FİNAL

3.1K 78 14
                                    

Benim dünyam artık üç kişi için dönüyordu.
Biri karım diğeri ise kucağımda ki oğlum ve karşımda beşikte uyuyan kızım.
O kadar masum saftı ki kucağıma aldığımda canını acıtmaktan çok korkmuştum.
Minicik gözleri elleri burnu kulağı o kadar tatlı yapıyordu ki insanın bakmaya doyamadığı bir varlık idi.

Kızım için de aynı şeyler geçerli. Saçlarının rengini annesinden almıştı.
Saçları çok gürdü.
Oğlumun ise ona rağmen daha azdır sayılırdı.

Kafamı kaldırıp güneşe baktım doğumdan beri uyuyordu.
Doğumda fazla kan kaybettiği için kan takviyesi yapıyorlardı.
Yüzündeki huzurlu ifade acılarının geçtiğini anlatır dercedeydi.

Oğlumu geri yatağına koyup gelen hemşire ile bebek odasını gittiler.

Yatağın hemen baş ucundaki koltuğa oturup saatlerce güneşi izlemek istedim.
Bana o kadar büyük hediye vermiştiki ona karşılık ne versem azdı.

Sağ elimi eline götürüp varlığımı belirtmek istedim. Tek değildi. Hiçbir zaman.

Açılan kapı ile yüzümü zorla da olsa oraya çevirdim.
İçeri ye bizimkiler girmişti.
Güneşin uyduğunu görünce adımlarını dahi sesiz atmışlardı.
Hepsinin yüzünde mutluluk vardı.

Ayağa kalkıp hepsiyle tokalaştım.

Bora ilk önce güneşe sonra bana baktı ve konuşmaya başladı.

... Nasıllar...

... Bebekler iyi güneşe kan takviyesi yapıyorlar Doğumda fazla kan kaybettiği için. Bunun haricinde allaha şükür birşey yok....

Bora anladım der gibi kafasını salladı.
Güneşin mırıldanma sesi odayı doldurdu.
Bora benden önce davranıp güneşin yanına gitti.

Saçlarını okşamaya başladığında güneş yavaş yavaş gözlerini açmaya başladı.
Dili ile dudaklarını ıslatıp konuşmaya çalıştı ama boğazı kuruduğundan öksürük krizine girdi.
Bora yanındaki sürahiden su doldurup güneşe su içirdi.

Güneş suyu içtikten sonra biraz daha kendine gelmişti.
Hepimize tek tek baktıktan sonra bende durdu.

... Bebeklerimiz...

Diye onları sordu.
Elimi saçlarına götürdüm okşadım ve bir öpücük bıraktım.

... Onlar o kadar tatlılar ki.. Kızımız aynı sen.. Oğlumuz maalesef aynı aras manyağına benziyor. Hayır yani benzeye benzeye dayısına benzedi umarım huyu suyu da benzemez...

Aras histerik bir kahkaha attıp

... Tabi oğlum bana benzeyecek sana benzeyipte günaha mı girsin çocuk senin cenazeni yıkayacak hocanın putperest olması lazım...

Arasa ölümcül bakışlar attım.
Güneş canının acısıyla el verdiği kadar gülmesedi.

Odaya giren hemşire hepimize ters ters baktı.

... Bu oda biraz fazla kalabalık değil mi...

Aras kızı bir süzdü. Sonra yanına geçip

... Evet hemşire hanım haklı hadi bakalım bekarlar kampı üyeleri eve gidelim...

Aklı sıra hemşireye hava atıyordu budala.
Hemşire arasa ters ters bakıp konuşmadı.
Herkes güneş ile vedalaşırken aras hemşire ye laf atmadan duramadı.

... Hemşire hanım bana adınızı bağışlar mısınız...

Kadın ellerini önünde bağlayıp tek kaşını kaldırıp konuştu.

İMKANSIZ AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin