YP 2 / BÖLÜM / 33

18.9K 1.1K 153
                                    


"Neyden bahsediyorsun? Anlattım ya sana..."

"Ayza öyle büyük bir parayı reddedecek ne yaptılar? Seni bu kadar neden sinirlendirdiler? Ekin holding neden bu kadar ısrarcı?"

"Ben nerden bileyim neden ısrarcı? Çok merak ediyorsan buyur kendine sor."

Kollarımı birleştirip karşıya bakmaya devam ettim.

Sinirini yutkunurcasına derin nefes aldı. Gözlerini bir kaç saniye kapadıktan sonra açtı.

"Bunu istersem öğrenebilirim biliyorsun değil mi?"

"Ya öğrenebilirsin benim bile bir kaç günümü al... Onları reddetmek bir kaç günümü aldı. Bundan bahsediyorum."

"Ne saklıyorsun?"

"Sen bana ne anlaşma yaptığını söylemediğin müddetçe ben de sana bu konu da bir açıklama yapmayacağım. Ve emin ol, ne kadar araştırırsan araştır öğrenemeyeceğin bir bilgi."

*****

(BİR KAÇ GÜN SONRA)

"Yemekler hazırsa sen çıkabilirsin."dedim usulca aşçıya.

Kafasını onaylarcasına salladıktan sonra hazırladığı masaya ve yemeklere son bir kez göz atıp gülümseyerek ayrıldı yanımdan.

Üzerime son bir kez çeki düzen verdim. Abartılı olmayan mor güzel bir elbise ve uygun bir topuzla akşam yemeğine müsait duruyordum.

"Daha gelmediler mi?"dedi Aras merdivenlerden inerken. Açıklama yapacağım sıra da kapı çaldı.

"Şimdi geldi."

Yanıma gelip belime sarıldı ve kapıya doğru ilerlerken evdeki hizmetçilerden gizli bir şekilde kulağıma eğildi.

"Öğrenemeyeceğimi mi sanmıştın?"

Kıpkırmızı kesilmiştim. Duyduğum cümleyme ben yerimde kala kalırken, Aras bir kapıya kalan bir kaç adımlık mesafeyi hızla kapatıp yanına gelmem için yüzüyle yapmacık bir gülümseme takındı.

"Karıcım beraber açmamız gerek kapıyı."

Donuk bakışlarım yere çevirili iken nasıl bu kadar sakin kalabilir diye düşünüyordum. Öğrendiği şey, eğer gerçekten gerçeklerse... Fırtına öncesi veda sessizliğiydi.

Kapıyı açınca karşımızda, Aras'ın adeta renk konusunda klonlanmış, lakin yüz bakımından birbirine benzemeyen, giydikleri takım elbiselerle tıpkı Aras ve diğer iş adamları gibi ciddi duran, yüzünde dostane bir iş gülümsemesi vardı. Gözleri yeşil, saçları sarı teni beyazdı... Dediğim gibi tamamen Aras'ın renk kopyasıydı.

"Merhabalar Aras Bey."diyerek elini uzattı.

Aras aynı gülümsemeyi sergileyerek uzattığı eline karşılık verdi.

"Merhaba Ekin bey, mütavazi malikanemize hoşgeldiniz."

Önümde kibarca eğilip elimi tuttuktan sonra ufak bir öpücük kondurdu ve tekrar doğruldu.

"Merhaba Ayza Hanım. Güzelliğiniz ve cesaretiniz son sıralarda iş adamlarının ve kodamanların dilinde dolaşıyor. Korkuyorum bir sonra ki global dergi de bizler yerine tahtımızı siz alırsınız diye."

Olabildiğince samimiyetsiz gülerek cevap verdim.

"Umarım korktuğunuz başınıza gelir."

Her ne kadar bozulsa da, bu akşamın berbat olmasını istemediği aşikardı. Ufak bir kahkahayla birlikte kendisine eşlik eden hizmetçilerle içeriye doğru yol aldı.

YENİ PATRONUM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin