HİKAYE ZAMANI

47 9 0
                                    

Şimdi ufak bir hikaye zamanı melez arkadaşlar, biz bunca zaman Olimposlu arkadaşlarımızdan kendileri ve melezleri belki de diğer Olimposlu arkadaşları dinledik ama ortalıkta asıl dönenler bazen tam bir gizemdir bizler için ve bu bölümde size anlatılacaklar ise onlar hakkındaki başucu masalları. Ya da onlara anlatılanlar siz seçin ama bunlar öyle peri masalı değil bunlar daha çok anılardan oluşan hikeye derlemeleri ve bu bölümde Zeus ve sevgili kraliçesinin yaşadığı aile dramlarını sizlere büyük bir gizlilikle sunuyorum. Sanırım bazı çiftler her şeyi anlatmıyorlar.

Bildiğiniz üzere Zeus ilk başta tatlılık abidesi Hera ile evli değildi hatta ilk kraliçesi barışı temsil etmek için evlendiği titan Metis'ti. Her ne kadar kısa veya uzun bilemem buna siz karar verin bir iyi ya da kötü hatta çoğunlukla kötü bir evlilik yaşadılarsa da ve bize başı ve sonu dışında pek de bilgi verilmedi. Eh bunu anlatmak da bize düştü madem en iyisi baştan almak.

En başta Zeus iyi evlat olup babasının kafasına doğru bir orak hediye ettiğinde ve alemin kralı olduğunda kendine yakışır bir eş ve daha da önemlisi zeki bir eş bulmak istedi böylece fazla zorlanmayacağını düşünmüş olmalıydı. Haksız da sayılmazdı ama her evlilikte olduğu gibi onlar da bir takım sorunlar yaşıyordu şüphesiz. Tabi Zeus karısını zeki seçerken onu kandıramayacağını da unutmuş olmalıydı ki bu sorunların daha ilkiydi. Kocasının yaptığı kaçamakları anlayan ve onu kandırmaya çalıştığını gören Metis buna bir el atması gerektiğine karar verdiğinde klasik bir tartışmaya sürüklendi olay ama bir şekilde olayı tatlıya bağladılar. Ama ne yazık ki tek sorun bu değildi. Metis de saray dahi olsa evini temiz tutmayı seven tiplerdendi ve şüphesiz düzen hastasıydı ama kocasının kozmik çorapları etrafa dağılmış ve kelimenin gerçek anlamıyla uzay çöplüğü oluştururken bunun karısını pek mutlu ettiği söylenemezdi. Sonunda Metis bir çare olarak odanın ortasına kara delik açtı ama bu kara delik Zeus'un favori takımının imzalı formasını da yutunca işler sonu varmaz bir tartışmaya dönüştü.  Metis aklı selim bir davranış göstererek bir evlilik danışmanına gitmeyi önerdi ve kocasını zorla götürdü. Ama kader bu ya gittikleri evlilik danışmanı Hera çıktı. Metis zeki olmasının dışında biraz da saf sayılırdı ve Zeus'un evlilik danışmanını görmek için can atmasını da işlerin yoluna girdiği yönünde bir işaret olarak algılıyordu. 

Eh zaman geçti bunların araları düzeldi ama Zeus ara sıra iyi geçinmeleri adına hala Hera'yı görmeye  gidiyordu. Ama bu sırada Metis'e de iyi davranıyordu. Hayat güzel çoraplar kötü kokulu derken Metis bir gün sevgili Athena'sı için kahine gittiğinde mutlu haberi aldı ve onu doğrudan Zeus'a götürdü. Babasına çeken bir oğul bu sevinçli haberi duyunca yapabildiği en iyi şeyi yapıp karısını hüpletmek oldu.  Tabi Metis her ne kadar iyi niyetli biri olsa da canına tak edince ona ömür boyu çektirecek bir lanet yolladı. Zeus her şey yolunda sanarak tatlı Hera ile evlendi ve bağlılık yemini etti ama belli ki  evliliği sembolize eden ve kendine onun koruyucusu diyen bir kadının bu yemini ne kadar ciddiye alabileceğini hesaba katmamıştı. Gel zaman git zaman Hera iyice çıldırdı ve beraberinde Zeus'u da çıldırttı. Sonra Athena doğdu falan ama buralar bir başka zamanın hikayesi. Sonuç olarak iki çılgın ve deli sonsuza kadar birbirine tahammül etmek zorunda kaldılar ve sahip oldukları mutluluk derecesi hala ilk kraliçe Metis'in gülmesine sebep olacak kadar büyük(!). Ne derler bilirsiniz tencere yuvarlandı kapağını buldu her şey oluruna kavuştu  siz siz olun sakın bu zekilere yan yapmayın.

OLİMPOS GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin