YP 2 / BÖLÜM / 27

19.4K 1.3K 61
                                    



"Cihat, Ekin holdingle olan hiç bir talebi onaylamadım. Neden diye sorarlarsa, onlara her şeyi anladığımı ve bizi asla kandıramayacaklarını söylersin."

"Anlamadım Ayza hanım."

"Sen sadece söylediklerimi söyle. Bizden ve ailemizden uzak dursunlar."dedim kazağımı düzeltip kapı da hazır halde beklerken.

Kapıda japon iş adamlarını bekliyorduk. Aras'ın ve Sibel'in gittikleri günden beri sanki onun yasını tutarcasına ısrarla siyah giyiniyordum. Siyah kot pantolon ve siyah kazakla onları takmadığımı oldukça belirtmeye çalıştım. Onların bana olan saygısı da bundan ibaretti çünkü. Bu gün onlara bu holdingi kimin yönettiğini iyice öğretecek, o akıllarının alamadığı bu ufak bilgiyi çekiçle akıllarına sokacaktım.

Kıvırcık saçlarımı at kuyruğu şeklinde yapmış serbest bırakmıştım. Hafif ama koyu bir makyajla onlara bu gün elimden geldiğince sinirli görünmek istiyordum.

Çevirmene dönüp konuştum.

"Söylediklerim ne kadar ağır veya kaba olursa olsun harfi harfine çevireceksin. Anlaşıldı mı?"dediğimde Cihat'ın bana korkan gözlerle baktığını gördüm.

Bu gün herkes benden korkmalıydı. Sabrımın son damlalarını kanımı içer gibi içmişlerdi. Benden değil sabrımın son damlasını günahımı bile alamazlardı ve bunca şey üzerine birde onlarla uğraşıyordum.

Bir kaç tane arabanın evin önünde durduğunu gördüm.

Hıh, korumaya bile gerek duymamışlardı. Şoför ve kendilerinden ibaretti gelenler.

"Cihat, eksiksiz gelmelerini söyledin değil mi?"

"Evet Ayza hanım, hepsi gelecekti."

"Ben tam olarak sayılarını hatırlamıyorum, içeriye girdiklerinde say."dedim kapıya yaklaştıklarında.

Kısık sesle bir;

"Peki."dedi ve kapı hizmetçi tarafından açıldı.

İçeriye giren güler yüzlü japon işçilerini önce ben sonra ise Cihat karşılıyordu. Hepsinin tek tek elini sıktıktan sonra gülümseyerek ikinci salona doğru yönelttik.

"Cihat, tamlar mı?"dedim herkes içeri girince.

Kafasını onaylar anlamda salladı.

"Burcu yemekler tam mı? İstediklerimi yaptın mı?"

"Evet Ayza hanım, lakin acı olanla tatlı olanı nasıl ayırt edeceksiniz?"

"Sen beni düşünme ben acıyı severim. Onlar düşünsün."dedim kararlı bir şekilde ve Cihat'a dönüp içeriye girmemizi işaret ettim.

Çevirmen arkamızdan biz önden içeriye girdik.

Yedi kişilerdi. Hepsi biraz rahat duruyorlardı.

"Hoşgeldiniz."dedim elimden geldiğince yapmacık bir gülümseme sergilediğimi belli ederek.

Karşılık verdikleri zaman çevirmen bana dönüp çevirdi.

"Hoşbulduklarını söyledi. Ve de Aras beyin başına gelenler yüzünden üzgün olduklarını."

Cihat'a dönerek olabildiğince kısık sesle konuştum.

"Birazdan üzüntüden ağlayacaklar haberleri yok dedim."dişlerimin arasından.

"Efendim?"dedi çevirmen.

YENİ PATRONUM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin