"Seni buraya getirdim çünkü...""Evet?"
"Çünkü pes oynarız diye düşündüm"dedi ve gülümsedi.
Gerizekalı ya! Ya da gerizekalı ben. Tamamen başka bir şey düşünmüştüm.
Kaşlarımı çattım. "Şaka mısın sen?"
"Yoo."
"Sen beni böyle saçma şeyler oynayan bir insan mı sandın?!!"bağırdım.
"Oh, yani bilmiyorum istersen başka bir şey de oynayabiliriz?"dudağını büküp sordu.
Yatağa atlayıp "Hadi konsol nerde? Umarım pes 2017dir. En yenisini en güzeli de!"deyip sırıttığımda Jungkook önce şaşkınca kaşlarını kaldırdı ardından gülüp masadaki çekmeceden oyun konsollarını çıkarttı.
Ablamla küçüklüğümüzden beri bu tür oyunlar oynamayı çok severdik. O şimdi Avustralya da yaşıyordu. Çünkü okulu ve işi oradaydı. Buraya çok sık gelse de onu özlüyordum.
Jungkook oyunu televizyona bağlayıp açarken hangi takımı seçmem gerektiğini düşünüyordum.
"Bak bu oyunda iyiyim ama ikimiz de güç seviyesi eşit takımlar alalım"dediğimde kafasını salladı.
"Ben Neymar'a olan aşkımdan dolayı Barcelona'yı almak istiyorum.
Sen de...?"düşündüğüm sırada Jungkook atladı. "Ben de Real Madrid alırım o zaman.""Hah aynen."kafamı salladım.
"Ayrıca o apaçinin neresini seviyorsun ya?!"suratını buruşturduğunda güldüm.
"Neymar mı? Doğru apaçi ama apaçi olması yakışıklı olduğu gerçeğini değiştirmez."omuzlarımı silktim.
"Ben daha yakışıklıyım."dediğinde dilimi çıkarttım.
Maç başladığında Jungkook tabiki de erkek olarak iyi oynuyordu ama ben de en az onun kadar iyiydim.
Yaklaşık üç saat kadar sürekli takım değiştirip oyun oynadık. Belli bir kazanan yoktu. Maçtan maça göre skorumuz değişiyordu.
"Ah! Yeter artık ellerim koptu ve gözlerim acıyor."dedim ve güldüm.
Saat 5.30du birazdan güneş doğucaktı bütün gece oyun oynadığımıza inamıyordum.
Bir ara kızlar ve çocuklar ne yapıyoruz diye bakmaya gelmişlerdi bir şeyler de söylemişlerdi ama oyuna odaklandığımız için onları hiç dinlememiştik.
Oyun konsolunu yatağın yanındaki komodine bırakıp kafamı yastığa koydum. Yatak çok büyüktü üç tane insan sığardı resmen. Bacaklarımı saçma sapan açıp iyice rahat bir pozisyon aldım. Jungkook bilgisayara karşı oynuyordu. Biraz onu izledikten sonra "Ben beş dakika uyuyorum uyandırırsın."dedim. Bana bir bakış atıp gülümsedi.
"Bakarız."dedi.
"Jungkook."dedim ve karnına parmağımla dokundum. O da benim saçlarımı eliyle dağıttı.
Duyduğum çığlık ve gülme sesleriyle gözlerimi açtım. Uayndığımda kafam Jungkook'un göğsündeydi. Kollarımı ise ona dolamıştım. Yavaşca onun kolunu boynumdan çekip yataktan kalktım. Saate baktığımda 15.07'ydi.
Görünüşe göre beş dakikalık kestirmem upuzun bir uykuya dönüşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaker// RoseKook
FanfictionHepimiz karanlıkta parlamayı bekleyen kayıp yıldızlar değil miyiz? Jeon Jung Kook// Park Chae Young