❄️ 1 ❄️

152 20 12
                                    

Raflardan güç bela aldığım süt kutusunu ceketimin altına saklayıp insanlarla göz göze gelmekten çekinerek reyonlar arasında ilerledim. Bugün erken saatlerde gelmiştim işimi tamamlamak için. Yalnızca yerleri temizleyen kadını hesaba katmamış olabilirim. Onu ve sanki gece beni uykumda çaldığım sütle boğacak gibi bakan gözlerini. Bu saydıklarım dışında bir sorun çıkmamıştı. Eh, tecrübeler size avantaj kazandırıyor.

Paspasının bezini temizlemeye odalardan birine girdiğinde fazla oyalandığımı düşünerek çıkışa doğru ilerledim. Şansıma süt kutusu ceketimin altında fazla kabarık durmuyordu. Dikkat çekmek, isteyeceğim en son şey olduğundan kıpırdanmayı kestim.

Gözlerimi uzaklara dikip kafamı kaldırdım ve çıkış kapısına doğru ilerledim. Dışarı çıktığımda tuttuğum nefesimi serbest bıraktım. Ter dökmüştüm. Her ne kadar çalma işini çok kez yapmış olsam da bu durumdan memnun olduğumu göstermez. Ama yine de hayatta kalabilmek için buna mecburum.

Arkama bile bakmadan evime doğru ilerlemeye başladım. İki üç adım atmıştım ki arkamdan ayak sesleri duydum. Koşma gibi hararetli geliyordu. Yutkundum.

''Hey! Ne yaptığını sanıyorsun?!'' Bunu duyduğum an tüm gücümle koşmaya başlamıştım bile. İçimden 'şimdi yakalanamazsın' diye mırıldanıyordum. Ayak sesleri giderek yaklaşıyordu. Gördüğüm ilk ara sokaktan içeri girdim. Gözlerimi kapatıp nefesimi tuttum ve yok olmayı diledim. Sadece o an için. Seslerin kesildiğini fark edince gözlerimle geldiğim yeri kontrol ettim. Temiz olduğundan emin olduktan sonra yoluma devam ettim.

Eve ulaştığımda kilidi bile olmayan kapımı açıp içeri girdim. Evet, belki saray değildi. Hatta bırak sarayı, sıradan bir apartman dairesi gibi bile değildi. Aslına bakarsanız zamanında terk edilmiş bir evdi sadece. Kimse ilgilenmiyordu burayla. Ve evden kaçtığımda burayı bulup buraya sığınmıştım. Dışarıda tipiyi aratmayan bir kar fırtınası vardı. O günden sonra reşit olana kadar burada yaşamaya karar vermiştim. İdare ediyordum işte. Yalnız ve yokluk içindeydim belki, en azından hayallerim hedeflerim vardı. İstediğini alan bir kişiliğe sahip olduğumdan hayallerimi gerçekleştirebileceğime dair umudum vardı.

Eve girer girmez yüzüme çarpan o rutubet kokusu vardı bir de. Tek rahatsızlığım oydu sanırım. Sırt çantamı içeri bıraktım, süt kutusunu da tezgaha. Ceketimi çıkarıp artık içindeki yayları gün yüzüne çıkmaya başlayan kanepeme koydum. İç çekerek uzandım yatağıma.

Bir süre içim geçmiş olmalı ki uyandığımda güneş batmak üzereydi. Bu kadar tembelliğin yettiğine kanaat getirerek kalktım. Oturma odasına bağlı olan mutfağıma gidip bitmek üzere olan gevreği kaseye doldurdum içine aşırdığım sütü ekleyip çekmeceden bir kaşık kaptım.

Kaseyi tezgahtan alıp içeri gitmek için arkamı döndüm.
''Demek burada yaşıyorsun.'' Daha önce hiç karşılaşmadığım biriyle göz göze gelmemin şokuyla kase elimden kayıp yere düştü.

..................
Herkese merhaba! Bu hikaye için fazlasıyla heyecanlıyım. Çünkü en sevdiğim Disney masalı olan Frozen konulu bir hikaye olacak. İlk birkaç bölümde Frozen dan hiç iz taşımasa da hikaye ilerledikçe fark edeceksiniz. Orijinal bir şeyler yapmaya çalıştım. Umarım beğenmişsinizdir. ❄️💙
Instagram: @puddinsbook

WONDER || @madebysnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin