Bir anda kolumdan geriye doğru çekilmemle gözlerim kocaman açıldı. Jungkook kolumu bırakıp, Kai'nin üstüne atladığında etrafımdakilerin çığlığını duydum.
Jungkook beyinsizi Kai'ye yumruk atmıştı ama Kai de 10 yaşında bir veled değildi gayet güçlüydü o da Jungkook'a bir tane geçirince kendime geldim ve yanımda olduğunu yeni fark ettiğim Namjoon'u dürttüm. "Durdursana şu saçmalığı!"bağırdım.
Ben bağırana kadar bu ikisi yerde yuvarlanıp birbirinin üstlerine çıkmaya çalışıyordu. Yemin ederim 2-B sınıfı erkeklerinin güreşini izliyor gibiydim. O derece komikti.
Namjoon ve Seokjin isteksizce ikisini ayırdıklarında derin bir nefes aldım. Kısa ama beni delirtmeye yetecek kadar garip bir kavgaydı.
Namjoon Jungkook'u tutuyordu ama o hala tepinmeye devam ediyordu. Gerizekalı bu çocuk ya cidden. 21 yaşına gelmiş ama tam bir çocuk gibiydi. Kai'nin burnu Jungkook'un ise ağzı kanıyordu.
Jungkook ağzından akan kanı siyah tişörtüne sildiğinde gözlerimi ondan alamadım bu halde bile seksiydi. Ondan etkilenmemek için salak olmak gerekiyordu ve keşke salak olsaydım.
Jungkook'u bırakıp Kai'nin yanına doğru ilerledim.
"İyi misin?"diye sordum ama sorduğuma pişman olmuştum. Çocuk resmen benim yüzümden burnundan olmuştu. "İyiyim"dedi ve gülümsemeye çalıştı. "Bu kadarını beklemiyordum sadece ama sanırım plan işe yaramış gibi duruyor."kulağıma doğru fısıldadığında gülümsememe engel olamadım.
Tam cevap verecektim ki Jungkook beni kolumdan çekti. Bugün ikinci defa Jungkook tarafından kolumdan çekiliyordum. Ve bu beni delirtiyordu.Jungkook tarafından sürüklenirken arkamı dönüp Kai'ye baktım. "Seni arayacağım."dediğini duydum.
Jungkook beni evin dışına sokağa doğru sürüklediğinde hayatımın klişeden başka bir şey olmadığının farkına vardım. Diğerleri partide kalmıştı ve yürüdüğümüz sokak sessizdi. Bir süre sonra aklım başıma gelince kolumu Jungkook'un elinden kurtardım.
Ben kolumu çekince Jungkook'da durmuştu. "Senin derdin ne?"dediğinde kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi."Ne?"Sordum sakince.
"Nasıl ne?! O herifle nasıl gidip öpüşebilirsin?!"
Sinir katsayım bir anda artmıştı. Kendimi tutamadım ve bağırmaya başladım.
"Pardon??!! Sen kimsin? Sahteden sırf Jaehyun'u kıskandırmak için sevgili taklidi yaptığım kişi değil misin? Sen benim hiçbir şeyim değilsin Jungkook."
Nefes alıp tekrar devam ettim. "Bazı tavırlarım sana belki senden hoşlandığımı filan düşündürmüş olabilir."
Tamam burda biraz yalan söylüyordum.
"Ama bizim aramızda hiçbir şey yok. O yüzden ben istediğim herkesle birlikte olabilirim!"dedim ve ne söyleyeceğini beklemeden yürümeye başladım.
Peşimden geldiğini anlamak zor değildi kokusu dibimdeydi çünkü.
Önüme geçip beni durdurdu.
"Hoşlanmadığına emin misin?" Diye sorduğunda gözlerimi gözlerine dikip cevap verdim. "Evet."Yarım ağız gülümsedi. Ve o böyle gülünce ne kadar yakışıklı olduğundan haberi var mıydı acaba?
Kesin vardır. Hatta aynanın karşısında bu gülüşe de çalışıyordur kesin.
