Gökay gittiğinde biraz da olsa sakinleşmiştim. Onu unutup Tolga'yı düşünmeye başladım.
İyi olmasını ve bir an önce çıkmasını temenni ettim. Ben orada öylece beklerken birçok kişi geçti fakat Cem hala ortalarda yoktu. Nihayet biri çıkıp bana bir kahve verdi, ben de teşekkür edip kabul ettim ve beklemeye başladım. Bu sefer çok geçmeden Cem geldi yanıma.
''Canım, seni otele götüreyim ben artık burada beklemen pek işe yaramıyor sonuçta.''
''Tolga çıkana kadar hiçbir yere gitmem.''
''Lütfen yapma böyle ama, dinlenmen gerek.''
''Cem, ısrar etme dinlemem biliyorsun.''
''Biliyorum, inatçısın sen de. Küçükken olduğun gibi, hiç değişmedin.''
''Güzelim!''
''Tolgaa! İnanmıyorum, nasıl yani çıktın mı!?''
''Çıktım güzelim, benden kurtulmak mümkün mü sandın?''
''Çok korktum Tolga, çok fazla korktum.''
''Biliyorum canım ama çıkacağımı bilmen lazımdı. Sonuçta benden bahsediyoruz değil mi?''
''Evet öyle tabi. Artık tatilimize başlayabilir miyiz?''
''Başlarız tabi başlarız da Tolga benim biraz işim var.''
''Cem ne işin var oğlum bak yine başına dert açma, dikkat et.''
''Yok bu sefer olmaz bir şey. Gökay'dan kurtulacağım sadece.''
''Nasıl yapacaksın, uğraşma Cem''
''Dünya, neden o çocuğu koruyorsun hala?''
''Koruduğum falan yok. Sadece uğraşmanızı istemiyorum. Siz neden sürekli bu soruyu soruyorsunuz bana?''
''Hala ona karşı bir şey hissetmediğinden emin misin ?''
''Cem saçmalamayı kes! Öyle bir insana karşı ne hissedebilirim?''
''Bilmiyorum artık. Neyse ben şikayette bulunacağım, güvenlik kamerası kayıtları var elimde.''
''Tolga biz gidelim.''
''Bekleyelim güzelim, Cem'in işi de uzun sürmez zaten.''
''Tamam bekleyelim o zaman... Cem ama gerçekten uzun sürmesin ve çok uğraşma.''
''Tamam canım, söz uzun sürmez ve çok uğraşmam.''
Cem işini halletti ve otele döndük. Önce biraz dinlendik, bir şeyler atıştırdık. Tolga'ya uyup denize gittik ama bu benim için berbat bir karardı çünkü yüzmek imkansızdı. Güneşlenmeyi düşündüm ama onu bile yapamıyordum. İstediğim gibi dönemiyorum. Bir an önce bacaklarımı geri istiyorum ben, çok yoruldum.
Bir de o kızların Tolga'yla Cem'e bakışları yok mu içine düşecekler çocukların. Bir şeyler yapmam lazım bir an önce, o kız Cem'e mi yaklaşıyor? Hemen bir şey yapmam gerekiyor, yoksa gidecek çocuk.
''Cem, gelir misin hayatım?''
''Hayatım demek, gelirim güzelim.'' Dedikten sonraki o gülüşün tarifi yok, mükemmel görünüyor öyle güldüğü zaman ama şimdi gülüşüne takılı kalamam çünkü Cem'i o kıza yedirtemem.
''Bekliyorum Cem''
''Hemen mi? Biraz bekleseydin olmaz mıydı?''
''Olmaz, hemen gelir misin canım?''
''Geliyorum canım.''
Bana doğru yaklaşırken kıza, sana mı kalacaktı o benim bakışımı attım ve sanırım Cem bunu da fark etti. Biraz utanmış olmama karşın onu kıskanmam Cem'in hoşuna gitmişti ve bu güzel bir şeydi. Yanıma yaklaşınca hiç beklemediğim bir soruyla karşı karşıya kalmıştım. Böyle direk sorulur muydu bu? Sorduktan sonra Cem'in de suratı kıpkırmızı olmuştu ve bunu fark etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyaya Tutun
Fiksi RemajaSevdiğiniz kişi birden sizin kabusunuz olsa? Hayatı sizin için tamamen zorlaştırsa? Sizi kabustan uyandıracak kişi senelerdir tanıdığınız biri olsa ve bunu yeni fark etseniz yaşayacağınız pişmanlık nasıl olur? Peki hayatınızı eski hâline çevirmek...