Red Lips

21.8K 485 75
                                    

Önüme açılan üniversite kapılarını derin bir nefes alarak geçtim. Bu, ilk günüm olduğu için fazlasıyla heyecanlıydım. Ailem ben yurda yerleşirken bile hala bana Hukuk Fakültesi'nde okumak istediğimden emin olup olmadığımı soruyordu. Henüz başlangıçtayım ve kabul ediyorum, önümde okumakla geçireceğim uzun, zorlu yıllar var. Ama bu harika okulda hiçbir şey kötü gidemez.

Okula on dakikalık bir mesafede olan yurtta henüz oda arkadaşım yoktu. Bu yüzden okuldada ilk günümü yalnız geçireceğimi düşünüyordum. Ama tersine buradaki insanlar lisedekiler gibi züppe değildi. Oldukça sıcakkanlı ve konuşkan kişilerle tanışmıştım.

Kendime bir kulüp seçmek için önü kalabalık olan panoya yaklaştım. Elimdeki ders programı kağıtlarını incelerken panodaki saatleri ve kulüp isimlerini görmeye çalışıyordum.

"İşte kendine amansızca kulüp seçimi yapmaya çalışanlar topluluğu!"

Hepimiz sesin geldiği yöne baktığımızda kalabalıktan yükselen uğultu kesilmişti. Sıranın en arkasında olduğum için teknik olarak şu anda en önde tam da onun karşısında duruyordum.

Kollarını iki yana açmış ve her zamanki ukala tavrıyla bize alayla gülümsüyordu. Onu tanımamak mümkün mü? Kendini beğenmiş ünlü Harry Styles. Onu sürekli haberlerde görüyordum ama aynı okulda olduğumuzu bilmiyordum. Milletvekili Anne Styles ve Baron Christopher Styles'ın oğlu, kendini bilmez Harry Styles ile aynı fakülteye girebilme şerefine nail olduğum için onur duyuyordum(!)

Yakından baktığımda yeşil olduğunu fark ettiğim gözlerini, onun barlardan sarhoş çıkarken yakalandığı hem magazin hem siyasî haberlerde kesinlikle mavi sanıyordum.

Hala havada duran kollarını indirip tam gözlerimin içine bakarak bana doğru bir adım attı.

"Sadece titrek ve yalnız ruhlarını tatmin etmek için pervasızca arkadaş arayışına girenlerin katılmak istediği sosyalleşme grupları..." dedi ve durdu.

Dudakları yukarı kıvrıldığında cezbedici gamzeleri gözüme çarpmıştı. Beyaz dişlerini yarım ağız gülümsemesinden görebiliyordum.

"Ama sen hiçbir gruba dahil olamazsın adını bile bilmediğim güzel kız."

Bir adım daha atıp yüzüme eğildi ve elinin tersini hafifçe saçlarımda gezdirdi.

"Neden?"

Böyle bir soru sormam bile fazlasıyla saçmayken o bundan hoşlanmış gibiydi.

"Çünkü ben öyle istiyorum."

Şaşkındım. Lisedeki amigo takımını başıma bela almamdan daha kötü bir şey olamaz diye düşünüyordum. Ancak şimdi baronun ukala oğlu bana sebepsiz yere küstahlık yapıyordu.

Yüzüme yaklaştığında yutkunup gözlerimi onunkilere sabitledim. Kararlı ve korkusuzdu. Gülümsemesi genişlerken aniden arkasını döndü ve bir adım attı.

"Bir gruba dahil olacağım!" diye seslendiğimde durdu.

Kabarık, koyu saçlarını eliyle karıştırırken yeniden bana döndü. Tek kaşını kaldırmış olması ortamdaki yoğun stresi hiçte yumuşatmıyordu. İnsanlar hala sessizce bizi izlerken bunu önemsemeyip sırtımı dikleştirdim.

"Ve bir ruhumun olmamasındansa titrek ve yalnız olanına sahip olmayı tercih ederim."

Kaşı yavaşça indiğinde mimikleri alayla dans ediyordu.

"Bir oda arkadaşın var mı güzellik?" dedi, kaşlarını çatarak gülümsüyordu.

Sağ elini havaya kaldırıp beni işaret ederek dudaklarını araladı.

CIPAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin