Kaldığımız yerden melezimizin anlatımıyla devam ediyoruz umarım beğenirsiniz iyi seyirler, Yazım hataları olabilir,
Keyifle yolculuk eden gemimde şekerlemeler ve gökkuşakları dolu bir rüya gördükten sonra tekboynuzlu bir at bulutların üzerine uçurdu ve birlikte sonsuzluğa doğru yola çıktık.
Tabi siz de inanmadınız değil mi ? İnanmanızı da bekleyemem zira ne zaman bir melezin hayatı bu kadar basit oldu ki? İnanmayın zaten çünkü asıl olanlar şöyleydi;
Geminin sallantılı yatağında beşikteki bebekler kadar iyi uyurken rüyalarıma şekersiz çaylardaki çay kaşığı kadar gereksiz bir kabus damladı. İçinde bir sürü tehtidler ve korkunç imgeler barındıran rüyadan zıplayarak falan uyandım zannediyorsanız yanıldınız o kadar üşengecim ki zıplamaya bile zahmet etmedim ama gözlerimi jet hızıyla fal taşının iki katı büyüklüğünde açarak tepkimi belli ettim. Bir de terlediğimi falan düşünmeyin ben terlemem sadece vüdumdaki fazla tuzlu suyu dışarı atarım bazen o kadar ve bu da o anlardan biriydi sadece. Neyse konuya dönersek ben tabi çok zekice bir şekilde yatağımda beklerken bu rüyayı umursamamaya karar verdim ve uyumaya çalıştım ama işe yaramadı ki bu benim için bir ilkti. Hani hiç kaşıyamaadağınız bir kaşıntı olur ya bazen işte onlardan biri beynimdeydi. Bende her saçma film karakterenin yaptığı gibi temiz hava almaya karar verdim sonuçta o kadar kişi yanılıyor olamazdı değil mi ? Ama sonuca bakın ki yanılıyormuş benden size bir tavsiye; sakın Zeus'tan tehtid dolu bir mesaj aldıktan sonra açık havaya çıkmayın sonu iyi bitmiyor. Ben bu hatayı yaptıktan sonra kendimi daha iyi hissedeceğimi sanmıştım ki bir süreliğine işe yaradı, tuzlu okyanusun kokusu bana iyi gelmişti ama bulutsuz mükkemmel havada yokluğun ortasından doğruca üzerime gelen yıldırım bu muhteşem anı bölmüş oldu ve bunun için özür dileyeceğini de sanmam. Uzun lafın kısası kendimi evimden alınmış ve o şaşalı büyük yapıların olduğu Olimpos'un taht odasında bulmuştum. Bir de yükselenime göre bu hafta şanslı olmam gerekiyordu. İşte o andan itibaren içimdeki gizlenen astronomici topukları vurarak kaçtı. Belki benim de bunu yapmam gerekirdi, ama hayır onun yerine ben ve sevgili ağzım şunları söyledik;
"Pizza isteyen?" biliyorum biliyorum ama hey, son dakika haberi ben Athena melezi değilim.
Tabi salonda bana şaşkoloz şaşkoloz bakan altı metrelik berbat ebeveyn sürüsü dediğim lafı anlamlandırmaya çalışıyorlardı sonra içlerinden en zeki olanı konuştu;
"Pizza mı getirdin ?" hayır hiç hayal kurmayın bu Athena değildi şüphesiz, konuşan zeki(!) kahvaltıda fazla protein tozu almış olan Ares'ten başkası değildi. Kendime not: protein tozları beyne iyi gelmiyor.
"Seni buraya pizza için getirmedik melez!" diye konuştu mantığın sesi, Athena iyi hoş konuştu ama ben de buaraya gelmeye pek niyetli değildim yani. Zeus'un yanında oturan bermuda şortlu balıkçı sözü devraldı;
"Seni buraya bizzat Olimpos'un kralı Zeus getirdi o yüzden gevezelik etmesen iyi olur." gerçek şu ki iyi ve etkili konuşmuştu ama onu bu haliyle ciddiye almak oldukça zordu.
"Aman efendim zahmet etmeseydiniz ben Olimpos'a uçan ilk otobüse atlar gelirdim." demedimmi, ben ve ağzım gerginlik anlarında pek iyi bir ekip sayılmayız.
"Ne cüretle!" diyen gürleyen ve arkasında muhteşem yıldırım efektleri ile konuşan ürkütücü Zeus da bunun bir kanıtı. Ama şansım beni hatırlamış olacak ki orada olduğunu bile fark etmediğim korkutucu iç karartıcı ve bana bulaşma diye bağıran duruşu ile normalde burada bile olmaması gereken ama orada olan Hades konuştu;
"Belliki şimşeğin melezin aklını karıştırmış kardeşim." ve ben, hani şu sürekli bahsettikleri küçük melez şaşkınlıkla Hades'e baktım. Yok kesin evrende bir sorun var ya da ben miyopum çünkü az önce Hades'in güldüğüne dair bir halisülasyon gördüm sanırım. Ama gemide unuttuğum aklım yetişmiş olacak ki beni bunlardan uzaklaştırarak mantıklı bir şey söyledi; uyan kızım eğer Hades bile buradaysa başın belada demektir! Ne kadar da haklı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLİMPOS GÜNLÜĞÜ
ФанфикHer zaman onlardan ve melezlerinden bahsettik. Şimdi sıra onlara geldi... Olimposlulardan kendi yaşamlarını dinleyeceğiz...