Aslında sabah evden çıkarken kızlara geç geleceğimi söylemiştim ama onları tekrardan aradım ve grup konuşması yaptım. Telefon ikinci arayıştan sonra açıldı ilk Gülsün ardından özlem de açtı. Onların konuşmasına izin vermeden konuşmaya başladım. " Kızlar akşam yemeğinde ne var?"diye sordum. Tabi yani haftasonları yemekler ayrı güzel oluyor. Ikisi de benim sorduğum soruya gülerken ben tekrardan söze girdim" Telefon da niye gülüyorsunuz. Zaman kaybı fatura bana kesiliyor ne de olsa. Neyse neyse akşam gerçekten geç geleceğim. Mert in doğum günü partisi var bugün o yüzden. Akşam yemeğini bana ayırtmayı da sakın unutmayın tamam mi ? Bir de unutmadan artık Yalın ve Burak'tan yemek parası alıyoruz. Sonuçta uçümüzün yediğini onların biri yiyor."dedim ve onların konuşmasına izin vermeden telefonu yüzlerine kapattim. Sonra Mert'e geri döndüm. Mert le ders dışında birçok aktivite yapıyorduk. Mesala karate ben ve Özlem dokuzuncu sınıftan beri eğitimini gördük sonra ben yurt dışında devam ettim. Özlem de bırakmamış tabi o da çok iyi herkesi yenebiliyoruz. Ama birbirimizi asla. Sonra Gülsün ile bir erkekten daha iyi futbol oynayabiliyoruz. Mert de benimle bunları yaparken çok mutluydu. Saatte baktığım da partiye bir saat kalmıştı. Olamaz ya baya da terlemistim. Tam odadan çıkıyordum ki kapı açıldı içeri Seda Teyze girdi. Elinde Mert'in doğum günü kıyafetleri ve kırmızı bir kısa elbise vardı. Ben kıyafetleri incelerken konuşmaya başladı."Hayat canım sabahtan beri koşuşturuyorsunuz. Terlemiş olmalısın. Eve gitmen zaman alacaktır. Ben Mert'i giydirene kadar sende giyinirsin." dedi ve gülümsedi. Kadın düşünceli ya benim gibi mi? Neyse çok konuşmiyım da giyineyim bari. Kırmızı elbiseyi giyip üzerine siyah topuklu ayakkabilarmı giydim,saçlarımı mısır örgüsü yaptım ve hafif bir makyajla tamamladım. Odadan çıktığımda Seda Teyze kapıda bekliyordu. Beni baştan aşağı süzdükten sonra konuşmaya başladı. "Maşallah maşallah nazar değmesin. Hayat canım çok güzel götürüyorsun kızım. Biz şimdi çıkıyoruz. Birazdan Yiğit de gelir. Aman kızım herşey senin kontrolün altında." dedi. " Teşekkür ederim Seda Teyze. Gözünüz arkada kalmasın. Her sey yolunda olacak merak etmeyin."dedim ve gülümsedik. Seda Teyze vedalaştı ve evden ayrıldı.Doğum günü partisi çoktan başlamıştı. Mert arkadaşlarıyla eğlenirken ben de ona eşlik ediyorum ama aklım halâ yiğit de kalmıştı. Kardeşinin doğum gününe 20 dakikadır geç kalmıştı. Benim kardeşim yoktu benden iki yaş büyük bir ağabim vardı sadece o da zaten sürekli takıp ediyordu beni. Sürekli onlardan kaçarak yaşadığım için bana çok kırılıyordu. Ben böyle düşüncelere dalarken çocukların huysuzlaştiğıni gördüm. Yiğit Bey yarım satten fazla geç kaldı. Gelmeyeceğini düşünerek pastayı almak için mutfağa gittim. O sırada kapı sesi duymuş gibi oldum ama müzik biraz gürültülü olduğu için emin değildim. Pastayı alıp salona geçtiğimde tüm ışıklar kapalıydı ve etrafımı mum ışıklarıyla görebiliyordum. Birden balona bastım ve pasta karşımda duran birinin yüzüne fırladı ve dengemi kaybedip pastayı yüzüne fırlattığım kişinin üzerine düştüm. Ayy nefes alamıyorum, boğuluyorum. Işıklar açıldığında çok komik bir durumdaydik. Çocuklar bile gülme krizine girmişti. Üzerine düştüğüm kişi pastayı havada tutmuştu. Üzerinden kalktığımda bu yüzü baya tanıdık gelmişti. Ama o Yiğit Kozan olamaz değil mi?
Bölüm sonu bölümler kısa ama gittikçe uzaticağim. Kitaba kısa zamanda çok feci halde baglandim. Yazmadan yayinlamadan duramiyorum. Neyse çok uzatmayim. IYI OKUMALARI💜💛💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Adaleti
Teen FictionBazen varla yok arasında gidip geliriz. Hayatın bize neler sunacağını bilmeden yaşarız tabi bunada yaşamak deniliyorsa. Gerçeklerin hep acı olduğuna inandırmıştım kendimi oysaki gözümün önündeki gerçekleri görmediğim için acıyordu canım. Nasıl bu...