Jeon jungkook vampir bir liselidir.Sadece kan içerek yaşayabilir.Eunha ise kızların imrendiği,erkeklerin peşinden koştuğu popüler bir liselidir.Jungkook'un Eunha'nın okuluna transfer olmasıyla beraber hikayemiz de başlar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Öncelikle medyaya bakın. Çok tatlılar ya. Neyse hikayemize dönelim. Bu yarı final bölümü. 15-20 gün sonra tekrardan devam edeceğim bu kitaba. Hemde daha aktif olacağım. Her gün ve daha fazla ve daha hızlı bölüm atacağım. Son olarak yorum istiyorum lütfen 🙏. _______________________________________ Yuju - Ne? Ya..yani sen benden hoşlanıyor musun? (Mark kafasını evet anlamında sallayıp gülümser.) Ben - Gerçekten mi? Şaka yapmıyorsun değil mi? - Sence? Ben söyleyeceğimi söyledim. Sıra sende. Cevabın ne? - Umm...( Yazar: Birde "ummm..." diyor kıza bak.) Ben...bende senden hoşlanıyorum.❤( Buldun taş gibi çocuğu birde kabul etmeseydin istersen.😏)
Eunha Bu olayların üstünden bir hafta geçti. Sıradan bir gündü. Çıkışta jungkook ile beraber sinemaya gidecektik. ( Yazar: Derken yazar yine yaptı yapacağını.😉😉😆😆)
Jungkook Çıkışta bahçede Eunha'yı bekliyordum. Birden Yuju ve Mark'ın benim yanıma doğru telaşla koştuğunu gördüm. Yanıma geldiklerinde Mark - Ya! Jungkook, Eunha'yı gördün mü? - Bende onu bekliyorum. Birlikte sinemaya gidecektik. Bana "Sen önden bahçeye çık, çantamı toparlayıp geliyorum." dedi. Bir sorun mu var? Yuju - Eunha hiçbir yerde yok! deyip ağlamaya başladı. Mark Yuju'ya sarılıp - Merak etme bulacağız. dedi. Ben - Nasıl olur? Çabuk her tarafı arayalım. Ya da polis..polisi arayalım. Derken Mark - Bir dakika! Ben ne olduğunu anladım sanırım.(Yazar: Akıllı çocuk.😉) Ya! Çabuk olun Eunha'nın evine gidiyoruz. Ben - Neden? - Gidince öğreneceksiniz. - İyi...çabuk olalım! Eunha'nın evine gittik. Mark sanki herşeyi anlamış gibi hemen Eunha'nın babasının yanına yani gerçek babasının yanına gidip - Telefonunuzu verin! Dedi. Telefonu alıp kendi üvey babasına mesaj attı.
Mark Herşeyi anlamıştım. Nasıl yardımları karşısında beni almışlarsa şimdi gerçek ailemle görüştüğümü öğrenip Eunha'yı kaçırmışlardı. Birimizi istiyorlardı işte.( Yazar: Bu çocuk bir dahi.😉) Üvey babama gerçek babamın telefonundan şöyle mesaj attım - Kızıma ne yaptın? (Üvey babası:) - Düşündüğümden daha akıllı çıktın. Merak etme. Kızına da Mark gibi çok iyi davranıyoruz. ( Pislik gerizekalı kişisinden bir video) Videoyu açıp hep birlikte izledik. Videoda Eunha'yı bir sandalyeye oturtmuşlardı. Elleri bağlı değildi ama çok korkmuş gözüküyordu. Eunha - Anne ve baba lütfen her istediklerini yapın. Çok korkuyorum. Ağlamaya başladı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Jungkook sinirinden üvey babam dediğim şerefsize küfürler yağdırıyordu. Sonra üvey babam konuşmaya başladı - Ne mi istiyorum? Zamanında yardım için verdiğim parayı geri istiyorum. Yoksa kızı unutun! Video bitti. Gerçek annem olan kadın - Çabuk... çabuk o parayı ödeyelim. Kızımı bu halde görmek istemiyorum. Çabuk! Bunları gerçek babam olacak o adama söylüyordu. Gerçek babam olacak o şahsiyetsiz - Eğer o parayı ödersek şirketimiz batar. Onun sorunu çocuklarla değil. Ona zarar vermez. - Ne yani kızımızın bu durumda olmasına izin mi vereceksin? - Mantıklı düşüne.... - Ne mantığından bahsediyorsun? Ben kızımı o durumda bırakamam. Ne biçim bir insansın sen? Çabuk o parayı öde. Çabuk dedim sana! Gerçek annem ağlıyordu. Jungkook şahsiyetsiz babam olacak o adama dönüp - Ne biçim insansın sen? Hangi baba böyle bir şey yapar? dedi. Sonra telefondan kendi babasını arayıp şöyle dedi - Alo baba? - Evet oğlum söyle. - Benim hesabıma .............won yatırır mısın? - Tamam ama birşey mi oldu? Sesin iyi gelmiyor. - Hayır bir şey yok. Birkaç tane villa beğendim. Birde bir kaç şey daha alacağım o yüzden. - Tamam oğlum. Sen iste yeter ki. (Sekreterine dönüp) Sekreter oğlumun hesabına ..............won yatırmalarını söyle. Çabuk ol! Tamamdır oğlum. Başka bir şeye ihtiyacın olursa söyle. Kendine iyi bak. - Teşekkür ederim baba. Hoşçakal. - Hoşçakal. (Yazar: Bu arada söylemeyi unuttum. Jungkook'un ailesi Kore'nin en zenginleri arasında.) - Mark ben gidiyorum. Eunha'yı o halde bırakamam. Bende tam gidecekken babam denilen o adam - Nereye gidiyorsun? - Kardeşimi kurtarmaya! Bir daha da beni beklemeyin. Çünkü göremeyeceksiniz. dedim ve Jungkook,Yuju ve ben çıktık. Jungkook bize dönüp - Adamın numarasını verin. Eunha'yı ben kurtarıp getireceğim. Merak etmeyin! dedi. Adamın numarasını verdim. Sonra da jungkook koşarak uzaklaştı.
