'Mustafa Tanrıverdi (45), Miray Tanrıverdi(43) 19 Yıllık evli çiftin 2 çocuğu vardır. Mina Tanrıverdi= 13 yaşında ölmüş Ankara mezarlığına gömülmüştür. Ediz Tanrıverdi= Şuan 18 yaşında olup Mina Tanrıverdi'nin ikiz erkek kardeşidir. Aile Miami'de yaşayıp, geçimini orada sağlamaktadır. Mustafa Tanrıverdi 2 yıl önce prostat kanseri olmuş fakat iyi tedavi sayesinde kurtulmuştur. Ailenin diğer fertleri ile ilgili olarak; Mustafa Tanrıverdi, Alpay Tanrıverdi'nin oğlu olup babası sayesinde Miami'de şirket edinmiştir. Çiftin Ankara'da geçirdiği kazadan sonra Miami'ye yerleştiği bilinmektedir.'
Elimdeki kağıtta yazanları okuyup duruyordum. Bunca yıl öldü olarak bildiğim ailem Miami'de yaşayıp beni terk etmişti. Üstelik bir kardeşim vardı. Ikizim Ediz Tanrıverdi. Nasıl yıllarca saklaya bilmiş, saklana bilmişlerdi? Hiç mi araştıracağımı düşünememişlerdi? Kayıtlarda öldü olarak gözükmüyordum. Ama onlar beni öldürmüşlerdi. Yaşarken beni öldürebilmişlerdi. Ben ise bundan daha az acı duyacakları bir yol biliyordum. Sadece ölmek... Korkunç tarafım içimdeki saf öfkeyle besleniyordu. Kızlarını çöpe atmış oğullarıyla mükemmel bir yaşam sürüyorlardı. Daha fazla düşünülecek bir şey yoktu. Elimdeki belgeyi yan koltuğumda oturan Burak'a uzattım. "Uçaktan indiğimizde bu belgeyi yakmanı istiyorum." Şuan uçaktaydık ve inmemize yarım saat vardı.
"Mina onlar senin....."
"Bu konu hakkında konuşma. Yorum yapma. Ağzını bile açma. Yıllarca beni ortada bırakmış bir aile." Gülerek sözlerime devam ettim."Hayır onları özlediğimden değil. Sorumsuz olduklarından söylüyorum. Ayrıca beni yaşarken öldürdüklerinden dolayı."dedim. Burak'ın yüzüne bakmıyordum. O ifadeyi görmek istemiyordum. Acımak, acınmak.... Ne berbat bir duyguydu.
"Beni susturabilirsin. Kendini nasıl susturacağını merak ediyorum. Zaten şuan yanlarına gidiyoruz." Yavaşça kulağıma eğildi "Onları öldürmeye gidiyoruz."dedi kısık bir sesle.
"Sen öldürmüyorsun. Bende öldürmüyorum. Aslında ben yaşatıyorum. Ucube olanları yok ederek mükemmelleri yaşatıyorum. Etrafımda bir sürü insan gördüm. Para isteyen, güzellik isteyen, zeka isteyen, kadın isteyen, erkek isteyen, güç isteyen, hırs isteyen ve daha nicesi. Hepsi ellerinde var olanları istiyor. Hiçbiri gerçek bir şeyler istemiyor. Gözlerinin önündeki fırsatları ellerinin tersi ile itiyorlar. Peki ya ben? Ben ne istiyorum Burak?" Uzun bir cümlenin ardında Burak'ın yüzüne bakabilmiştim. Ne söylemesi gerektiğini düşünüyordu.
"Sen, sen sadece eşitlik istiyorsun." Cümlelerini, kelimelerini tartarak konuşmaya çalışıyordu. "Hayır. Ben özgürlük istiyorum. Kimsenin hayal edemeyeceği derecede, kimsenin göremeyeceği bir güçte özgürlük istiyorum. Ben, ben olmak istiyorum. Özgürlüğümün içinde eşitliği yaşatmak istiyorum."dedim. Söylemek isteyip de, söyleyemediğim daha çok şey vardı. Sağ elini yanağıma getirip "Kendine zarar verme yeter."dedi.
Diğer kızlarda olduğu gibi bu hareketi beni mest etmemişti. Aksine rahatsız etmiş, bu yakınlaşmanın doğru olmadığını düşündürmüştü. Kafamı tekrar cama çevirdim. Ailemi hayal meyal hatırlıyorum diyemeyecektim. Yüzlerinin her santimini hatırlamamı sağlamışlardı. Sanki kaybetmek üzere olduğum gücü tekrar hatırlatmışlardı. Kara kuyumdaki Mina ise tırnakları ile kuyuyu daha derine kazmaya çalışıyordu. Daha da dibe inmek, o ışığı hiç görmemeyi umuyordu. Tırnakları kırılıyor, ellerinden kanlar akıyor, parmakları parçalanıyor olsa da hala devam ediyordu. O özgürlüğünü çoktan yitirmişti. Şimdi ise sadece kaybolmak istiyordu.
Uçaktan indiğimizde bizi bekleyen arabaya binmiş ve Mustafa, Miray çiftinin evine doğru yola koyulmustuk. Buradaki her şey hazırlanmıştı. Depo, ev, malzemeler, araç-gereçler, bilgiler, paralar her şey hazırdı. 1 günlük ümit gecesinden sonra istediğim tatili gerçekleştirebilecektim. Kafamı Burak'a çevirdiğimde düşünceli bir şekilde dışarıyı izliyordu. Yaşadığı şeyler kolay değildi onun için elbette ama bunların çoğunu bilerek işe başlamıştı. Şimdi ise ne beni nede dedemi sorumlu tutabilirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEFİL KARANLIK
General FictionHikayemiz iyi, genç bir seri katil ile ilgili. Hikayede acı, tutku, kan, ölüm, ihtiras ve aşk olacak.