~2~

71 3 0
                                    

Yangının üzerinden 3 gün geçmişti.Hiç ayrılmayacaklarına söz veren Su ve Toprak'ı kader ayırmıştı.Çocukluğundan beri aynı binada büyüyen iki dost; şimdi farklı esirgeme yurdunda,farklı kişilerle birlikteydiler.

Su 3 gündür okula gitmek şöyle dursun, yatağından çıkmıyordu.Alışması gereken yepyeni bir hayat vardı önünde,eksik bir hayat...Fakat Su'nun ne bu hayata ne de yeni yaşam alanına alışmaya niyeti vardı.Onun için yurda gelen psikolog dışında kimseyle konuşmuyordu.Gerçi psikologla da çok konuştuğu söylenemezdi ama en azından iki üç kelime konuşuyordu.Toprak mı ne yapıyordu? O bulunduğu ortama alışmak zorunda olduğunu biliyordu.Hatta oda arkadaşı Emre ile iyi arkadaş olmuştu.Her gün düzenli olarak ailesinin mezarına gidip annesi ile babasına gününün nasıl geçtiğini anlatıyordu.Yine o günlerden biriydi.Babasının mezarının köşesine oturup konuşmaya başladı;
"Selam baba,merhaba anne.Siz olmadan geçen 5.gün.Beni merak ederseniz eğer, dünden daha iyiyim.Evet acınız hiç geçmiyor ama alışıyormuş insan.Yokluğunuzda çok şey öğrendim, öğreneceğim de.En önemlisi de ne biliyor musunuz? Ben güçlü kalmalıyım.Bana ihtiyacı olan bir kız var,(gülümser) haklısın anne sadece bir kız yok,gelecekte bekleyen onlarca hasta var.Su'yu sorarsanız; 4 gündür görüşemiyoruz.Telefonları açmıyor,yurduna gidiyorum görüşmek istemiyor.Bir insan ölenin yokluğuna alışıyormuş da; nefes alan birinin yokluğu çok can yakıyormuş. Ama ben onu eski haline döndürebilmek için her şeyi yapacağım ve biliyorum ki oğlunuzla gurur duyacaksınız. Neyse, ben yine çok konuştum, iyi bakın birbirinize."
Toprak bu sözlerinden sonra dört mezarın toprağına su döküp mezarlıktan ayrıldı.Hava çok güzeldi,yurda dönmek istemiyordu.Deniz kenarına gidip oturmayı tercih etti.Çünkü ne zaman sıkılsalar Su ile buraya gelip en güzel şiiri kim yazacak diye yarışırlardı.

Deniz kenarına geldiğinde güzel havayı içine çekti ve ilerledi.Kayalıklara doğru geldiğinde duraksadı,gülümsedi ve seslendi;
-Hey! Su Perileri karaya vurur muydu?
Uzaklara dalan Su bu sesle bir saniyeliğine irkilse de arkasını dönmeden cevapladı; çünkü bu sesin kime ait olduğunu kestirebilmek için arkasına dönmesi gerekmezdi.
-Evet vururlar, hatta en dibe batıp birinin onları kurtarmasını beklemek yerine ölümü beklerler.
Toprak Su'nun yanına oturdu.Sesi biraz tedirgindi;
-Ölmek mi istiyorsun?
Su'nun cevabı belliydi;
-Evet, daha önce hiç istemediğim kadar.
Bu cevabın üstüne Su'ya döndü;
-Birbirimize ailelerimizi kaybettiğimiz gün bir söz vermiştik hatırlıyor musun? Ne olursa olsun biz hep birbirimize tutunacaktık.İkimiz de ayrı ayrı hayatlarda yeni bir aile kurana kadar birbirimizin ailesi olacaktık.Ben daha ailemi kaybetmeye alışamamışken sen bana dönmüş ikinci ailemi de kaybetme fikrine alış diyorsun.
Su bu sözler üzerine gözyaşlarını tutamamıştı.Toprak haklıydı, cevap vermedi,sadece ağladı.Şu an sanki küçük bir çocuktu da öğretmeni tarafından fırça yemişti.
Toprak biraz neşeli bir sesle uzun süren sessizliği bozdu;
-Haydi hayal kuralım!
Su kısa cevaplar vermeye başladı;
-Hayır.
+Saçmalama, insan hayal kurmadan yaşayamaz ki.
- Yaşamıyorum ki zaten.
Toprak bu sözün üstüne ellerini Su'nun yüzüne koyup kendine çevirdi;
-Yaşayacaksın Su Perisi, yaşamalısın.Sana en sevdiğin yerden örnek vereceğim; bir futbol maçında olduğunu ve takım arkadaşının kırmızı kart gördüğünü düşün.Eğer kırmızı karta takılı kalırsan maçı kaybedersin,çünkü kimse senin ruh halini düşünmez.Ama mücadeleye kalanlarla devam edersen zaferin her zamankinden daha güzel olur.İşte,hayat da böyle.Zaman su gibi akıp gidiyor. Ya ona ayak uydurup hayal kurmayı başarabilirsin, ya da zamanın kıymetini bilmeyip elindekileri de kaybedersin.

Bu çocuk ne kadar olgun konuşuyordu böyle. Haklıydı, bu sözler boşa gitmemeliydi.
Su gülümsedi ve ekledi;
-Senin için be çocuk, senin için hayal kuracağım.
+Hayır kendin için hayal kuracaksın.Annenin istediği gibi bir psikolog olacaksın, herkese iyi geleceksin.

Allah,insana birbirlerini hediye etmişti.Adem'den Havva'ya bu böyle süregelmişti.Sadece insan değil, Dünya'daki her şey birbirine hediyeydi.İnsan bitki olmadan nefes alabilir miydi? Ya da bitki su olmadan yeşerebilir miydi? Her şeyin birbirine armağan olduğu evrende de Su'ya bahşedilen en güzel hediye şüphesiz ki Toprak'tı.

SUYUNU ARAYAN TOPRAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin