Son derece hararetli geçen bir geceydi. Galiba bir cinayet vakasıydı. Gömleği kanlanmış bir adam vardı. Kendinde değildi ama olağan şüpheli o idi. Gece yarısı sorguları pek bir meşhurdu. Hafif bir loş ışık altında iri yarı iki adam fısıldıyordu.
"Ayık mı bu?"
"Doktor zorlamayın dedi şoktamıymış neymiş."
Yavaşça başını masaya gömen adama doğru yaklaştılar. Biri diğerine göre daha sert ve soğuktu. Sandalyesine ters oturdu ve adamın saçını çekiştirdi.
"Uyan lan hadi! Seni bekleyemem sabaha kadar!"
Sessizdi adam, sanki içindeki çığlıklar ciğerine çarpıyor, üst dudağına kadar geliyor ama bir türlü çıkmıyordu.
Diğer polis memuru yaklaşarak, "Hâlâ şokta olabilir." dedi.
"Sikerim şokunu! Bir züppe için bütün gecemi heba edemem. Uyandır şunu gideceğim ya da vazgeçtim Cahit. Ben gidiyorum sen biraz zorla."
"Tamam amirim ben zorlarım biraz daha, sonra çıkarım. Şey birde amirim, kızınıza pamuk şeker..."
Adam birden kafasını kaldırıp polis memurunun boğazına yapıştı. Güçlüydü, memurlar ise şaşkın.
"Sen nerden biliyorsun lan? Sen nerden biliyorsun!"
Nefes almakta zorlanıyordu memur, diğer memur adamın elini çekmek istedi ama adam elini çekmeyince silahının kabzasıyla boynuna bir darbe indirdi. Genç adam sızıp kalmıştı.
"Ulan Cahit, ulan Cahit, bir tane akıllı yollamazlar bize! Kelepçeyi tak bir daha saldırmasın it."
Güneş yeni doğmuş sayılırdı. Sayıklayarak uyanıyordu genç adam.
"Pamuk şeker, pamuk şeker, pamuk şeker..."
Amir içeri girdi, adamın uykulu gözleri yuvalarında kocaman olmuştu.
"Cahit dosyasını ver!"
"Buyrun amirim."
Ufuk Amir, iri yarı bir adam ve son derece sert tavırlarıyla dikkat çeken birisiydi. Sert bakışlarının altından bu genç adamın dosyasını inceliyordu. Şüpheli gözlerle adama baktı, Cahit'e döndü. Ne iş dercesine bir kaş göz işareti yaptı. Cahit iki elini açıp anlamadım dercesine mimikleriyle yanıt verdi.
"Bak delikanlı ne oldu neler bitti bana hepsini anlat. İyi birine benziyorsun."
"Ben ne sorduğunuzu anlamıyorum, sorun ne acaba?"
Amir genç adama baktı ve dosyada geçenleri okudu.
"Salih Kaya. 16 Haziran 1998, Konya doğumlu. Baba adı Alaaddin ve üniversite 2.sınıf öğrencisi. Suçsuz, herhangi bir sabıka kaydı yok. Sence de tam bir ilk cinayet vakası değil mi Salih? Bıçak tam saplansaydı tek hamlede vurulurdu. 7 yerinden bıçaklamışsın kızı."
Genç adam masaya yumruğunu vurdu. Sert bir şekilde konuşmaya başladı.
"Bak komiser sen kimsin bilmiyorum ama ben asla sevdiğim kadını öldürmem, ki zaten ölmedi biliyorum sadece beni konuşturmak için böyle bir yol seçtin değil mi? Çok ahmaksınız."
"Ne biliyorsan anlat! Beni sinirlendirme evet konuşman için öyle diyoruz."
Cahit amirinin yanına yaklaştı ve kulağına fısıldadı, "Amirim, ya suçlu değilse? Günahtır bu."
Ufuk Amir sertçe baktı Cahit'e ve sus dedi.
Adam irkildi bu işaret karşısında. O gece sevgilisini bindirdiği taksideki şoförde aynı işareti yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Miktar Ölü
ActionKaç parça insanız? Kaç parça kilit var ruhumuzda? Her acı, bizi biraz daha mı büyütür? Yoksa biraz daha yoksuzlaştırır?Bir adamı bir kadın mı iyileştirir?Lanetimsi bir dünyada buhranlı bir hikâye buhranlı bir kahraman... Evet kahraman aslına bakarsa...