🕃4🕄

738 18 4
                                    

Odaya girdiğimizde onu zorla almak zorunda kalmıştım. Ondan önce odaya girip almamıştım. Sonra beni hocaya söyleyeceği ile ilgili bir şeyle tehdit edince almak zorunda kaldım.

Ben koltukta onun uyumasını  beklerken hiç de kolay olacağa benzemiyordu. Birden telefonum çalınca korkmuştum.

Arayanı görünce korkum bedenime yayılmıştı. Çünkü arayan kişi babamdı!

Hemen açmıştım tabii. Yanlışlıkla!

"Efendim babacığım? "

"İyi geceler güzelim. Ne yapıyorsun bakalım?"

"Iı şey babacığım oturuyorduk yani oturuyorum. Sen?"

"Bende oturup televizyon izliyordum. Seni aramıştım ama açmamıştın. Bende tekrar arayayım dedim. Geri dönüş de yapmadın."

Tabii ya motorda birisi aramıştı. Ama ben kimin aradığını merak bile etmemiştim.

"Kusura bakma babacığım. Ben o sırada otobüsteydim. "

"Neyse artık. Çisem nasıl? Oda arkadaşlığınız nasıl gidiyor? "

O sırada Yasir ile göz göze gelmiştik.

"Evet baba o da iyi. Yani uyudu, yorulmuştu biraz. Şimdi kapatmam gerek şarjım az kalmışta. Olur mu?"

"Tamam kızım. Kendinize iyi bakın."

Telefonu kapattığımda içinde tuttuğum nefesi sesli bir şekilde dışarıya verdim. Bu az da olsa rahatladığımın göstergesiydi.

Bana bakıp tek kaşını kaldırarak konuştu.

"Demek baban bir erkekle aynı odada kaldığını bilmiyor ha Çirkin?"

Sinirle yanımdaki kırlenti alıp fırlattım.

"Kes sesini Yasir!" Oturduğum büyük koltukta iyice yayılarak yatmıştım. Uykum vardı.

Nede olsa gün boyu Sapık Yasir'le karşılaşmamak için dört dönmüştüm. Sevgili kankam da beni yeni oda arkadaşıyla satmıştı. Pislik ne olacak, yanında gül gibi çocuk vardı. Benim yanımdaki de taş gibiydi mübarek ama sapıktı. Sorun oradaydı zaten.

Bir kaç defa esnememle gözlerimden yaş akmıştı. Daha sonra uyumaya meyilli olan vücudumu ve zihnimi uykuya teslim ettim.

^_^_^_^_^_^_^_^

Gözlerimi açacakken ellerimi devindirmemle bir bedene dokunmuştum. Hemen kalkıp baktım.

Yatağa yatırmıştı beni. Yanıma da kendisi üstü çıplak bir vaziyette yatmıştı. Hemen o yataktan kalktım.

Telefondan saate baktım ve yüzümü buruşturarak lanet ettim. Saat daha sekizdi. Ne diye uyanıyorsam bu saatte!

Elimi yüzümü yıkamaya banyoya geçtim. İşlerimi hallettikten sonra üzerime alışverişte aldığım elbiseyi giydim. Birde siyah topuklu.

Saçlarımı maşa yapıp kenarlarından alıp arkadan tutturdum. Belki birazda küçük dokunuşlar yapabilirdim.

Banyoya tekrar girip kendime rimel ve parlatıcı sürüp, aldığım erkek parfümünü de sıkıp tam odadan çıkıyorken onun sesini aniden duymamla çığlık atacaktım.

Ama o önceden ağzımı tuttuğu için sesim boğuk bir şekilde çıkmıştı.

"Şşş. Sakin ol Çirkin benim. Nereye gidiyorsun sabahın köründe bu saatte?"

KOLEJLERLE OKUL GEZİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin