''Fark ettim ki içimde çok şey biriktirmişim. Belki de böylesi iyi oldu. Şimdi bunları unutalım da bir yerlere gidelim, ne dersiniz?''
''Olur kuzen, iyi olur.''
''Bana da uyar.''
''Tamam o zaman. Ben hazırım hadi gidelim.'' Cem hiç beklemediğim bir tepki verdi.
''Sen bir kızsın bu da ne demek oluyor? Tolga ile beraber seni bir saat beklememiz gerekmiyor muydu bizim? Senaryoda hata oldu herhalde. Keselim, geri falan saralım alışkın değilim ben böyle.''
''Yemin ederim çok konuşuyorsun, bir susmadın. Hayır nereden geliyor bu enerji anlamıyorum ki?''
''Ben de bilmiyorum.''
''Cem iyisin değil mi canım?'' Canım? Dünya sen ne yapıyorsun? Canım ne demek. Bir tutamadın şu ağzını, ne yaptın kızım sen? Kim bilir ne düşünecek şimdi çocuk. Rezil oldum, nasıl düzelteceğim?
''İyiyim, çok iyiyim. Ama 'canım' gökyüzü kadar sarhoş oldum.''
Yüzüne çok derin baktım. Deniz kadar... Gökyüzü kadar sarhoş adama deniz kadar derin bakışım bile açıklıyor bizim imkansızlığımızı.
''Gökyüzü kadar... Nasıl içmeden sarhoş olabildin?''
''Bir sözcük ile bir bardak umut içtim. Kim demiş içmedim diye?''
''Ben fazlasını içtim o umutların, nasıl ayık kaldım o zaman? Umut bir bana mı dokunmuyor?''
Güldü. Yalnızca güldü. Başını yavaşça bir sağa bir sola salladı.
''Sarhoşluğunu ben fark edebiliyorum, sen her ne kadar belli etmemeye çalışsan da. Bende sana özenip sarhoş oluyorum.''
Hiçbir şey diyemedim. Çünkü duygu sahibi bir adama ne denir bilemedim. Şair gibi adam vesselam. Ne desem dokunur kalbine, ben nereden bileyim.
''Konuşmanız bittiyse eğer gidebilir miyiz? Biraz kafa dağıtacaktık hani, öyle bir şeyler konuşmuştuk.'' Hemen atıldım ben de.
''Evet evet gidelim haydi. Nereye gideceğiz? Kafe falan var mı buralarda?''
''Var yakında bir yerde çıkalım haydi.''
Tam Tolga beni alıp sandalyeme oturtacaktı ki Cem devreye girdi.
''Tolga, istersen ben alayım bu sefer.''
Tolga fikrimi sorarcasına bana baktı. Hayır izin verme dercesine kaşlarımı kaldırdım.
''Yok kardeşim alırım ben sorun yok.''
''Tolga ben sandalye ile gitmek istemiyorum. Beni sen götürür müsün?''
''Tabi güzelim''
Cem'in suratına bakmaya cesaret edemedim. Bakarsam yine bana imalı bir şekilde bakar diye korktum. Kafeye doğru giderken Tolga kulağıma doğru eğilip bir şeyler fısıldadı.
''Güzelim, şimdi Cem'e vereceğim seni çünkü benim almam gereken bir şey var. Sakın itiraz etme zaten dinlemem.''
''Çok mu acil alman gereken şey?''
''Değil ama belli ki Cem'in söylemek istediği bir şeyler var ve çok önemli görünüyor.''
''Kuzen deme öyle. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi geliyor zaten.''
''Aşık mı oldu yoksa benim küçük prensesim.''
''Dalga geçme kuzen. Çok kötüsün.''
''Tamam tamam sustum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyaya Tutun
Genç KurguSevdiğiniz kişi birden sizin kabusunuz olsa? Hayatı sizin için tamamen zorlaştırsa? Sizi kabustan uyandıracak kişi senelerdir tanıdığınız biri olsa ve bunu yeni fark etseniz yaşayacağınız pişmanlık nasıl olur? Peki hayatınızı eski hâline çevirmek...