MULTİ: TERMİNATÖR KILIKLI ADAM SJSJSJSJ
Gözlerimi zorlukla araladım. Noldu öyle? Hiçbirşey göremiyordum. Kapkaranlıktı heryer. Ellerimle ayaklarım bağlıydı. O iki adam beni resmen kaçırdı. Oha ama yaa. Korkudan titriyordum. Ne yapacaklardı ki bana. Ben kimseye bir şey yapmadım. Ama bu kaçırma olayıyla benim gizli numaradaki şahısla aynı kişi olduğuna bahse girer kuponu tutturur milyoner olurum. Tam tepemde küçücük bir pencere vardı. Ya lanet kısalık. Benim boyum oraya yetmez ki kaçayım. Plan kurmalıyım. Omuzlarımın üzerindeki yuvarlağın içinde bulunan ponçik ve benim kullanmaya tenezzül etmediğim beynimi çalıştırma vakti geldi. Ben ellerimi hareket ettirerek ipten kurtulmaya çalışırken birden önümde duran kapı gıcırdayarak açıldı ve içerisi bembeyaz oldu. Beyaz ışık gözümü aldığı için gözlerimi kıstım ve kafamı çevirdim. İnsafsızlar insan buraya da koyar bi ampul. Ne bu eziyet yaa. Kör oldum. Bi de Allah aşkına yağlayın şu kapıyı. Derdiniz gerilim oluşturmak mı yağ almaya para mı yok anlamadım aq. Of ben neden böyle konuşuyorum. Bildiğiniz kaçırıldım ama taktığım şey kapının gıcırdaması. Mal düşüncelerimi bir kenara bıraktım ve karşımda duran terminatör kılıklı adama kafamı çevirdim.
"Sonunda küçük prensesimiz uyandı demek."
"Küçüleyimde cebine sok. Ne küçüğü? 17 yaşındayım aptal."
Kahkaha attı ve diz çöküp yüz hizama geldi.
"Yakından daha da güzelsin."
"Nesin sen? Sapık, mafya,tefeci, intikamcı?" yine kahkaha attı ve arkasını dönüp adamlarına kafasıyla işaret verdi. Hepsi dışarı çıktı. Vay be çok cool.
"Üçünü anladım da intikamcı ne?"
"İntikam almak isteyen kişi. Bunu da ben mi öğreticem. İnsan kaçırıyorsun. Bi çalış öyle kaçır demi. Daha ilk soruda çuvalladın. Barajı geçemicen bu gidişle."
Ne barajı laann. Ne diyorum ben. Beni kaçıran adamla nasıl konuşuyorum. Beni öldürse yeridir. Ölüme koşmuyorum roketle uçuyorum resmen. YGS mş bu aq. Baraj ne yaaa. Beni kaçıran o soruları onun sorması lazım.
Adam bana daha da yaklaştı. Amk şimdi sıçtım.Aferim Azra boş boş konuştun yine hadi kurtul bakalım şimdi salak.
Canım iç sesim bana destek olacağına neden böyle konuşuyorsun. Seni çok severim bilirsin. Napıcam çabuk düşün.
Adamla aramızda santimler vardı. Nefesi yüzüme çarpıyordu ve aşırı derecede yakışıklıydı. Ama bu beni kaçırdığı gerçeğini değiştirmez. Gözleri dudağıma kayınca sert olduğunu düşündüğüm bakışımı yüzüme yerleştirdim ve sinirle konuşmaya başladım.
"Hoşt deve! Napıyon katır. Geri bas tepemi attırma. Elim kolum bağlı olabilir ama kafam hala hareket edebilecek durumda. Bu ponçik kafamı suratının ortasına yemek istemiyorsan gerile. Hatta şuan yakından baktığım için miyop olabilirim. O yüzden çabuk kornealarımdan özür dile."
Sevgili Azra'cım iç sesin olarak söyleyeceğim tek şey salağın tekisin. Tayinimi istiyorum. Niye senin iç sesinim ben yaa.
"Şuan seni kurtaracak kimse yokken bu kadar büyük sözler söylemen ve masum tavrın çok hoş Azra."
"Bana bak adını bilmediğim terminatör kılıklı nefes alan canlı. Tek bir soru soracağım ve bana evet veya hayır de. Sakın uzun uzun cümle kurma anlamıyorum çünkü. Pinokyo gibi olma. Gerilim olsun diye de çabalama boşuna korkmuyorum."
Yeter artık yalan söyleme bari mal. Korkudan ölüceksin adama gerek kalmayacak zaten.
Sus be sen.
Adam gülümsedi ve benden uzaklaşıp önümde bağdaş kurdu. Yuh ne? Bağdaş kurmak mı. Ne mütevazi bir terminatör.
"Korkmadığını görebiliyorum. Sor bakalım."
"Gizli numara sen misin?"
"Evet"
"Neden beni kaçırdın. Buğrayla benim ne alakam var ki. O salağın teki. Neden onu benimle cezalandırmak istiyosun?"
"Bu sorularının cevabını o gelince verir sana merak etme."
"Of bekleyemem ben o zamanı çatlarım. Bekletme beni vur o zaman öldür bitsin gitsin."
"Cidden mi?"
Amk Azrası ne yapıyorsun lan. Tamam şuan harbi ölümüne saçmalıyorsun.
Of iç ses sus. Adam beni öldürecek olsa önümde bağdaş kurup yüzüme gülmezdi. Blöf yapıyorum. Aslında sempatik görünüyo. Bunu yap- Ne? Yuh. O silah mı çıkardı. Tamam bunu beklemiyordum. Ama intikam alacaksa biraz daha süründürüp öldürmez miydi? Dizilerde öyle oluyo. Bu çok çabuk oldu. Hani daha Buğra gelecekti? Daha önce Buğrayı görmek için sabırsızlanmamıştım. Nolur çabuk gelsin yaa.
Bu bir dizi değil gerizekalı.
Silahı kafama dayadı. Yanlız durduğumuz pozisyonu değişseydik iyiydi. Bağdaş kurmuş bir şekilde adam öldürülmez ki. Onun da bir imajı var sonuçta. Tamam saçmalamayı bırakıp ya adama dur diyeceğim ya da kelime-i şehadet getireceğim.
"Dur! Harbi öldürecek misin?"
"Sen istemedin mi?"
"Tamam da sende hemen hazırmışsın ama. En azından ayağa kalkıp öyle vur. Böyle komik görünüyor. Karşımda bağdaş kurmuşsun. Sen vurmasan bile ben gülmekten ölücem hevesin kalacak." Güldü ve ayağa kalktı. Sanırım sonum geldi. En azından son isteğimi yaptı ve en önemlisi fizik projesinden kurtuldum. Laaan umarım e-okul resmimi sıramın üstüne koymazlar. Hortlarım dağıtırım orayı. Gözlerimi sıkıca yumdum ve duyduğum silah sesi tüm vücudumu kaskatı kesti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesinde AŞK Var
RandomIşığa yalnızca güneş ışığı düşük olduğunda ihtiyacın olur ve güneşi, yalnızca kar yağmaya başladığında özlersin. Ve onu sevdiğini yalnızca gitmesine izin verdiğinde anlarsın...