımızda ne oldu diyerek kolumu omzuma attı bende dudağımı büzüp "Asrına bir şey olmuş knk ,sesi kötü geliyodu." Dedim o da " ne olmuş olabilir ki " dedi sahile yürümeye başladık zaten yakındı beş dakikaya ordaydık.Sahile vardığımızda Asrın'ı ağlarken görmek çok koydu. Hemen yanına gittik. Aslı'nın "Asrın knk iyi misin?"  Diye sormasıyla ikimizde ona döndük Asrın azını açmıştı ki ondan önce davranıp konuşmaya başladım. "Üzgün olduğunu gördüğün birine iyimisin diye sormak alkışa değerdi." Diyip alkışlamaya başladım. Asrın'ın yüzünde bir gülümseme oluştu.Gamzesi ortaya çıktı. İşte bu her şeye değerdi. Yanına oturup teselli etmeye başladık(konuyu bilmiyoruz çaktırmayın) Aslı merakla konuyu sordu. Bizde çok kötü bir şey oldu sanıp pür dikkat onu dinliyoruz meğersem nutella kavanozu kaybolmuş. Atın beni denizlere. Hemen cırlamaya başladık " Bu muydu yani kahvaltı bile yapamadım ben. Sesini öyle duyunca ne yapıcağımı bilemedim sen gelmiş burda nutella diyorsun" diyip arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Belime bir kolun sarılmasıyla ona dönüp içtenlikle sarıldım Bizi izleyen Aslı'da kıskançlıktan kuduruyordu. En sonunda koşup o da bize sarıldı. Asrın ikimizi kolunun altına aldı ve bir mekana götürdü. Bize beş kişilik serpme kahvaltı söyledi. Çocukta haklı anca doyardık. Kahvaltıdan sonra sahilde biraz yürüyelim dedik ve Asrının kolunun altına girdik. Yürürken aklıma gelen sorunsa çok büyüktü okulll hemen Aslıya dödüm onunda bakışları benden farksızdı.Aslının "Of asrın ya ya ya" demesiyle Asrın başını kaldırıp"Ben ona kendimden çok değer vermiştim" dedi, gözlermizi kaydırmıştık..Aslıya fısıltıyla"okula gidelim ders başlayalı 2dk olmuş dedim...
5 dk sonra...
"Koş kanka koş 10 dk oldu "dememle nefesim kesilmişti,hemen okula girip müdürden izin kağıdı alıp sınıfa doğru koşmaya başladık.Sınıfın kapısı çalındığında herkesin kapıya doğru şaşkınlıkla baktığını tahmin edebiliyordum.Kapıyı tıklattıktan sonra "gel"sesi duyduğumuzda içeri girmiştim ve herkesin gözü bizdeydi mırıldanarak"ne bakıyonuz karşınızda fil mi osuruyo?"dedim ve bunu duyan Aslı gülmemek için kendini zor tutuyordu.Daha sonra söze başladım:"Hocam biz gerçekten çok özür dileriz biz daha erken gelmeye çalıştık ama konu özel olunca bu dakikaya yetiştik gerçekten çok üzgünüz birdaha olmayacak."dedikten sonra öğretmen"önemli değil zaten bende tanışma faslındaydım malum ikinci günden ders işlenmez tanışmamız bitmişti ama sizin de adınızı öğrenirsen mutlu olurum ha bu arada aynı zamanda sınıf öğretmeninizim"diyerek lafını bitirdi.Bizde hemen kendimizi tanıtıp yerimize geçecekken sadece iki kişinin yanın boş olduğunu görüp aslıyla üzgün bakışlar attık.öğretmen bu bakışların üzerine:"sınıftada görüldüğü gibi herkes erkek kız şeklinde oturuyor bu yüzden sizde bu kurallara uymak durumundasınız evet aslı seni berkin yanına,ezgicim senide anılın yanına alalım dediğinde ne kadar yalvarıcı bakışlar atsakta geçmek zorunda kaldık...