Çok düşünme.
Bu da ne demekti? Benim numaram onda ne arıyordu?
Tüm bunların verdiği şaşkınlıkla arkamı hızla döndüm ve ona baktım. Bana bugüne kadar görüp görebileceğim en anlamlı bakışı attı ve ayağa kalkıp ilerlemeye başladı. Kendimi durdurmayıp bende peşinden gittim. Bahçedeki masaya oturdu ve karşısına geçip oturana kadar bişey demedi.-Evet Mısra seni dinliyorum.
-O mesaj neyin nesiydi?
-Numaram sende ne arıyo?
-Asıl benim numaram sende ne arıyo kimden aldın?
-Kimseden almadım aptal. Sen kantine giderken telefonunu yanına almayı ve telefonuna şifre koymayı öğrenmelisin.
-Gizlice numaramı mı aldın! Neden?
-Sen neden aldıysan ondan.
-Nasıl yani?
-Mısra. Çocuk değilim ben. Sınıftan ilk girdiğim andan beri bana neden bi tabloyu inceliyormuş gibi baktığını,okula giriş anımdan sonra arkanı en geç neden senin döndüğünü, Dolunayı yanımda görünce neden gözlerinin alev saçtığını ya da benimle konuşurken neden kendini iyi hisettiğini anlayabiliyorum.Söylediklerini idrak etmem ve kendimi çok kötü hissetmem 10 saniyemi almıştı.
-Poyraz ben...
-Bişey söyleme çünkü işin garip tarafı bütün bunları bende hissediyorum, iliklerime kadar.
-Ne! Nasıl?
-Bilmiyorum hiç böyle olmamıştı yani kızlarla hiç gerçek bi ilişkide bulunmadım. Kadınlar hep hayatımda oldu ama hayatımdaki kadınları hep ailemden biri gibi gördüğüm için yakın oldum. Yani hiç sevgilim olmadı denedim ama kendimi hiçbir kadına bağlı hissetmedim tabii onların bana yaklaşımları farklı oldu ama durumu kalplerini kırmadan hepsine izah ettim. Şimdi sen geldin ve bütün düzenimi bozdun.
-Ben ne diyebilirim bilmiyorum ölmek üzereyim.
-Asıl ben. Senin yakınımda olduğun her an vücudum alev alacakmış gibi oluyor mantıklı düşünemiyorum.
-Sen mi mantıklı düşünemiyosun. Ben seni koridorun sonunda gördüğümde bile günüm güzelleşiyo istemsizce gülümsemeye başlıyorum ki ilk zamanlar bu durumu kimse bilmediği için kendimi dizginlemek zorunda kalıyordum. Seninle aynı ortama girdiğimizde aklımdan yüzlerce düşünce geçiyo arkamı sana dönünce bile seni merak etmeye başlıyorum. Konuştuğun kızlarla iyi arkadaş olduğunu biliyorum ama onların sana olan bakışları bende katliam çıkarma isteği uyandırıyo ve kendimi tutamayacağımdan korkuyorum. Sen dünyanın en güzel gülümsemesini boş insanlara heba ediyosun ama ben bana gülümsemen için canımı şimdi şu masaya koyarım. Uzaktan seni izlemek zaten yeterince zorken bide sesini hiç duyamıyorum. Sesinden şiirler dinlemek istiyorum yada herhangi bişey hiç farketmez sen söyle yeterki... Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum ama ellerini tutmak için karşı koyulamaz bi arzu duyuyorum. Ellerini okşamak oradan omuzlarına geçmek istiyorum çünkü omuzların çok güzel hatırları kalır. Sonra da yüzünü avuçlarımın içine almak ve seni ezberlemek istiyorum. Küçük, gülünce kısılan ama rengini hala anlayamadığım güneş kadar parlak gözlerini,biçimli burnunu, kadınları kıskandıracak güzellikteki dudaklarını,hafif öndeki dişlerini,yeni çıkmaya başlayan çenendeki ayva tüylerini veya sağ kulağında o farkedilmeyen minik benini. Ben seni istiyorum Poyraz en başından beri.Poyraz söylediğim cümlelerin yoğunluklarıyla doğru orantılı olarak gözlerini ayırmadan bana bakıyodu ne yapacağını kestiremediğim için durup bekledim. Çok kısa bi süre sonra kalkıp yanıma oturdu.
-Şu anda hemen burada senin olabilirim hayatımın sonuna kadar ama bana benim olma gerekirse benimle yanma sözü vereceksen?
-Ben...Cehennem bile seninle güzeldir Poyraz Derin Atahan.
Seninle mutsuzluğa da varım.
-Şuan hayatımın eksik parçasını bulmuş gibi hissediyorum. Sanırım kader dedikleri şey bi olay değil bi kişi ve bende kaderimi buldum. Artık yaşadığımız sürece gri gözlerinde benden başkasının yansımasını görmek istemiyorum.
-Gözlerim senden başkasına bakamadığı için zor olur bu zaten. Güzelliğin başımı döndürüyo hiçbir şey umurumda değil Poyraz.
-Güzellikten bahsedeceksek bir günümüzü sana ayırırız boşver..Cümlesini bitirmişken kendimi tutamayıp ona sarıldım ve öyle kaldık.
Bulunduğumuz masa kimsenin pek uğramadığı biyerdi o yüzden bizi kimsenin gördüğünü sanmıyorum. Ders zili çalınca mecburen ayaklandık ama hızlanmadık.-Mısra bunu şuan birilerine söyleyecek miyiz?
-Durumu iyice açıklamadan söyleyemem. Çünkü arkadaşlar ben Poyraza ilk anda vuruldum ve şimdi kaderimi yaşamak için bir aradayız diyemem. Beni anlamaları gerek.Anlattıklarıma değil benim gülüşüme bakıp güldü.
-Sen nasıl istersen. Ben sadece senin istediklerini önemserim.
Yüzümün kırmızılığını görmesin diye sınıfa ilk ben adım attım ama hocanın girdiğini ikimizde farketmemiştik. Sınıfın hepsi yerindeydi ve kapıyı açtığımızda bütün yüzler ve hoca da dahil bize döndü. Ama ekstra bi tanıdık yüz daha vardı sınıfta. Baba?
-Siz ikiniz. Nerden geliyosunuz?
![](https://img.wattpad.com/cover/83526068-288-k99826.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ucuz Roman
Teen FictionHer insan doğar,yaşar ve ölür. Doğmak ve ölmek kavramları ne kadar somut ve nesnelse, yaşamak da bir o kadar göreceli ve özneldir. Herkes şurada , şu saatte,şu yılda doğdum diyebilir ve yahutta herkesin şu zaman ölmeliyim dediği anlar olabilir. Ama...