‘Hayır hanım efendi. Hala kendine gelmedi.’
‘Ne zaman normale dönecek?’
‘Bilmiyoruz.Bu ona bağlı bilinç altı çok güçlü.’
Sadece sesler duyuyordum. Tamamen karanlığa bürünmüş, hiçbir görüntü ile bana kavuşamayan sesler…
‘Kimsin?’ diye bağırdım, ama cevap olarak hiçbir sey duyamadım. Kafamı sağa sola salladım. Görebildiğim tek sey ise hala karanlıktı. Biri beni sarsmaya başladı ama tepki veremiyordum.
“Mina!” sesimin yankılandığını duydum. Bu Burak’ın sesiydi. Gözlerimi zorlukla açmaya çalıştım. Üstünde gri esorfman altından başka bir sey yoktu. Suratıma telaşlı ve korkmuş bir sekil de bakıyordu.
Elimi alnıma götürdüm ve çok fazla terlediğimi fark ettim. Sadece bir rüyaydı. Tamamen karanlıklarla çevrili , sesli fakat görüntüsüz bir kabus…
“Sanırım kabus gördün.”dedi Burak. Kafamı salladım. Sadece bir rüya, sadece bir kabus uzatma…
“Saat kaç?”diye sordum. Gözlerini benim üzerimden ayırıp duvardaki saate yöneltti. “6’tı.”dedi kısaca. “Ne oldu? Ne gördün?”diye sordu.
“Hiçbir sey. Hiçbir sey görmedim.” Dedim. Doğruyu söylüyordum. Görmemiş, duymuştum.
“Kimsiniz? Diye bağırdın. Hırsız girdi zannedip odana daldım kusura bakma.” Dedi. Gözlerimi bedeninden çekip gözleriyle buluşturdum.
“Hayır önemli değil. Asıl sen kusura bakma. Uykundan oldun benim yüzümden. Lütfen geri dön yat.”dedim.
Bugün günlerden sanırım cumaydı. Yani bu hafta sonu 2 randevum vardı. Lakin suan benim bunlar için hiç enerjim yoktu.
“Okula gidip karneni almayı düşünüyor musun?” dedi imalı imalı. Pazartesi aksamından beri görüşmüyorduk. O arada spor yapmış, bol bol yüzmüş ve uyumuştum. Tabi Arda ile telefonda konuşmamızı atlamamak gerekir. Abisi gibi değildi. Daha rahat,açık sözlü,sapık ve birazda aptaldı. Her istediğimi elde ederim tarzında biriydi.
“Hayır. Alex halleder.”dedim.
“Deden beni depoya götüreceğini ve daha iyi bir araştırma yapabilmem için yardım edeceğini söyledi.”dedi. Bakışlarının nedenini anlamıştım. Büyük ihtimalle depodan korkuyordu. Yada zarar verebileceğimi düşünüyordu.
“Bundan haberim yoktu. Ama bugün halledebiliriz. Hafta sonu çok doluyum.”dedim. Kafasını sola eğdi ve gözlerini kapattı. Derin derin nefesler alıp tekrar bana döndü.
Yatağımı gösterip “Oturabilir miyim?” diye sordu.
“Tabi.”dedim. Fazlasıyla sıkıntılı gözüküyordu. Benimle konuşurken hep böyleydi. Gergin,yorgun,sıkıntılı,bunalmış…
“Bak. Yanındayken korkuyorum. İlk gün bana değilde kimlere ne yapacağını anlamıştım. Ama korkuyorum. Senden değil. Yaptığım is yasadışı bir is. Heran birseyler olup beni alabilirler. Sadece Arda’yı düşünüyorum. Bende bırakırsam dağılır. Üstelik nasıl bir iste çalıştığımı bilmiyor.”dedi.
Cümlenin sonunda rahatlamış gibi büyükçe bir nefes verdi. Gözlerinin içine bakarak olabildiğince güven vererek konuşmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEFİL KARANLIK
General FictionHikayemiz iyi, genç bir seri katil ile ilgili. Hikayede acı, tutku, kan, ölüm, ihtiras ve aşk olacak.