‘Ne yaptığının farkında değilsin?’
‘Hayır. Tam olarak her şeyin farkındayım.’
‘Bunu ona yapamazsın. Çok tehlikeli.’
‘Ama benim canım bunu yapmak istiyor.’
Yatakta hızla doğrulup etrafıma bakındım. Yine görüntüsüz bir kabus görmüştüm. Sadece seslerden oluşan rüyalar hiçte ilgi çekici değildi oysaki.
Üstümdeki çarşafı sağ tarafa atıp yataktan kalktım. Duvarda beyaz, sade ve yaşıtlarımın ilgisini çekmeyecek saate baktım. Sabahın 8’ydi. Dün gece Burak’ın bana araba kullanmayı öğretmeye çalışması çok eğlenceli bir o kadarda zor olmuştu. Gaza hafif hafif basmalıydım. Oysaki ben tam tersini bir çok kere yapıyor Burak’ı kızdırıyordum. Neyse ki ikimizde birbirimizi kırmadan yarım saat içerisinde uyumak için eve çıkmıştık.
Beni her zaman cennete düşmüş gibi hissettiren banyoma girip lavaboya yöneldim. Soğuk suyu açıp ellerimi buz gibi suya tuttum. Ardından yüzümü ve boynumu yıkayıp musluğu kapattım. Kafamı yukarı kaldırdığımda görmek istemeyeceğim o görüntü ile karşılaştım. Yorgundum, bitkindim, geç uyumuştum ve iyice zayıflamıştım.
Aynada zayıflamış ve çökmüş yüzüme bir göz gezdirdim. Olanlar beni iyice enkaza mı çeviriyordu?
Hayır!
Bu kabul etmeyeceğim bir öneriydi. Ne cinayetler ne de hayatımda olan başka bir şey beni kötüye sürüklemiyordu. Sadece kendime dikkat etmiyordum. Kendimi buna inandırmak istiyordum.
Çelişki insanları asıl parçalara ayıran bir duygudur. Ben kendimi duyguların içinde göremiyordum. Ben zaten parçalara ayrılmıştım. Söylediğim yalanlarla, yalnızlıkla, parayla, sahte kişiliklerle bin bir parçaya ayrılmıştım. Artık düşünmek istemiyordum. Cinayetlerin kötü olup olmadığını, Mina’nın kötü olup olmadığını düşünmek istemiyordum.
Aynaya her baktığımda aslında olmak istediğim kişiydim. Bir başkasının istemediği yıllar önce bu karakteri yaratmış doğru kişiydim.
Kendi kendime kurduğum düşüncelere kafamı sallayıp elimi, yüzümü havlu ile kuruladım. Odadan dışarı çıkıp mutfağa indim.
“Burak!”gece büyük ihtimalle burada kalmıştı. Belki birlikte kahvaltı yapardık.
“Burak!” tekrar bağırıp odasına yöneldim. Odaya girmeden önce kapıya 2 kere vurdum. İçeriye bir göz atınca sabah erkenden gittiğini anladım.
Yatağı gibi odası da güzel bir şekilde toplanmıştı. Yıllardır bir kadınla yaşamamanın ona öğrettiği şeyler vardı demek ki. Dolabının kapaklarını ağır ağır açıp içeriye bir göz attım. Çoğu spor kıyafet olduğu gibi birbirinden şık takım elbiselerde vardı.
Dolabın kapaklarını kapatıp bu sefer çekmecelere yöneldim. Şuan yaptığım şey kesinlikle özel yaşam ihlaliydi. Ama merakım daha ağır basıyordu. İlk çekmeceyi açtığımda gömlek düğmeleri, parfümler, deodorantlar ve losyonlarla karşılaştım. Oldukça bakımlı bir erkekti. Zaten bunu yanına yaklaşan herkes anlayabilirdi.
Kendine özgü bir kokusu vardı. Elbette parfüm kullanıyordu. Ama bu öz kokusuyla da harmanlanıp çevresine harika bir koku sunuyordu.Kullanılabilecek hiçbir söz onun kokusunu tarif edemezdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEFİL KARANLIK
General FictionHikayemiz iyi, genç bir seri katil ile ilgili. Hikayede acı, tutku, kan, ölüm, ihtiras ve aşk olacak.