Hayat bana bir tek bana mı acımasızdı. Yada bir tek ben mi bu acılara katlanamıyordum. Tek ben mi çekemiyorum hayatı. Hayatımı iki kişiye adamıştım. Annem... Çoğu insan anne deyince çok anlamlı düşünceler gelir akla. Benim gibi. Ama ben annemi kurtaramıyorum. Annem ilik kanseriydi. Ve çok yüklü bir miktarda para gerekiyordu ameliyat için. Evet bu parayı karşılayacak kadar paramız vardı hatta bu para bizim için çok önemsiz bir tutardı. Ama babam... Annemin ilk aşkı babam... Küçükken hep onların aşkını dinlerdim çok güzeldi. Ama şimdi ne oldu bilmiyorum ama babam bize o parayı vermiyordu. Annemi iyileştirmek istemiyordu. Neden böyle yapıyor bilmiyorum ama bu ondna nefret etmeme yetmişti işte. Bana nefretin kelime anlamını sorsanız direk babam derdim. Neden baba diyorsam o sadece annemin bana sahip olabilmesi için gereken önemsiz bir varlık. Annem için katlanıyordum. Yoksa bir dakika durmaz çeker giderdim. Boğaz içi işletmeyi birincilikle bitirmiştim ve şirketlere svmi göndermiştim. Evet Gürdal holdinglerin tek varisi ben olabilirim ama sadece babamın parasıyla aldığım bir arabam var o da anneme birşey olursa onu hastahaneye yetiştirebilmek için. Bir de Liva var. Kardeş dost arkadaş... Herşeydi o benim için. Annesi ve babası trafik kazasında ölmüştü. Akrabaları sahip çıkmamıştı. Ama kendi çabalarıyla yükselmişti. Şimdi boğazın altında bir restoranı vardı. Annem onunda annesi olmuştu. Benim için ne kadar önemliyse annem onun içinde öyleydi. Ama işte ameliyat masraflarını karşılayamıyorduk. Ben işe girecektim ve avans alacaktım. Geri kalan parayı da Liva tamamlayacaktır ve biz annemizi kurtaracaktık.
Giyinme odama geçip hemen üstüme uygun birşeyler giydim.ÜÜzerimi giyinip hemen annemin yanına gittim. Eğilip yanaklarından öptüm Ayşen sultanın.
"az kaldı annem kurtarıcım seni bu hastalıktan ve eskisi gibi beraber çiçekler ekeceğiz söz veriyorum sana."
Dediğimde annem gözlerimin içine bakarak sıcacık gülümsedi alimi tutup
"baban kızar kızım. Yapma."
Dediğinde istemsizce kaşlarım çatılı ne demek yapma. Arada annem olmasa zaten bir dakika Dah durmazdım burada.
"ne demek yapma anne çok az kaldı sadece bir hafta daha dayan ağrılarına biticek sana söz biticek hepsi sonra seni yanıma alıcam. Kurtışucaz o adamdan."
Dediğim hiç bişi demedi ne yaparsa yapsın annem o adamı seviyordu. Keşke senin sevginin karşılığını verebilseydi anne. İnana senden daha çok isterdim. Annemi alnından öpüp çıktım evden arabaya binip beni çağırdıkları şirkete sürdüm. Soyer holding... Umarım güzel geçerdi görüşme.
Holdingin önüne gelince arabayı park ettim. İnip danışamaya neden geldiğini anlattım bana gideceğim yeri tarif ettiğinde. Asansöre binip 22. Kata çıktım. Sekreterin odasına girdiğimde. Kocaman göbeğiyle beni karşıladı. Demek ki doğum iznine ayrılacaktır bunun için sekreter arıyorlardı. Sekreter bana gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Kavuşma
Teen FictionAnnesi hasta olan bir kız. Zengin olmalarına rağmen babası annesini sevmediği için ameliyat edilmesi için para vermiyordu ki zaten babası onu hiç sevmiyordu. Vuslat Gürdal 22 yaşında Boğaziçi işletme bölümünü birincilikle bitirmiştir. Eğer babası...