Elini belime koyup beni kendisine doğru yaklaştırdığını fark ettiğimde beynim yavaş yavaş kontrolü kalbime bırakıyordu. Bu hiç iyi değildi.
Bana yaklaştı ve aramızda hiç bir mesafe yoktu artık. Beni öpüceğini anladığımda kalbim atmayı kesmişti. Bu kadar heyecan niyeydi?
Kendine gel Chae!
Gelemiyordum.
Öpmesi için bekliyordum ve kalbim cidden durmuştu ama Jungkook inatla öyle bekliyordu. Acaba dünya mı durmuştu?
Beynime kan gitmiyor kesin bilgi yayalım.
Jungkook beni öpmek yerine geri çekildiğinde afallamıştım. Sonra bir anda elini kalbimin üstüne koydu. Allah kahretsin ki olimpiyat yarışında koşmuşum gibi atıyordu.
Hiç durmadan.Eli kalbimin üstündeyken gözleri de gözlerime bakıyordu.
Ve gülümsemeye başladı.
"Bir daha hislerin hakkında yalan söyleme, çünkü beceremiyorsun."dedi ve beni bırakıp yürümeye başladı. Sırtını izlerken beni mal ettiğinin farkına yeni varıyordum.
Jungkook gözden kaybolunca ben de arkamı dönüp gittim. Bu gece bu kadar şey yeterdi.
//
Okulun bitmesine daha vardı ve ben sabahtan beri dersteydim. Hocanın söylediklerini hızlıca bilgisayara geçirirken iki gün önce olanları düşünmemeye çalışıyordum.
Ders bitince Jennie'yi sınıfın kapısında gördüm. Beni bekliyordu.
Eşyalarımı toparlayıp yanına gittim."Noldu?"Sorduğumda gözlerini devirdi. "Çabuk gel!"dedi ve beni çekiştirmeye başladı. Ön bahçeye çıktığımızda arabasına yaslanmış Kai'yi ve onunla konuşan sinirli bir Jungkook görmeyi beklemiyordum.
Kai ile buluşucaktık ama buraya geleceği tamamen aklımdan çıkmıştı. Jennie'yi bırakıp onların yanına yürüdüm.
Jungkook ben gelince konuşmayı kesti ve bakışlarını bana dikti. Onu görmezden gelerek Kai'ye gülümsedim. O da bana karşılık verdi.
Kai arabaya yaslanmayı kesip sürücü koltuğuna geçtiğinde ben de yanındaki koltuğa geçmek için kapıyı açtım ama Jungkook eliyle kapıyı tuttu.
Nereden öğreniyordu bu hareketleri kapı tutmalar kol çekiştirmeler filan?Tam bir bad boy ya! Suratına yumruk atmak istiyordum.
"Nereye gidiyorsun?"
"Hesap mı vermem lazım sana?"sorusuna soruyla karşılık verdim. Sinirlerinin bozulduğunu hissedebiliyordum.
"Chae!"dediğinde nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdim ve elini ittirip onu da zerre umursamayıp arabanın içine bindim.
Kai arabayı çalıştırdığında arkamızda sinirli bir Jungkook bırakmıştık. Mutluluktan gülümserken Kai ile bakıştık. "Bu iş eğlenceli bir hal almaya başladı. Sen gelmeden önce Jungkook bana nerden tanıştığımızı benim kim olduğumu falan sordu. Onu tersledim ben de sen geldiğinde de kavga etmeye hazırdık."dedi.
"Salak ya kendini akıllı sanıyor ama daha yeni başladık.Bir de ondan tamamen nefret edemiyorum biraz zor oluyor ama bu oyuna sonuna kadar devam etmeliyiz."dediğimde Kai kafasını salladı. "Aynen!"dedi ve aynı anda gülmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaker// RoseKook
FanfictionHepimiz karanlıkta parlamayı bekleyen kayıp yıldızlar değil miyiz? Jeon Jung Kook// Park Chae Young