Şirket bütün hızıyla görev bölümleri yaparak çalışmaya başlamış kısa zaman için de popülaritesi daha da artmış hemen hemen günlük basında haberleri çıkmaktaydı.
Melisa, Yavuz Beyden bütün incelikleri anında öğrenmiş üstün bir performansla çalışmakta koordinelerde müthiş bir başarı sağlamakta kısa bir zamanda yaptıklarına kendi bile inanmakta zorluk çekmekteydi.
- Beni işimden edecek gibisiniz Melisa Hanım?
- Siz başkasınız Yavuz Bey. Dünya yıkılsa sizin yeriniz aynı kalır bundan eminim. Hem benim kimsenin yerinde gözümde yok ki. Sizinle çalışmaktan son derece mutluyum. Ve başarının ana kaynağı sizsiniz?
- Hayır. Ana kaynak Ali Bey.
- Ama siz istemedikten sonra bana destek olmadıktan sonra ne yapardım.
- Bu konuda haksızlığa Ali Bey uğramakta çünkü size hiç bir konuda itiraz hakkım olmadığını özellikle tembihlemişti.
- Yaaa öyle demek? Ama neden? Siz şu anda benim amirimsiniz. Ne münasebet canım olurmu?
- Ali Beyin tasarrufu. Bilemem. Şikayetçi de değilim.
Aslında yıllardır Aliyi tanıyor bu işin içinde başka şeylerin olduğunu hissediyor ama adını koyamıyordu.
Bütün toplantılarda Melisa söze başladı mı Ali dünyasından kopuyor sadece Melisa ya bakıyordu. Melisa cilvesini konuşturan ikna kabiliyeti olan kültürlü hitabeti harika biri. Ama bir o kadar da asil bir duruşu olan biriydi.
- Sen ne diyorsun Yavuz? diye her sorduğunda anlıyordum ki Ali dinlememiş sadece bakmıştı. Toplantı bitiminde detaylı bilgiyi bana sormasından belliydi. Zaten Melisa ile bu konularda fazla konuşmamasının asıl sebebi buydu.
- Benim sınırım bu noktada bitiyor Melisa Hanım. Bilmediğim bir konuda fikir yürütmek bana yakışmaz. Haddime de düşmez dedi.
Melisa masanın kenarında duran çay fincanını eline aldı yudumlamadan daldı. Daha ilk andan beri Ali de ki farklılığın anlamını arıyor değişik cevaplar buluyordu. Evet sevgi ama Ali Beyin insan sevgisi hak adalet anlayışı çok farklı biriydi. Bin bir cevap vermesine rağmen "Yok" cevabı bu değil diyebiliyordu. Yüzünde tebessüm daha belirgin hal almıştı. Galiba bulmuştu............
Toplantı bitmiş ofis toplantı masası dağılırken,
- Melisa biraz beklemeniz mümkün mü? diye hiç beklemediği bir anda Ali Bey seslenince, yüzü kızarmış,
- Tabi Ali Bey diye koltuğa geri oturmuştu.
Diğer insanların çıkmasını bekledi içeride ikisi kalmıştı. Melisa sadece oturduğu masada gayri ihtiyarı dosya ve kağıtlarla uğraşıyor bazen düzeltiyor bazen dağıtıyordu.
- Melisa dedi Ali ama Melisa başını kaldırıp Ali'ye bakınca Ali bütün kelimeleri karıştırır gibi oldu.
- Şey aslında varya şu yeni projeyi bizzat senin yönetmeni isterim. Artık prejelerin altında senin imzanın olması gerek diye düşünüyorum. Ve senin hazır olduğunu görüyorum dedi.
- Yavuz Bey varya. Ben gayet memnunum. Hazır olmasına hazırım ama Ali Bey'in önüne geçmek anlamında değilim. Ona hepimizin çok ihtiyacı var. Her alanda deneyimli. Sorun çözen ve motivesi inanılmaz derecede iyi dedi.
- Yavuz un önüne hic bir zaman hiç kimse geçmeyecek geçemez de Melisa. Bilirmisin Yavuz isterse bu şirket gibi kac tane şirket sahibi olur. Varlıklı biri. Ama uğraşmaz. Bizim üçlü gurubun temel taşı o. Ata ben ve Yavuz. Biz hiç bir zaman birbirimizden ayrılamayız.
- Ata Beyle görüşüyormusunuz ki?
- Neden görüşmeyelim ki. Ben daha Ata ile aynı evi paylaşıyorum. Biz akşamları yine annesiyle aynı yemek masasında buluşuruz yemeğimizi birlikte yeriz. Biz kardeşten daha ileri bağlıyız birbirimize.
- Neden şirket konusunda ayrıldınız o zaman?
- Melisa biz ilerisini düşünerek birlikte bu kararı verdik. Bence en iyi ve en isabetli bir karar. Belki yarın düşman olacaktık birbirimize. Düşmanca ayrılacaktık. Bu daha mı iyi olurdu. Ama şimdi kardeşlik devam ediyor. Tıpkı Yavuz gibi.
- Ne güzel.
- Onun için Yavuz bende çok farklı. Onun önüne geçmek imkansız.
- Ben Yavuz beyin yüzüne nasıl bakacam.
- Ne alaka şimdi? Ne yaptın da bakmayacaksın. Yavuz'un bir görevi de seni yetiştirmek bunu unutma.
- Nasıl isterseniz ve uygun görüyorsanız benim için sorun değil.
- Ben hemen Yavuz'a söyleyeyim gerekli bütün talimatları versin.Melisa proje sorumluluğu derken kendini Yavuz'un yerine Genel Müdür olarak bulmuştu. İki araç tahsis edilmiş ayrıca koruma vermişti Ali. Ne kadar gerek yok dediyse dinletememiş, üstelik bir araç ile bazen peşinden takip ettiriyordu.
Bu akşam Melisa için bir yemek tertip edilmiş bunu öğleden sonra üçte söylemişlerdi. Şaşırmış ama gururlanmıştı. Heyecanı artmış hazırlanmak için çıkarken Ali'ye haber vereyim diye odasına baktı odasında yoktu. Herhalde çıktı diye koridordan asansöre doğru yürürken Songül Hanım a söyleyeyim diye düşündü ama vaz geçti.
Asansöre binip çıkışa geldi. Şoförü ve koruması kapının önünde bekliyordu. Şaşırdı. Haber veren kimdi diye?(Devam edecek)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zemheri'de Yanmak
General FictionHayat, Bazen güler bazen ise ağlar insana. Aslında farkının farkına varabilsek ağlayanda gülende kim olduğunu. Olumsuzluklar karşısında direnebilmektir hayat.