Jungkook Adamı arayıp nerede buluşacağımızı söyledim. Oraya doğru koştum. Oraya vardığımda parayı dediği yere bıraktım. Sonra bir araba gelip Eunha'yı bıraktı ve gitti. Eunha yere oturdu ve ağlamaya başladı. Yanına gittim. Alnından öpüp ona sarıldım ve şöyle dedim - Geçti, üzülme artık sevgilim.
Eunha Jungkook bana sarıldığında bende ona sarıldım. Ama bütün olanları biliyordum. Yani babamın söylediklerini, Jungkook'un söylediklerini hepsini. Bu yüzden babamın gözünde bu kadar önemsiz olmak gerçekten beni çok hayal kırıklığına uğrattı. Jungkook bir süre sonra ayrılıp elimi tuttu ve ne olduğunu sordu. Bende şöyle cevapladım - Ben...ben herşeyi duydum. - Nasıl yani? - Evime dinleme cihazı yerleştirmişler. Babamın beni istemediğini duydum. Herşeyi....herşeyi duydum. Beni gerçekten istemediğine inanamıyorum. - Eunha-ya... - Beni istemeyen birinin yanında durmak istemiyorum. Benim banka hesabımda yeterli para vardı. Keşke oradan alıp ödeseydiniz. Senin verdiğin parayı da şimdi hesabımdan alıp vereceğim. - Saçmalama Eunha-ya! Sen benim sevgilimsin. Bu yüzden bu olanları unutuyorsun anlaştık mı? - Ama.... - İtiraz yok. Eğer ailenin yanında yaşamak istemiyorsan... - Kendime ev tutacağım. - Tamam. Ev bulana kadar benim evimde kalırsın tamam mı? - Peki. O zaman eve gidip eşyalarımı toplayayım. - Tamam o zaman Yuju ve Mark'ı da oraya çağırayım. - Tamam. Taksiye binip evime doğru ilerledik. Eve vardığımda içeri girdim. Babam ve annem yanıma geldi. Annem sarıldığında bende ona sarıldım ama babam sarılmaya kalktığında onu engelledim ve - Senin bu evde istemediğin kızın artık yok baba. Artık sizinle görüşmek dahi istemiyorum. dedim ve odama çıktım. Yuju yanıma geldi ve bana - Eunha-ya sana birşey olacak sandım. İyisin değil mi? Birde tüm bu olanları nereden biliyorsun Eunha-ya? - Evde dinleme cihazı varmış. Herşeyi duydum. Bana eşyalarımı toplamada yardım ederken şunu sordu - Şimdi ne yapacaksın? - Bir ev bulana kadar Jungkook'un evinde kalacağım. Sonra da kendi evime taşınacağım. Banka hesabımda fazlasıyla para var. - Ya! Biz ne güne duruyoruz burada? Ev bulamasanda istediğin kadar benim evimde kalabilirsin. Tamam mı? - Tamam tamam. Aşağı indik. Jungkook valizimi aldı ve kapıdaki arabasının bagajına koydu. Bende dışarıya çıkıp arabaya bindim. Jungkook'un evine vardık. Evi çok güzeldi ve benim evime çok benziyordu. Benim için hazırlanmış olan odaya girip eşyalarımı yerleştirdim. Sonrada Jungkook'a uyuyacağımı söyledim. Uyuduğum da bir kabus görüyordum. Kabusta ailem beni bir uçurumdan aşağı atıyordu. Tam atacakken uyandım. Kalktığımda Jungkook başımda duruyordu. Jungkook - Sevgilim iyi misin? Kabus mu gördün? - Evet. İyiyim. Kabustu. Bana sarıldı ve saçıma bir öpücük kondurdu. Şöyle dedi - Ben yanındayım. Korkma. Artık neredeyse her uyuduğum da kabus görüyordum. Bu yüzden sürekli Jungkook ben uyuyana kadar baş ucumda bekliyordu. İşte her neyse bir gün öğle saatlerinde salonda oturup televizyon izlerken birden jungkook kafasını dizime koydu ve - Sadece birazcık bu şekilde uyuyabilir miyim? dedi. Bende gülümseyip kafamı tamam anlamında salladım. Dizime yattı ve uyudu. Daha doğrusu uyudu zannediyordum. Saçlarını okşadım ve saçlarıyla oynarken birden elimi tuttu. Uyumuş numarası yapmıştı.
Evet yarı final de böyle bitti. Umarım beğenirsiniz. Ayrıca lütfen yarı final hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara belirtin. Kısa bir süre sonra tekrar yazmaya devam edeceğim. Hepinizi çok seviyorum. Son kez hatırlatıyorum lütfen yorum yapın. Annyeong!✌😉❤❤😇😊🙏💜💛💙💚