Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak zorunda bırakıldım. Uzun süredir olmuyordu. Sanırım yeterince kendimi gizleyemedim ki yine bir ruh benden şüphelenip beni denemek için gece ziyaretime gelmiş. Gözlerimle inatlaşıp açmamak için diretsem de bu tıkırtıları duymazdan gelmem daha çok dikkat çeker sanırım.
Ah bi an tepkisiz kalmakta çok zorlandım resmen karşıma geçmiş beni denemek için gözlerini gözlerime dikmiş yüzümün 3cm ucunda ki gözlerle beni inceliyor. O gözlere bomboş bakarak iki elimle yüzümü sıvazlayıp yatakta doğruldum. İşte bu iyiydi. İçinden geçip doğrulmam ile önce ince tiz ve öfkeli bir çığlık atıp sonra da etrafında hızlı hızlı gezindi. Kim mi tabi ki yine kendince haklı sebebleri olan bir ruh. Keşke biraz daha sesli konuşmak yerine mırıldanarak konuşsa kendi kendine kafamı şişirdi. Bende madem uyandım hazır okul vakti de yaklaşmış bi saçımı yıkayıp okula hazırlanayım. Tam bir duş almayı çok istesem de o kadar cesaretim yok ne yazık ki. Ne kadar ruhlara alışmış dahi olsam etrafımda beni eleştiren bi ruh varken soyunmak hiç işime gelmiyor.
Bu kadar inatçı olacağını düşünmediğim ruh en son saçlarımı kuruturken bana okkalı bi küfür savurup ortadan kayboldu. Sonunda.
Bende okul formamı giyip hafif saçlarımla ilgilendikten sonra mutfağa indim. Meleğim yine unutmamış beni işe gitmeden masayı hazırlamış. Bende zevkle kahvaltımı yapıp okul yolunu tuttum. Hadi bakalım Defne kolay gelsin.
İlk dersin matematik olmasından daha kötü bişey varsa oda 3 ders arka arkaya olmasıdır. Her hafta aynı şeyi tekrarlayarak girdiğim sınıfımda ilk dikkatimi çeken şey boş bir sıra oldu tabi ki benim sıram. Harika Burcu da yine okulu asmış. Bu sıralar bi işler çeviriyor ya hadi hayırlısı. Daha kötüsü olamaz derken hem matematik hem yalnızlık beni bulmuştu.
Ders zilinin çalmasının üstünden 20 dk geçtiği halde Hülyacımcımın gelmemesi üzerine sınıftan çıkıp öğretmenler odasının yolunu tutmak yine bana kalmıştı.
Evett boş ders ve herkes bahçeye. Bu havada zaten benden başka kim sınıfta durmak ister ki.
Herkesi gönderip sınıfta sınıf defterimle başbaşa müzik dinlerken yine hissettimm. Yakınlarda gezen bir ruh var ki şimdi görüş alanıma da girmiş bulunmakta. Umarım bana bulaşmaz. İlginç ki bu ruh henüz çok genç. Aslında onun adına üzülmedim desem yalan olur. Ve sanki biraz farklı ilk defa bu kadar dingin bir şekilde gezinen (evet ben artık ruhlara gezinen demeye başladım) görüyorum. Sanki herşeyi kabullenmiş. Çocukluk arkadaşım olan bir ruh bunun ne kadar zor bi durum olduğunu, ölmesinin üstünden 48 yıl geçtiği halde hala kendini canlı bir insan gibi düşündüğünü anlatmıştı.
Gerçekten bir insan olarak şimdi çocuğa imrendim. Demekki baya güçlü bi iradeye sahip. Çok ta yakışıklıymış açıkçası yazık olmuş. Dur size biraz tarif edeyim. Uzun boylu sanki yeni vücut çalışıyormuş gibi abartısız ama yapılı bi vücut,beyaz ten,yeşil göz,siyah saçlar ve hafif yeni yeni çıkankirli sakal.
Eğer anneme söz vermemiş olsaydım bu çocukla konuşup hikayesini uzun zamandır ilk defa gönüllü olarak dinleyebilirdim. Bende ilgimi ona çeken birşeyler oldu sanki. Herneyse daha fazla onu inceleyip kendimi ifşa etmeden biraz bahçeye çıksam iyi olur.
İlk okulumun aksine lise de sevilen biriyim. Tabi bunda ki şehir değişikliğinin büyük etkisini görmezden gelemem. Az denemeyecek ama aşırı da fazla olmayan bir arkadaş çevrem var. Daha lise de 3. Haftam olmasına rağmen neredeyse her sınıftan 2'şer 3'er arkadaşım var. Ve bu benim için büyük bir özlem.
İnsan olan arkadaşlar..
Akşam günün yorgunluğunu üstümden atmak için tam bir tabak çekirdek ile televizyon karşısına geçmişken çalan zile içimden kısa bir küfür sıralayıp yerimden zorla kalktım. Tabi kapıda Burcu'nun ablası Çağla ablayı beklemiyordum.
"Canım Burcu'yu çağırsana babam geldi telefonunu da açmıyor"
"Abla ne Burcu'su ben daha okuldan yeni geldim, Burcu'da okulda görmedim ki "
"Bugün okul çıkışı sana geçeceğini söylemişti, seninde haberin yok. Kusura bakma rahatsız ettim gelirse haber ver olur mu?"
"Yok sorun değil abla sende bulunca ara olur mu?"
Kapıyı kapatır kapatmaz içimden Burcu'ya sövüp üstümü giymeye başladım. Kesin son zamanlarda şu sık sık selamlaştığı internet cafenin cam gülü olan serseriyleydi tüm gün. Umarım ordasındır. Ah Burcu ah sırf benim tepkim hoşuna gitmedi diye niye benden saklarsın ki sanki senin kötülüğüne dedik onca lafı ha o değil bide beni paravan yapıyo arkadaş.
Gece günün stresiyle yatağa başımı koyar koymaz bütün gün gözümün önünden geçti. Burcu bu seferlik iyi paçayı sıyırdı. Ailesine hastane yalanını iyi bulmuş,bakalım bana neler sıralayacak. O değil ya annem evde olsaydı,beni düşürdüğü durumu yarın ciddi ciddi bi görüşmeliyim.
Işığımı kapatmak için odama giren biriciğime en kocamanından bir öpücük ve iyi gecelerimi diledikten sonra artık kapanmak için benimle savaşan göz kapaklarıma yenik düştüm. Umarım bu gece kesintisiz bir uyku çekebilirim..Evett elimden geldiğince uzun bir bölüm yazıp aynı zamanda saçmalamamaya özen gösterdim kendimce umarım beğenirsiniz ilk 10 bölüm düzensiz ama sık aralıklarla gelecek ama ondan sonra okunma durumuna göre haftalik 2 veya 3 bölüme düşürüp düzenli paylaşım yapmayı düşünüyorum tabi herşey hikayemin beğenilmesine bağlı herkese iyi gecelerrrr...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetenek Mi Lanet Mi¿¿
Roman pour Adolescents"Eminim her biriniz doğuştan bir sürü yeteneğe sahipsinizdir. Güzel bir ses,iyi bir matematik zekası ve belkide telekinezi gibi çeşitli doğa üstü bir çok yetenek. Bunlar size bahşedilmiş muhteşem yeteneklerdir. Amaa benimki yetenekten çok biraz lane...