Geçen yirmi dört saatte kriz geçirmemiş ve herşey bitmişti. Dün hastahaneden çıkmış bu gün işe gidecektim. Odamdaki banyoya girip kısa bir duş aldım. Balkonumda çıkıp sigara yaktım içip tekrar içeri girdim ve dolabımı açıp ne giyeceğime baktım. Bulamayınca livaya bağırdım bağırdım değil resmen çığırmış olabilirim. Liva odaya girince halimi anlamış ki hemen dolabımı karıştırdı. Bu kız harbi zevkliydi. Yırtık pantolonu görünce ateş bey aklıma geldi. Aman neyse niye durduk yere aklıma geldi ki sanki. Liva odamdan çıkınca üstümü giyindim.
Üstüme siyah deri ceket giyip saçımı at kuyruğu yaptım. İnce bir eyeliner mat bordo ruj sürüp zayıfladığımdna dolayı pantolonun beline kemer taktım. Kahvaltı masasına oturduğumda annem de oradaydı. Nermin teyzem çayları koyıyordu. Anneme dönüp
"nasılsın Ayşem sultan."
"iyiyim kızım çok şükür. Sen nasılsın çok yoruluyor musun işte."
Yüzğme üzünce bakınca dayanamadım yerimden kalkıp sıkıca sarıldım
"hayır annecim yorulmuyorum. Hem patronum da gayet anlayışlı birisi."
Annem de bana sıkıca sarıldı. Liva aşağı indiğinde onu süzdüm. Bu kız harbi taş gibiydi.
"şşşşt güzellik hepsi senin mi.,"
Mahalle kekoları gibi konuşunca herkes kahkaha attı. Annem de
" siz biraz daha böyle burada durun efe gelsin sizi bir güzel haşlasın değil mi kuzularım."
O sırada merdivenin başından efenin sesi geldi. Mübarek çocuk isminin geçtiği her yerde vardı.
"lan valla acıyorum kendime çocuklarıma yazık doğmamış çocuklarımı babasız bırakacaksınız. Gidin değiştirin şu üstümüzü."
Livanın giydikleriLiva bana dönerek
"canımcım bu gün Pamir bey ve ateş beyle menü ayarlicam toplantı varmış fransadan gelen müşterilere onun için ben seninle geleyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Kavuşma
Teen FictionAnnesi hasta olan bir kız. Zengin olmalarına rağmen babası annesini sevmediği için ameliyat edilmesi için para vermiyordu ki zaten babası onu hiç sevmiyordu. Vuslat Gürdal 22 yaşında Boğaziçi işletme bölümünü birincilikle bitirmiştir. Eğer babası...