Beni öptükten sonra, uçurumda fotoğraf çekinmiştik. Gözleriyle bile beni heyecanlandırıyordu.
Saate baktığımızda oldukça geç olmuştu.
"İstersen artık otele geçelim, saat geç oldu."
Kafamı sallayıp yerden kalktım. Üstümü tozdan silkelerken bana yardımcı olmuştu.
Beraber arabaya yürürken önümde bir taş olduğunu görmemiştim. Ona basınca aniden, ayak bileğimi burkmuştum.
Çok keskin bir acı girince kendimi yere bırakıp acıdan inlemiştim.
"Ah!"
Hemen arkasını dönüp bana baktı. Kaşlarını çatıp yanıma oturdu.
"Ne oldu?"
"Bileğimi burktum. Çok acıyor. "
Elini bileğime değdirip baktığında acı girince geri çekmeye çalıştım. Az da olsa bileğim şişmişti.
"Sanırım incitmiş olmalısın. Yürüyebilir misin bir bakalım."
Elini uzatınca burkulan ayağıma basmamaya dikkat ederek ayağa kalktım.
Yürümeye çalışınca ayağıma basamıyordum. Lanet!
"Hayır basamıyorum. Ah! Acıyor. "
"Peki o zaman..." diyip elinin birini bacaklarıma diğerini ise belime yerleştirip beni kucağına almıştı.
"Aa ne yapıyorsun?!"
"Seni taşıyor gibi görünüyorum ama, yoksa başka bir şey mi yapıyorum? "
"Ya hayır. Tek ayakla yürüyebilirdim."
Göz devirip konuştu. "Saçmalama istersen, tepeden tek ayak inmeye çalışırken yokuş aşağı yuvarlanmana göz yumamam."
Beni taşırken ayağıma basmadığım için acı az da olsa gitmişti. Ama fena halde sancı yapıyordu. Ve azıcık da şişmişti.
Arabaya kadar geldiğimizde beni ön koltuğa dikkatlice bindirdi. Hemen o da kendi yerine oturdu.
Üşüdüğümü hissedince hafif bir titreme gelmişti vücuduma. Bana bakıp "Üşüdün mü?" diye sordu.
"Biraz. " der dememle üzerinde ki ceketini çıkarıp omuzlarımdan giydirmişti. Arka koltuğa uzanıp ince bir battaniye alıp bacaklarıma örtmüştü.
"Teşekkür ederim. "
"Etme. Eğer daha fazla üşürsen ısıtıcıyı açarım. Söylemen yeterli. "
Kafamı sallayıp kendimi koltuğa yasladım. Araba yavaş yavaş ilerliyordu.
Bir süre sonra araba durmuştu. Ama burası otel değildi ki. Ay acaba beni kaçırmış olamazdı değil mi?
Korkuyla etrafıma baktım ve bir hastaneye geldiğimizi anlamam ile korkum iki fazla artmıştı. Hastanelerden, doktorlardan ve en kötüsü iğnelerinden nefret ederdim!
Hemen bağırmıştım. "Hayır! Otele gidecektik hani?"
"Ayağına baktırmalıyız. Kötü durumda olabilir."
Dedikten hemen sonra inmişti. Ben şimdi ne yapacaktım? Ya iğne yaparsa o doktor? Of düşünmesi bile korkutucu.
Beni tekrar kucağına almıştı. Battaniyeyi arabada bırakınca bacaklarım açıkta kalıyordu. Birde etek kısaydı. Yattığım için biraz daha dikkat çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLEJLERLE OKUL GEZİSİ
Roman pour AdolescentsEğlenmek için sınıf öğretmenleriyle Antalya'ya tatile giden Devlet okulu öğrencileri. Gittikleri andan beri kimisi için tatilini berbata çeviren bir olay gelişir. Kolejli öğrencilerle aynı odalarda kalmak zorunda kalırlar. Ama bir şey olmuştur. Der...