-3-

428 20 4
                                    

Ağır hareketlerle arabadan inip sokakta ilerlerken topuklu ayakkabılarımın çıkardığı ses dışında  kuş bile ötmüyordu.sanki bu sokaktaki yaşam enerjisinin tümü çekilmişti.boğazıma acı bir yanma hissettim.kan tadı.burnuma ise tamamen kötü bir koku doldu.ölümün kokusu.bu o kadar tanıdıktı ki.sıkıntıyla derin bir nefes verdim.içimde bir his vardı.sanki birşeyler ters gidicekti.ama umursamadım.kendimle ilgili kabul ettiğim tek  duygu kibirimdi.bendeki kibir bütün Dünyayı doyurabilicek nitelikteydi.
bana kim ne yapabilirdi ki?daha nasıl mahvedebilirlerdi.tek korkum kardeşimdi.Emre.

Bunları düşünürken şeytanın inine gelmiştim.aslına bakarsanız gerçek şeytanın kim olduğu tartışılırdı.sinirle güldüm.işi şakaya vurup,önemsiz hale getirmekten başka birşey gelmezdi elimden.

Büyük deponun kapısına geldiğimde elim yavaşca silahıma gitti.Ama bir anda kendimi büyük demir kapıya dayanmış halde buldum.ben böyle birşeyi bekliyordum.ama o şimdiki yapıcağım şeyi beklemiyordu.

Ellerim,ellerine hapis olduğundan bacağımı diz kapağına savurdum ve ellerimi bırakmasını sağladım.Araz denen çocuk bu muydu?onun daha genç olduğu bilgisini almıştım.vakit kaybetmek istemediğimden ellerimi hızla boynuna sardım ve bütün gücümle çevirdim.aynı anda ayağımı karnına gömdüğümden yapıcak birşeyi kalmamıştı.bir hayat daha sonlanmıştı.benim sonlandırdığım bir hayat.Baktığımda arkasından 5 adam daha geliyordu.bununla başa çıkabilirdim.vicdan duygumu geceye saklayıp kafamı duvarlara sonra vuracaktım.

ikisi gelince diğerleri geride kaldılar.işte hepsinin ortak hatası buydu.beni hafife alıyorlardı.

Bana doğru yaklaştıklarında birbirimizin etrafında daire çizmeye başladık.bu işi fazla uzatmamam lazımdı.asıl hedefimize ayıp olurdu.bu kadarda düşünceliyim.

ikisi birden üstüme atıldığında bu hamleyi bekliyordum.belimdeki silahı çıkardığım gibi birini tam alınından vurdum.diğerinin ise ellerini hapsettim ve silahı kafasına dayayarak kendime kalkan olarak kullandım.Buradan sağ çıkıcak birisi varsa oda ben olucaktım.

diğerleri bana yaklaşırken rehinem kolumu geriye doğru büktü.omzumdan bileğime kadar olan müthiş acıyla gözlerim dolsada belli etmedim.zayıf yönümü bilmelerine izin verseydim,şimdiye kadar sağ kalamamıştım.kafasına silahı indirdikten  sonra ölmemiş olması için dua ettim.işim Aral denen adamlaydı.başka kimsenin zarar görmesini istemiyordum.
sağ tarafımdakine güçlü bir tekme savurup ayağımı midesine gömdüm ve ellerimi boynuna doladığımda yine o iç parçalıyıcı ses duyuldu.gözlerimi kapattım ve duymamaya çalıştım.günahlarımın sesini,vicdanımın sesini...

Diğer adam gözlerini korkuyla açtıktan sonra kaçmaya başladı.etraftaki  kan kırmızı örtüye ve ellerime baktım.onlar nasıl biri olduğumun kanıtıydı.

Birden boğazıma dolanan ellerle kendime geldim.buna cürhet eden kişiye döndüğümde  söyleyeceklerim boğazımda,yapacaklarım bedenimde düğümlendi.

Uzun siyah kirpiklerin çevrelediği çikolata rengi gözlerini koca koca açarken onun ağzından çıkan tek kelime "KIZIL" olurken, benim"ARAZ" oldu.

KIZILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin