00.26
Büyük mağazada yankılanan yabancı şarkı kulaklarımı dolarken ben de aynadan kendimi izliyordum. Üstümdeki kırmızı siyah çizgileri olan ve sıradan bir butikten aldığım bu tişörtü şimdiye kadar sokakta sekiz kadında görmüştüm.
Sanırım bir daha giymeyecektim.Oldukça havalı olan mağazadan çıkıp dopdolu olan Hongdae sokağında yürümeye başladım. Saate baktığımda 12'yi çoktan geçiyor olduğunu gördüm ve 1 olmasına az kalmıştı. Kahretsin! Eğer otobüsün son saatine yetişemesezsem eve gitmem imkansızdı. Hızlıca koşmaya başladım. İnsanları ittirmek zorunda kalıyordum ve herkesden tek tek özür dilemek zordu. Genellikle gündüz kullandığım ara sokağa daldım. Gündüz bile pek tenha sayılmayan sokak gece yarısı oldukça korkunçtu.
Koşmama biraz ara verip dinlenirken önümden hızlıca bir kız geçti. Benim yaşlarımdaydı. Çok hızlı koşuyordu ama üstündeki tişörtün benimle aynı olduğunu görmüştüm. Bu kaçıncı oluyordu. Saymayı bıraktmıştım.
//00.36
"Hyung yeter şimdi saçma sapan iş açıcak başımıza"dedi Jimin.
Namjoon onu dinleyip bıçağı geri cebine yerleştirdiğinde Jungkook bir adım ilerleyip adamın saçlarından geriye doğru çekti.
"Bak bu son uyarımız Ji Woo'dan uzak durucaksın"
Hoseok ablasının eski sevgilisine dayak atmaktan yorulduğu için arkadaşlarının bu pislik herife bağırmalarını dinliyordu.
Dövdükleri adam ablasını defalarca aldatmıştı Ji Woo ise bunu öğrenince yıkılmıştı. Hoseok dayanamayıp ablasının eski sevgilisini dövmeye karar vermişti ama Bangtan tabiki de onu asla yalnız bırakmazdı.
Yoongi"Biri görmeden gidelim."dediğinde duvarın arkasından gelen teneke kutuların devrilme sesiyle hepsi oraya dikkat kesildi. Taehyung"Ben bakarım."deyip hızlıca koşmaya başladı.
Karanlıkta kim olduğunu göremese de bunun bir kız olduğunu anlamıştı. Kız, Taehyung'u görünce düştüğü yerden kalkıp koşmaya başladı. Sokak lambasının aydınlattığı kadarıyla saçları kahverengiydi ve üstünde çizgili kırmızı siyah bir tişört vardı.
Taehyung, kız bir ihtimal kalabalığa karışırsa onu kolayca bulmak için bunları aklında tuttu.
Kız beklenmedik bir şekilde hızlı koşuyordu. Taehyung ona yetişmek için hızlandığında kız köşeyi dönüp
göz hizasından çıktı. Taehyung koşarak kızın döndüğü yerden dönünce kızı arkasını dönmüş bir yere bakarken gördü.Hızlıca sırtından tutup kendine çevirdiğinde bu kadar güzel bir kız beklemiyordu. Ayrıca kızın yüzü ona oldukça tanıdık geliyordu. Belki ara sıra gittikleri üniversiteden birisi olabilirdi.
"Yah nereye kaçtığını sanıyorsun sen?" Taehyung yüksek sesle bağırmıştı.
Kız şaşkınlıkla cevap verdi.
"Ne? Nereye kaçması?! Ayrıca şu lanet olası elini tişörtümden çeker misin?!"Taehyung onu dinlemeyip daha da sıkı tutmaya devam etti.
"Tam olarak ne gördün?""Ne?"
"Kızım bana bak benimle oynama."Taehyung,kızın tişörtünü çekip onu kendine yaklaştırdığında Chae Young kaşlarını çatıp Taehyung'u ittirmeye çalıştı.
"Seninle uğraşamayacağım. Yürü."dedi ve Chaeyoung'u kolundan sürüklemeye başladı.
Chaeyoung kıvransa da Taehyung'un onu sıkıca tutması yüzünden ondan kurtulması imkansızdı.
"Nereye gidiyoruz ya? Hey bana bak, kolumu bırakır mısın?" Chaeyoung sakin bir sesle konuşmuştu ama yine de Taehyung dinlemiyordu.
Bu lanet olası günde bir de bu eksikti diye düşündü Chae Young.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaker// RoseKook
FanfictionHepimiz karanlıkta parlamayı bekleyen kayıp yıldızlar değil miyiz? Jeon Jung Kook// Park Chae Young