YP 2 / BÖLÜM / 40

17.5K 1.1K 111
                                    

"Sen kaçmaya devam et bakalım Aras efendi... Nereye kadar kaçacaksın?"

"Kaçmıyorum Ayza, anlamıyorsun!"dedi arkasını dönerek.

Gitmek üzereydi lakin merdivenlerde söylediğim cümle üzerine durmuştu.

"Asıl sen neyi anlamıyorsun, görmüyor musun karşında eriyip tükeniyor ailemiz, neyi kabullenmek istemiyorsun? Söyle bana, söyle birlikte kabullenelim bu yaraları."

Kafasını hızla olumsuzca salladı. Sinirden kızaran yüzü ve alnında ki damarlar tekrar çıkmıştı. Hızla bir kaç adım atıp vitrin üzerindeki bütün çerçeveli fotoğrafları tek bir hamleyle yere fırlattı.

Kolundan bir kaç yer kanamıştı, yerler ürkütücü derecede berbat görünüyordu. Kan damlaları ve anılarımızın kırılmış hali...

"Anlamıyorsun, sizi korumak için susuyorum!"dedi sesi titrerken. Elinden geldiğince bağırmaya çalışmıştı ama titreyen sesi engellemişti.

"Anlat o zaman Aras, anlat da anlayalım seni."dedim hüzünle. Bu kadar acı çekmesi, yatağımda gizlice ağlaması, canımı yakıyordu.

"Hayır Ayza, bırak bu işin peşini. Araştırma, uğraşma, deşme."dedi.

Bir kaç saniye gözüme baktıktan sonra kapıyı çarpıp çıktı. Geriye ise çerçevelerin kırılma sesinden uyanan üç adet çocuk kaldı.

***

2 HAFTA SONRA

"Farklı bir şeyler mi yapsak? Mesela tatile gidelim."dedi koltuğunda geriye yaslanmışken.

Yanındaki masada elimden geldiğince muhasebe işlerini hallederken bir yandan da hobi olarak merak saldığım felsefe kitaplarını okuyordum.

Gözlüklerimi düzeltip kafamı olumsuzca salladım.

"Hayır, burada gayet iyiyiz."

"Hadi ama, çoktandır bunu yapmalıydık. Stresliyiz, piknik veya bir kaç saatlik park yürüyüşleriyle rahatlayamayız. Hem havalar gayet güzel gidiyor. Bence güzel bir tatili, denizi, havuzu hepsini hak ettik."

Kafamı tekrar olumsuzca sallayıp elimdeki bütün işleri bitirmek için hevesle klavyenin tuşlarını bertaraf ediyordum.

Aras koltuğundan kalktı ve önümdeki laptopun kapağını sertçe kapattı.

"Ben konuşurken, dinlenmemekten nefret ederim."

Tek kaşımı kaldırıp ellerimi havada birleştirdim ve dirseklerimi masaya koydum.

"Öyle mi? Bende iş yaparken birisinin gelip laptopu çat diye kapatmasından nefret ederim, ne yapacağız şimdi?"

Sinsice sırıtarak yüzüme yaklaştı.

"Ne yapacağımızı söylersem kabul etmezsin."

"Uf, git be şurdan, pis sapık."deyip elini laptopun üstünden çekmeye çalıştım.

"Çeksene elini, şimdi Ali bey gelip azar basacak niye bu faturaları işlemedin diye, çek diyorum elini. Çeksene ya!"

Kafasını olumsuzca iki yana salladı.

"Sana evet demeden kurtulamayacağım değil mi?"

Bu sefer de kafasını onaylar anlamda salladı.

Koltukta geriye yaslanıp ellerimi göğsümde birleştirdim.

"Nereye gidiyoruz peki?"

Elini laptoptan kaldırıp doğruldu ve o da ellerini göğsünde birleştirdi.

YENİ PATRONUM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin